« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

12 Nis

2016

Mithat Cemal Kuntay (1885-1956)

Kemal Kahraman 01 Ocak 1970

Şair ve yazar.

İstanbul’da doğdu. Babası Selim Sırrı Bey İşkodralı, annesi Sâmiye Hanım Tırhalalı bir aileden gelmektedir. İlk ve orta öğrenimini Aksaray’da Mekteb-i Osmânî’de, liseyi Galata’da Saint Joseph ve Vefa İdâdîsi’nde tamamladı. Bu yıllarda babası ölünce aile geçim sıkıntısı içine düştü. Mekteb-i Hukuk’tan mezun olduktan sonra 1908’de Türkiye’de ilk defa hukuk doktoru unvanını aldı. Bir süre idare hukuku hocası Hakkı Paşa’nın yanında onun yardımcısı sıfatıyla hitabet dersleri okuttu. Adliye Nezâreti Hususi Kalemi’ne önce umumi kâtip, ardından müdür yardımcısı oldu. Birinci Hukuk Mahkemesi üyeliğinde bulundu. 1923’te kendi isteğiyle Beyoğlu 4. Noterliği’ne geçti ve ölünceye kadar bu görevi sürdürdü. 30 Mart 1956’da öldü ve Karacaahmet Mezarlığı’na eşi Nâile Hanım’ın yanına defnedildi.

Kendi ifadesiyle edebiyat sevgisini annesinin çocukken kendisine okuduğu Nâmık Kemal’in Cezmi romanından alan Mithat Cemal şiire idâdî yıllarında başlamıştır (“Çırçır Suyunda”, Ma‘lûmât, nr. 309, 11 Teşrînievvel 1317 [24 Ekim 1901]). Dönemin edebiyat çevrelerini, özellikle aralarında sıkı bir dostluk kurulacak olan Mehmed Âkif’i tanımıştır (1903). II. Meşrutiyet’ten önce jurnal edilerek kısa bir süre tutuklandığından (8 Mart 1906) Mehmed Âkif bu olayı düşünerek II. Meşrutiyet’ten sonra yazdığı “İstibdat” adlı şiirini Mithat Cemal’e ithaf etmiştir.

Şiir, tiyatro, antoloji, roman, biyografi ve araştırma alanlarında eser veren Mithat Cemal zaman zaman gazetelerde fıkra ve makaleler de yazmıştır. Edebiyat dünyasında asıl II. Meşrutiyet’in ardından Sırât-ı Müstakîm ve Tercümân-ı Hakîkat gibi dergi ve gazetelerde adını duyurmaya başlamış, daha çok kahramanlık ve vatan sevgisi temalarını işleyen şiirleriyle tanınmıştır. Tahran’da Millet Meclisi’ni topa tutan Muhammed Ali Şah’a hitaben Mehmed Âkif’le birlikte yazdıkları “Acem Şâhına” (Sırât-ı Müstakîm, I, nr. 11 [Teşrînievvel 1324], s. 164-165) ve Resimli Kitap’ta yayımlanan “Elhamra” (nr. 7, Nisan 1325, s. 688-689) adlı şiirleriyle edebiyat çevrelerinin dikkatini çekmiştir. Hükümetin Çanakkale zaferinden sonra savaş alanına gönderdiği kırk kadar şair arasında bulunan Mithat Cemal’in en güzel hamâsî şiirleri 1331-1334 (1915-1918) yılları arasında yayımlanan Harp Mecmuası’nda çıkmıştır (“Çanakkale’den Kaçanlara -İngilizlere-”, nr. 5 [Şubat 1331]; “Kolunu Harp Meydanında Bırakmış Askere”, nr. 8 [Nisan 1332]; “Serhaddeki Askere”, nr. 15 [Kânunuevvel 1332]; “Galiçya’daki Türk Askerine”, nr. 21; “Romanya’daki Türk Ordusu’na”, nr. 22 [Teşrînievvel 1333]; “Beynelmileliyet ve Milliyet”, nr. 24 [Kânunuevvel 1333]). 30 Ağustos zaferinin ardından yazdığı “Vatan Hisleri” adlı şiirinin, “Ölmez bu vatan farz-ı muhâl ölse de hattâ / Çekmez kürenin sırtı bu tâbût-ı cesîmi” şeklindeki son iki mısraı Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünde Mustafa Kemal tarafından okununca şöhreti iyice arttı ve bu manzumenin ikinci bölümünü yazdı. Beyoğlu’ndaki noterlik yazıhanesi devrin meşhur ediplerinin sık sık uğradığı bir edebiyat mahfili olmuştur.

Aruz veznini kullanan ve aruzun son temsilcilerinden sayılan Mithat Cemal’in tarihî ve içtimaî konulu şiirlerinde Mehmed Âkif ile Yahya Kemal’in, epik şiirlerinde ise Abdülhak Hâmid’in etkisi görülür. Tarih sevgisi, geçmişin büyüklüğü ve güzel tarafları onun konuları arasında ilk sırada yer alır.

Mithat Cemal’e asıl şöhretini kazandıran eseri tek romanı olan Üç İstanbul’dur (İstanbul 1938). Eser, bazı edebiyat tenkitçileri tarafından yapısı ve tekniği bakımından zayıf, üslûbunun zorlama olduğu, yerli yersiz rastlantılara bol miktarda yer verildiği, gereksiz ayrıntılar, süslü ifadeler ve vecizeler ihtiva ettiği belirtilerek eleştirilmekle birlikte İstanbul’da II. Abdülhamid, Meşrutiyet ve Mütareke dönemlerinin toplum gerçeklerini yansıtması bakımından Cumhuriyet devrinin en önemli romanları arasında sayılmıştır. Roman dizi film haline getirilerek Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu televizyonunda gösterilmiştir (1983).

Mithat Cemal’in diğer eserleri de şunlardır: Şiir. Türkün Şehnâmesinden (İstanbul 1945). Kitapta yer alan şiirler dergilerde yayımlanmış ilk şekillerine göre bir hayli değişikliğe uğramış, dilinin sadeleştirilmesi yanında bazı mısra ve bölümler tamamen değiştirilmiş veya çıkarılmıştır. Şiirlerden Faruk Kadri Timurtaş tarafından yapılan bir seçme 1971’de yayımlanmıştır. Biyografi. Bu tür çalışmaları fesahatçı üslûbu ve popülist eğilimlerinden dolayı eleştiriye uğramasına rağmen Mithat Cemal, Türk edebiyatında belgelere dayalı biyografi yazarlığının dikkat çekici örneklerini vermiştir: Mehmed Âkif-Hayatı, Seciyesi, Sanatı (İstanbul 1939); İstiklâl Şairi Mehmed Âkif (İstanbul 1944); Nâmık Kemal: Devrinin İnsanları ve Olayları Arasında (I-III, İstanbul 1944, 1949, 1956); Sarıklı İhtilalci Ali Suavi (İstanbul 1946); Mehmed Âkif, Hayatı-Sanatı-Seciyesi-Seçme Şiirleri (İstanbul 1948). Oyun. Kemal (4 perdelik mensur piyes, İstanbul 1328); Yirmi Sekiz Kânun-ı Evvel (Çanakkale hakkında 3 perdelik manzum piyes, İstanbul 1334). Diğer kitapları. Nefâis-i Edebiyye (antoloji; I-II, İstanbul 1329; eserin I. cildi nesir, II. cildi şiir örneklerine ayrılmıştır), İftirâ-yı Taassub (İstanbul 1329), Hitâbet ve Münazara Dersleri (İstanbul 1329), Hitâbet Dersleri (İstanbul 1330), Edebiyat Defteri (İstanbul 1331), İlkler ve Ötekiler (İstanbul 1944). Tercümeleri. La Dam O Kamelya (A. Dumas’dan, İstanbul 1937), Epikür’ün Bahçesi (A. France’tan, ts.). Mithat Cemal’in hayatının son yıllarında üzerinde yoğun bir şekilde çalıştığı Tevfik Fikret hakkındaki eseri ise yayımlanmamıştır.

Ziyaret -> Toplam : 125,51 M - Bugn : 94617

ulkucudunya@ulkucudunya.com