Beyaz Saray Erdoğan’a gelme der gibi
İLHAN TANIR 01 Ocak 1970
Beyaz Saray’dan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eleştiri üstüne eleştiri gelmeye devam ediyor.
Eleştiri ile karışık hakaret demek daha doğru aslında.
Uzun süredir ABD Dışişleri Bakanlığının getirdiği eleştiriler veya Erdoğan’ın sözlerine verdiği cevaplardan sonra Beyaz Saray da Erdoğan'a yüklenmeye başladı gibi.
Hafta içinde Obama’nın Erdoğan’ı ‘hayal kırıklığı olmuş bir otoriter’ lider olarak tanımlamasından sonra bu kez de Obama’nın sözcüsü Joshua Earnest, sorulan sorulara karşı Obama’nın Erdoğan hakkında söylediği bu ağır eleştirilerin nedenlerini açıklayan uzun cevaplar verdi.
Joshua Earnest, uçakta yaptığı basın toplantısında Başkan Obama'nın Erdoğan'ı ‘’otoriter’’ görmesi sorulduğunda, Türk hükümetinin başka evrensel değerlerle birlikte ''basın özgürlüğünü ayaklar altına aldığını'' hatırlatan bir hükümet olduğunu söyledi. Türk hükümetinin evrensel değerlere destek vermediğinin görüldüğünü, ABD'nin Türkiye’deki siyasi atmosferden endişeli olduğunu belirtti. Bütün bunlar tabi ki doğrudan Erdoğan’ı hedefleyen eleştirilerdi.
Havuz’un Washington’daki üzülesi hali
Havuz medyasının bir organı, daha doğrusu amiral gemisi olarak da bilinen propaganda bültenleri Sabah ve Daily Sabah, Beyaz Saray’dan aldığı bir açıklamayı, Beyaz Saray the Atlantic dergisini yalanlamadığı halde ‘’yalanladı’’ olarak verdi. Halbuki açıklamada ne Jeffrey Goldberg’ün yazısına bir atıf vardı ne de orada söylenen sözlere bir atıf, yalanlama vardı. Açıklama, Türkiye’nin değerli bir NATO üyesi olduğunu anlatan, IŞİD ile mücadeleye değinen klasik bir ‘talking point’ idi. Ama onu havuz medyası, propaganda yapmak üzere hem Türkçe hem de İngilizce versiyonunda ''Beyaz Saray the Atlantic'i yalanladı'' şeklinde verdi. Erdoğan'a yakın TV'ler gün boyu derginin yalan söylediğini anlattı. Bütün bunlar bir propaganda idi. Yalanlama olmadı. Perşembe günü Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Mark Toner da zaten sorular sorulduğunda, Obama'nın sözlerinin nedenlerini açıklama yoluna gitti.
Öyle görülüyor ki Beyaz Saray, akıllarda en ufak bir şüphe kalmaması için, basın toplantısında açıklıkla neden Erdoğan’ı otoriter ve fiyasko bir lider olarak gördüklerini yeniden açıklama ihtiyacı hissetti. Uzun açıklamanın burada.
Beyaz Saray Zaman’a sahip çıktı
Cuma günü yapılan basın toplantısında Beyaz Saray’ın, Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin İslamcılarının, bir süredir bütün hukuk, nizam, mantık kuralları ve temel değerlere aykırı olarak Gülen Cemaati üyelerine karşı sürdürdükleri cadı avının son yağması olan Zaman’a el koymaya da itiraz ettiğini gördük. Sözcü Earnest, Zaman'a el konmasını bizzat hatırlatarak Erdoğan'a neden otoriter dediklerini açıkladı. Erdoğan’ın bizzat sabah, akşam ‘hain’ ‘terörist’ olarak bellediği Zaman’a sahip çıkan Obama’nın sözcüsü, bütün bunları Erdoğan’ın Washington’a gelmesine 2.5 hafta kala yapıyordu. Beyaz Saray Zaman'a, basın özgürlüğünün çiğnenmesi nedeniyle sahip çıkıyordu, Gülen Cemaati nedeniyle değil.
Beyaz Saray’da Erdoğan’ın ziyaretine ait sorular
Bu arada hatırlatmakta yarar var. Beyaz Saray’ın Çarşamba ve Perşembe günü yaptığı basın toplantılarında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ay sonu Washington’da yapılacak Nükleer Zirveye katılıp, katılmayacağı soruldu. Earnest, bu sorulara karşın Erdoğan’ın gelip, gelmeyeceğini doğrulayamam dedi. Halbuki kendisine sorulan soru içerisinde hatırlatıldığı gibi, Türkiye, cumhurbaşkanı ile bu zirveye katılacağını Beyaz Saray’a bildirdi. Erdoğan kamuoyu önünde bunu defalarca söyledi. Hafta içinde ise Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Mark Stroh, e-mail ile sorduğumda Erdoğan’ın gelip gelemeyeceğini doğrulayamayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın farklı şekillerde geleceğini söylediği Washington Zirvesine rağmen iki gün üst üste basın toplantısında sorulan ‘Erdoğan Washington’a gelecek mi’ sorusuna Beyaz Saray ‘bilmiyoruz, kendilerine sorun’ cevabını vermeyi seçti.
Beyaz Saray bir şeyler söylemeye mi çalışıyor.
