« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

13 May

2008

Kayserili vaizin hutbesi

BEHİÇ KILIÇ 13 Mayıs 2008

ÇANKAYA’NIN türbanlı first ladysi, eşine eşlik ettiği Amerika gezisinde, beraberindeki bakan eşleri ile bir makarnacıya gitmiş, kendileri istiridyeli makarna yemişti... Afiyet şeker olsun tabii de, makarnanın parası devlete ödetilmişti!.. Bendeniz bir salak olduğum için çok şaşırmıştım!..

Bu arada, Amerikan makarnacısında çalışan Türk öğrenci- garson saf saf anlatmıştı gazetecilere faturanın devlete aktarıldığını da, Amerikalılar kendisini kovmuştu!..

Unutuldu gitti!.. Unutulmayıp ne olacaktı ki zaten!..

Bir süre önceki Antalya tatili bazı çağrışımlar yaparken, bir de öğrendik ki bakın ne olmuş?!. O tatil köyünün geceliği 12 bin dolardı... Bu fatura da devlete ödettirilmiş!.. Kaç gece kalmışlardı, eş, kız, damat?..

Cumartesi günü ne yazmıştık “Lüks harcama için” hatırlatalım...

“Lüks maddelerinin tüketimine yapılan harcamaların dinimizde tasvip edilmediği, kınanıp yasaklandığı açıktır. Çünkü, bu tür maddelere düşkünlük, Kur’ân-ı Kerîm’in tabiri ile insanların kalplerini katılaştırmakta; yani onları Allah’a saygı ve itaatten, insanlara sevgi ve şefkatten uzaklaştırmakta; bencil, muhteris, gururlu ve kibirli yapmaktadır. Lüks madde tüketimi, insanların ihtiyaçlarını karşılamak için yaratılmış olan ‘Allah’ın mülkü’nü, gayesinin dışında kullanmak demektir. Bu tür gereksiz harcamalar, kaynakların, topluma faydalı olmayan malların üretiminde kullanılmasına yol açmakta ve ekonominin sosyal verimini düşürmektedir. Diğer yönden lüks maddelerin tüketimi imkânı kıt olanların vicdanlarını rahatsız etmekte, öfke ve kıskançlık doğurmakta ve böylece sosyal huzursuzluklara yol açmaktadır. İsraf etmemek. Dinen haram kılınan maddeler ile lüks sayılanların tüketimi israf olduğu gibi helâl kabul edilen maddelerin günün icaplarına göre ihtiyaçtan fazla tüketimi de haramdır. ‘Yiyiniz, içiniz; israf da etmeyiniz. Çünkü Allah müsrifleri sevmez’ (el-A’râf 7/30). Kur’ân-ı Kerîm’de Müslümanlar’a aşırılıktan da kaçınarak harcamalarında ölçülü olmaları emredilmiştir. (el-A’râf 7/31; el-İsrâ 17/29; el-Furkan 25/67).”

Burada bir soluklanıp, söz konu “Tatil”in lüks olup olmadığını bir hatırlayalım...

Ardından, günü mana ve önemine tam otursun diye Gül’ün hemşosu, Kayseri Kavaklı Köyü din adamı Sayın Tekin Şabanoğlu’nun 6.7.2007 tarihli hutbesinin internetteki Arapça başlığı da olan yazısından alıntı yapalım...

Bakınız o hutbe nasıldır... “Muhterem Müslümanlar!.. Allah tarafından bize bahşedilen hayat, sağlık, eş, evlat, makam- mevkii, mal-mülk gibi nimetler hep emanet olarak verilmiştir. Onun için biz bu nimetleri kullanma tarzımızdan, israf edip etmediğimizden ve bunları nerelerde harcadığımızdan ahirette sorguya çekileceğiz. Konumuzla ilgili olarak Yüce Allah Kur-an’ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır. ‘Sonra o gün nimetlerden hesaba çekileceksiniz.’(2)

Aziz Mü’minler! Harcamalarda dengeli olmanın ölçüsü meşru ihtiyaçlardır.İnsanlara hoş ve varlıklı görünmek için Allahın verdiği nimetleri gereksiz yere harcayarak gösteriş ve lüks içinde yaşamak israftır.. Dinimiz abdest gibi ibadetlerde bile luzumundan fazla su kullanımını israf saymıştır. Sünnet ve düğün merasimlerimizde yaptığımız gereksiz harcamaları,boş yere fırlatılan ve sadece övünme vasıtası yaptığımız havai fişeklerin ve mermilerinde israf olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı? Temel ihtiyaçlarını dahi gideremeyen, yavrusuna bir ayakkabı alamamanın ızdırabıyla intihar eden kardeşlerimizin varlığını düşündüğümüzde, israfın sosyal bünyemizde açtığı derin yaraları daha iyi anlamış oluruz... İsraf, ekonomik dengeleri bozar, fert ve toplumları hüsrana götürür. Zira aşırı hırs ve açgözlülüğün topluma hakim olmasından daha büyük bir tehlike düşünülemez. Hutbemi bir ayet mealiyle bitiriyorum. ‘Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise rabbine karşı çok nankördür. (4)”

Ağzın bal yesin Tahsin Hoca!..

Şimdi şöyle bir “Şeytanın avukatlığını” yapıverelim... Türbanı oraya taşıdık ya ölsek bile gam yemeyen gamsızlar... Günde beş vakit kafayı secdeye koyunca iş bitiyor mu!?

Hele “Lüks faturayı devlete ödetmek” nasıldır?!

Ziyaret -> Toplam : 125,16 M - Bugn : 45741

ulkucudunya@ulkucudunya.com