Şehitler sizi affetmeyecek!..
Mehmet Türker 01 Ocak 1970
Devlet protokolünün yeni görevi şehit cenazesi kaldırmak oldu…
Şehitlere ne kadar kıymet verdiklerini, halka ne kadar yakın olduklarını göstermek ve bundan siyaseten nemalanmak çabasında olanlar cami avlularının müdavimi haline geldiler…
Şehitler bu yapaylıkları anlamıyorlar mı?..
Şehit tabutuna omuz verenler affedileceklerini mi sanıyorlar?..
Hayır!..
Affedilmeyecekler!..
* * *
Affedilmeyecekler, çünkü onlar “vatanın bölünmezliği uğruna mücadelenin” ve “vatanın bölünmezliği uğruna şehit olmanın” vasfını değiştirdiler…
Bugün yapılan, terör örgütüne göz yumulması sonucu kaybedilen bir kısım vatan toprağının (ilçelerin), geri alınması için yapılan mücadele…
Aslan gibi asker ve polisler, teröristlere terk edilen vatan topraklarının geri alınması için şehit düşüyorlar…
Daha doğrusu 3.5 yıl süren derin bir aymazlığın kurbanı oluyorlar!..
* * *
İktidardaki siyasetçilerin bazıları utanmadan da anlatıyorlar:
“Bu hainler mozaik taşların arasına kadar el yapımı bombalar yerleştirmişler… Duvarların arasında bile tuzaklanmış bombalar var”
Vay hainler vay!..
Peki o hainler o bombaları yerleştirirken siz neredeydiniz, devlet neredeymiş?..
Nerede oldukları belli…
İktidar, devlete yani valilere emir buyurmuş:
“Çözüm sürecinde ufak tefek işlerin üzerine gitmeyin”
“Ufak tefek işler” işte bu bombalar, hendekler; üzerine gidilmeyecek olanla da teröristler…
O ufak tefek işler şimdi yetişmiş askerlerimizin, subaylarımızın, polislerimizin ve özel harekatçı polislerimizin canını alıyor…
* * *
Teröristlerin ele geçirdiği ilçelere sürekli olarak özel harekatçı polisler ile bordo bereli askerler sevk ediliyor…
Son şehitlerimize bakınız… Çoğu özel harekatçı…
40-45 yaşlarında özel yetiştirilmiş polisler…
Kiminin üç, kiminin dört çocuğu var…
Yüzbaşılar, binbaşılar gidiyor…
Ne uğruna?..
Teröristlere teslim edilen ilçelerin geri alınması uğruna…
* * *
Ülkenin Cumhurbaşkanı toptan çareyi bulmuş:
“Binaları boşaltın, uzaktan top atışına tutun.”
Daha da toptan çare var:
Mesela Nusaybin’den vatandaşların tümü çıkarılır, F-16’lar da gider bombalar, taş üstünde taş bırakmaz…
Ne terörist kalır, ne tuzakladıkları bombalar…
Bahçeli’nin stratejik aklı gibi taş üstünde taş, baş üstünde baş kalmaz!..
* * *
Şehitler sizi affetmeyecek!..
Ne sıra sıra cami avlusunda dizilmeniz…
Ne tabutun altına girmeniz…
Ne de üzgün ve süzgün görünen çehreniz…
Şehitlerimize kendinizi affettiremeyeceksiniz!..
Siyasette kalite!..
Çoktandır kalmamıştı ya, şu Ensar Vakfı olayı siyasette kalitenin ne hale geldiğini daha iyi gösterdi…
Kılıçdaroğlu’nun bir sözünün üzerine balıklama atlayıp tepinmeye başlamalarıyla perde açıldı…
Biri diğerine “siyasi sapık” diyor, öteki ona cevap veriyor: “Cinsi sapık”
Topluma ne güzel örnek!..
Şu söylenenlerin en masumunu biz yazsak, adliye koridorlarından kurtulamayız…
Misal, “Bunda yalan dolan her şey var, öyle bir tip tipleme… Siyasi sapık” diyen kişi, “Bana hakaret ediyorlar” diye yüzlerce kişiye dava açıyor…
Yani bu konuda o kadar hassas!..