« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

21 Mar

2016

Apple FBI’a karşı ve Türkiye dersleri

ESER KARAKAŞ 01 Ocak 1970

ABD’de ünlü Apple firması ile FBI arasında çok ilginç bir çekişme yaşanıyor.


Türkiye’nin olağanüstü siyasi ve hukuki ortamında basınımız maalesef bu konuya gerekli özeni gösteremedi, yeterli ölçüde konu tartışılamadı.

Oysa, kanımca, haber, Apple-FBI çekişmesi Türkiye için derslerle dolu.

Meselenin özetini vereyim: Aralık ayında ABD California eyaletinde IŞİD’e yakın oldukları iddia edilen iki terörist, Sied Faruk ve karısı Taşfen Malik bir saldırıda 14 kişiyi öldürüyorlar ve hemen sonra da kendileri polis tarafından öldürülüyor.

Sied Faruk’un iPhone (Apple) tipi cep telefonu da polisin elinde ama polis telefonun içinde olabilecek bazı bilgilere telefonun şifresini kıramadığı için ulaşamıyor ve FBI resmi olarak Apple’a başvuruyor ve kendilerine bu tür şifrelerin kırılabileceği bir program vermesini istiyor.

Apple firması da, firmanın başında şimdi Tim Cook var, FBI’ın bu talebini müşterilerinin temel haklarını öne sürerek reddediyor, FBI’a verilecek bu şifre kırıcı programın müşterilerinin, kullanıcıların özel yaşamlarını tehdit altına alacağını ileri sürüyor.

Bu red yanıtı ABD’de bugün, Trump’ın ellerinin boyutu kadar çok tartışılan bir konu.

ABD kamuoyu konuya ilişkin ikiye bölünmüş gibi.

Bir kesim Apple’ın yanında ve özel yaşamın mahremiyetinin, gizliliğinin, özel bilgilerin korunmasının temel bir hak olduğunu öne sürüyor, Apple firmasının merkezinin ve Apple satış birimlerinin önünde Tim Cook’a destek gösterileri yapıyorlar.

İkinci bir kesim ise FBI’ın talebinin reddinin ulusal güvenliği zedeleyeceğini öne sürerek Apple’ı ve Tim Cook’u çok sert eleştiriyorlar.

Tartışmanın nereye kadar uzayacağını izleyeceğiz.

Benim kişisel kanaatim özel yaşamın gizliliğinin, mahremiyetin, özel bilgilerin saklı kalabilmesinin bir sorunsal olarak ulusal güvenlik meselesinin önüne geçeceğini düşünüyorum.

Özel yaşamın gizliliğinin ihlali ile ulaşılacak ulusal güvenliğin nasıl bir güvenlik olduğu konusu da tartışılır zaten.

Bu meselenin bizi, Türkiye’yi ilgilendiren iki boyutu var.

Birincisi, kanımca daha az önemlisi, özel yaşam, özel bilgi-ulusal güvenlik muhayyel çatışması.

Muhayyel kelimesini kullanıyorum zira kanımca bu çatışma çok da reel bir çatışma değil ama bizde de bu konuyu özel alan aleyhine, ulusal güvenlik lehine gündeme getirip kanuni alana, hukuki diyemiyorum, sokmak isteyenler var.

Ama, benim ilgimi, bu haberi ilk duyduğum andan beri çeken konu biraz daha başka.

Apple’ın borsa değeri sekiz yüz (800) milyar dolar düzeyinde.

Başka bir ifadeyle Apple’ın tüm hisselerine sahip olmak istiyorsanız Türkiye’nin 2015 milli gelirinden biraz daha fazlasını ödemek zorundasınız.

FBI ile çekişen firma bir dünya devi.

Bizim ülkemizde söz konusu Apple-FBI çekişmesini basından öğrenenlerin önemli bir bölümünün tepkisi şöyle:

“Benim de sekiz yüz milyar dolarlık bir firmam olsa ben de FBI ile de, CIA ile de, MİT ile de çekişirim”.

Başka bir ifadeyle de Apple’ın FBI ile kullanıcı hakları üzerine çekişmesinde Tim Cook’un cesaretinin firmasının cesametinden kaynaklandığını ifade etmek istiyorlar.

Dikkate alınması gereken bir değerlendirme ama acaba doğru mu?

Yoksa tam tersi mi geçerli?

Yani, ABD’de bazı firmaların, cesametleri ne olursa olsun, devlet kurumları ile temel haklar üzerinden kavgayı göze almaları mı onları bu kadar büyük yapıyor?

Apple’ı Apple yapan acaba bu itiraz kültürü mü, karşısındaki güçlük ne olursa olsun biat etmeme refleksi mi?

Benim şahsi görüşüm bu ikincisine çok daha yakın.

Geçen hafta Kayseri’de bir Boydak devlet krizi yaşadık.

Boydak Holding’in sahiplerine kabul edilemez bir zulüm yapılıyor.

Ama, aynı Holding’in yönetimi daha iki ay olmadı, çok gereksiz bir biçimde, devlete, hükümete bağlılıklarını bildirmişlerdi.

Oysa, bir firmanın, bir Holding’in bağlı olması gereken yegane yer ya da kurum hukuk kurumudur, rekabet temel ilkeleridir, iş hukukudur, sermaye piyasası hukukudur, hükümet asla değildir.

Demek ki, korkunun, zalim karşısında, ecele pek de faydası olmuyormuş.

Haklı olacaksın, hukuka sıkı sıkıya bağlanacaksın.

Ve, yüzde yüz de saydam olacaksın.

Ayakta, hele de uzun vadede, kalmanın yegane yöntemi belki de bu.

Türkiye firmalarının, holdinglerinin Apple-FBI çekişmesinden ve Apple’ın bu çekişmedeki tavrından alacağı çok ders olmalı.

Ziyaret -> Toplam : 125,41 M - Bugn : 170140

ulkucudunya@ulkucudunya.com