Adına Barzani denilen…
Emin Çölaşan 01 Ocak 1970
Sevgili okuyucularım, Türkiye’de kan gövdeyi götürüyor. Güneydoğu tam bir savaş alanı.
Kent merkezlerinde, yörenin en büyük ve önemli ilçelerinde operasyonlar birbirini izliyor. Her yerde sokağa çıkma yasağı var.
Üstelik bu “savaşta” sadece zırhlı araçlar değil, tanklar ve toplar bile kullanılıyor.
Her gün şehit cenazeleri kaldırılıyor.
Ankara başta olmak üzere büyük kentlerimizde bombalar patlıyor, yüzlerce masum insan parçalanarak, yanarak can veriyor.
Ankara’daki son bombalama olayı sonrasında Türkiye’nin dört bir yanında o masum insanların cenazeleri kaldırıldı.
Allah rızası için söyleyin, bunların birinde olsun cumhurbaşkanı, başbakan, ya da bakanlardan herhangi biri var mıydı?
Yoktu!
Katılamadılar çünkü protesto edilmekten korkuyorlardı.
Ankara’da bir cenazeye sadrazam Davutoğlu Ahmet çelenk gönderdi, cemaat çelengi baş aşağı çevirdi.
Bu gibi işlerin şakası olmaz. İyi ki kendisi gelmemiş, onu da yuhalayıp baş aşağı ederlerdi.
* * *
PKK terörü 1984 yılında Şemdinli ve Eruh baskınlarıyla başladı. Bilanço feci:
Günümüze kadar binlerce asker ve polis şehit.
PKK terörü önce kırsal kesimde vardı, şimdi kentlere indi.
Bunlar herhalde uzaydan gelmiyor, gökyüzünden paraşütle inmiyor. Peki bu adamların ana üssü, ana karargahı nerede?
Kuzey Irak’ta, adına Barzani denilen aşiret reisinin topraklarında.
Bu şahıs gerçek anlamda iki yüzlü bir hain.
Bir yanda topraklarında PKK’yı besliyor, öbür yanda ise Türkiye ile dost görünüp bunu AKP iktidarına yutturuyor.
Bizimkiler derseniz herifin kucağına düşmüş çünkü Barzani’nin petrolü var. Petrolden ortaklaşa para kazanıyorlar.
Böyle kazanç batsın.
* * *
Herif tam da aşağımızda kurulu olan Kürdistan adlı göstermelik devletin başkanı. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni resmen uyutuyor, teröristleri beslemeyi sürdürüyor.
Gerçi bizim Genelkurmay arada sırada açıklama yapıyor!..
“Kuzey Irak’taki PKK üsleri bombalanmış, şu kadar terörist etkisiz duruma getirilmiştir!”
Akıl vermek gibi olmasın ama onlar bu tür bombalamalardan etkilenmez sayın komutanlarım…
Çünkü mağaralarda yaşarlar.
Ana üslerine kara harekatı yapılmadıkça o pisliği temizlemek asla mümkün değildir ama kara harekatı zor iştir. Maliyeti yüksek olur.
* * *
Şunu hepimiz iyi bilelim…
Kuzey Irak pisliği temizlenmediği, adına Barzani denilen mikrobun kulağı iyice çekilmediği, hatta koparılmadığı sürece, Türkiye’deki PKK terörü asla bitmeyecektir.
Güneydoğu’daki çatışmalar bugün sona erdirilse bile yarın tekrar alevlenecek, kentlerde bombalar patlayacak ve yeni cenazeler kaldırılacaktır…
Ve PKK’yı topraklarında besleyen Barzani her terör olayı sonrasında zevkten dört köşe olup ellerini ovuşturacak, öte yanda ise terör eylemlerini kınayan (!) göstermelik açıklamalar yapacaktır…
Timsah gözyaşları dökmeyi sürdürecektir.
Ne acıdır ki koskoca Türkiye Cumhuriyeti ikili oynayan bu herif karşısında aciz kalmıştır. Sırf para ve petrol uğruna…
Ayıptır, yazıktır, günahtır.
* * *
Sevgili okuyucularım, bir yanda terörün ana kaynağını besleyen Barzaniyetmezmiş gibi, öbür yanda başımıza yeni bir iş açıldı!
Suriye’de, hemen güney sınırımızda Kürt federasyonu, başka bir deyişle Kürt federe devleti ilan edildi.
Buyur buradan yak bakalım!
Burada sizleri bıktırmak pahasına herhalde 100’den fazla yazı yazdım veAKP hükümetlerini şu cahil halimle uyardım:
“Bakın kardeşim, Esad’ı devirmek uğruna çok tehlikeli bir kumar oynuyorsunuz. Başımıza yeni bir bela açacaksınız.
Sizin yüzünüzden yeni sınır komşularımız oldu.
Rusya geldi, PKK’nın Suriye kolu olan PYD geldi, IŞİD ve bir sürü İslamcı terör örgütü geldi ve hepsi sınır komşumuz oldu.
Siz bu işin sonunu getiremezsiniz.”
* * *
Bu yeni federasyon oluşumunun liderliğini PYD (yani PKK) yapıyor. Diğer katılanlar arasında bölgedeki Araplar, Süryaniler, Nasturiler, Ermeniler ve işin en ilginç yanı, Türkmenler var.
Hani o beslediğimiz, silah ve mühimmat yardımı yaptığımız ve kardeş bildiğimiz bazı Türkmenler!..
* * *
İşin daha da ilginç yanı nedir, ona da kısaca değineyim!
Suriye Devleti, yani Esad, topraklarında kurulan bu yeni oluşumu tanımadığını açıkladı. Yüzde yüz haklıdır.
Ama gelin görün ki, bizim hükümetten bu konuda tık yok!
Sadece isminin açıklanmasını istemeyen bir Türk yetkili Reuters Ajansı’na konuştu ve “Türkiye olarak biz buna karşıyız” dedi.
Hepsi o kadar!
Demek ki sonunda Esad’la aynı çizgiye düşmüş olduk.
* * *
Ne derlerse desinler, ne yaparlarsa yapsınlar, yüz kızartıcı gerçek büyük haşmetiyle karşımızda duruyor:
PKK ile sınır komşusu olduk.
Hayırlı olsun, amin!
AKP iktidarları ve onların hükümetleri Esad’ı devirme hülyasıyla yola çıktı, başımıza bu işler açıldı.
Şimdi ne yapacaklarını düşünsünler bakalım.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri hiç bu kadar aciz, zavallı duruma düşmemişti.
Biz vatandaş olarak utanıyoruz da, acaba bizi bu duruma düşüren aymazlar o utanma duygusunu taşıyor mu!