Bir kişi uğruna bir ülke batıyor!
Ergun Babahan 01 Ocak 1970
Bir toplumda hukuk devreden çıkınca orman kanunu hâkim olur. Gücü gücüne yeten uygulaması başlar. Hukuku ayakta tutan demokrasidir. Demokrasi, güçler ayrılığı ilkesi, medya özgürlüğü askıya alındığında o toplumun ‘medeni' olma özelliği ortadan kalkar. Hele bir de içinde 100 yıllık bir etnik grup sorunu varsa.
Recep Tayyip Erdoğan, bu toplumu medeni bir şekilde ayakta tutacak tüm kurumları imha etti. 1 Kasım'daki ‘şaibeli' seçim sadece AKP'yi tek başına iktidar yapmadı, iktidar uğruna uygulanan politikalarla kanlı bir iç savaşın kapısını da açtı.
Bugün Türkiye cinnet halinde kendi yurttaşlarının ölümünü izliyor. Tribündeki taraftar gibi, takımını seçmiş, karşı tarafa atılan golü sayıyor. Burada gol artık ‘etkisiz hale getirilen' insan hayatları…
Cesur olup sormamız gereken soru şudur: Ankara'daki korkunç saldırı ülkenin Kürt coğrafyasında derin bir üzüntü yaratmış mıdır, yaratmamış mıdır? Bu sorunun cevabı ülkenin parçalanma noktasında geldiği noktayı tüm açıklığıyla ortaya koyacaktır. Duygusal kopuşu aşmış, birbirinden nefret eder hale getirilmiş bir toplumsal yapı oluşturulmuştur.
Yolsuzların ve bu yolsuzlukların hesabını verme endişesinin Türkiye'yi getirdiği yer, budur. Acı bir tablo ama gerçekçi bir değerlendirmedir bence. Gerçekleri görmezden geldiğimiz, sorunları halı altına süpürdüğümüz için bu noktaya geldik. Türkiye'nin iktidarıyla birlikte önemli kesimi “İttihatçı” olunca, diğer bölümü “Gerilla” oldu.
Tamiri giderek zorlaşan bir kopma bu. Kristal vazonun kırılması, tuz buz olması gibi toplumsal dokunun dağılmasına tanıklık ediyoruz. Bir insanın bir ülkenin kaderini açık bir şekilde karanlık dehlizlere doğru yönlendirdiği, Cumhuriyet'in bekasının sorgulandığı bir dönem…
1915'te böyle bir sorunla karşılaşan devletin nasıl bir çözüm yolu bulduğunu hepimizi biliyoruz. Bugün bunu ‘‘terörle mücadele'' adı altında yeniden uygulamaya çalışıyorlar. Kürt coğrafyasını yakarak yıkarak huzur ve istikrarı sağlayacaklarına inanıyorlar.
Bu ülkede yaşayan insanlara gerçek söylenmediği için terörle mücadele edildiğine inandırılıyor. Asıl büyük mesele, Kürt meselesi, bir halkın kültürel ve siyasi taleplerinin mücadelesini verdiğini göremiyorlar.
Ahmet Altan o müthiş üslubuyla kanlı saldırının ardından şu satırları kaleme almıştı:
“Bütün bu insanlar, bir adam ‘anayasaya uymadığı, uymak istemediği, anayasayı paramparça ettiği ve ömrünün geri kalanını yasaların üstünde kalarak geçirmek' istediği için öldüler.
Ve daha ölecekler.
‘Anayasaya uymayacağını' açıkça söyleyen ve yargıya da ‘anayasaya uymaması' için talimat veren Tayyip Erdoğan bu ‘anayasa dışı' iktidarını sürdürdüğü sürece bu ülkede acı ve ölüm bitmeyecek.”
Ekonomisi batağın sınırına gelmiş, dünyada itibarsızlaşıp yalnızlaşmış, Suriye'de köktendincilerle kol kola girmekten çekinmeyen bir zihniyetin üç-beş senede koca bir ülkeyi getirdiği nokta bu. Obama haklı… Tam bir fiyasko.