« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

25 Ara

2007

ÇERKES ETHEM OLAYI

01 Ocak 1970

Bu yazi C.Kutay'in Çerkez Ethem Dosyasi'ndan özetlenmistir.(Fehim Taştekin)
"Beni ihanetle itham edenlere soruyorum: Ben ne zaman, hangi tarihte ve mevzide esasen müdafaa ettigim cepheden bir adim dönmüsümdür, bir tek kardes kani dökmüsümdür?"
Çerkes Ethem


Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulus sürecini ana hatlariyla da olsa incelemis olan bütün arastirmacilarin hem fikir olduklari bir konu var: Kurtulus Savasi'nin hayati öneme sahip asamalari geçildikten sonra M. Kemal'in önderligindeki Ankara ekibi tarafindan (Çerkes Ethem) hain ilan edilip tasfiye edildi. O günden bu güne epeyce sey söylendi ve yazildi. Yazilanlarda dogrular oldugu gibi yanlislar da var.
Çerkez Ethem'i Çerkez Ethem yapan süreç agirlikli olarak Kurtulus Savasi'nin 1919-1920 yillaridir. Çerkez Ethem esas olarak bu süreçteki tutumlari ve mücadelesiyle tarihsel bir kisilik halini almistir.
Çerkez Ethem Kafkasya'dan Anadolu'ya sürgün edilmis ve Bandirma'nin Emreköy isimli köyüne yerlesmis Çerkez (Sapsig) bir ailenin besinci erkek çocugu olarak 1886 yailinda dünyaya gelmistir. Babasi Ali Bey'in ekonomik durumu fena sayilamayacak bir düzeydedir. Çerkez Ethem'in Ilyas ve Nuri ismindeki iki agabeyi Rumlarla girilen çatismalarla ölmüslerdir. Diger iki agabeyi Resit ve Tevfik, babalari Ali Bey tarafindan Harbiye'ye gönderilmislerdir. Çerkez Ethem de agabeyleri gibi Harbiye'ye gitmeyi çok arzular. Ancak babasi Ali Bey "Çakir" diye hitap ettigi en küçük oglu Ethem'in sürekli olarak yaninda kalmasini ister. Çerkez Ethem 19 yasina geldiginde babasi Ali Bey'in düsüncesi bedel-i nakdi vererek onu askere göndermemektir. Bu durumu hisseden Çerkez Ethem Bandirma'dan Istanbul'a kaçar ve askerlik hayatina baslar. Basçavus olarak terhis olur. Balkan savasina çürük sulu Mahmut Pasa ismindeki Osmanli Subsayi'nin yönettigi kolorduda subay vekili olarak görev alir ve Bulgar cephesinde yaralanir.
Teskilat-i Mahsusa ile ilk baglanti
Birinci Dünya Savasi'nin baslangicinda büyük agabeyi Resit Bey araciligiyla Teskilat-i Mahsusa ile iliski kurar. Teskilat-i Mahsusa ile iliskili oldugu dönemde Ruslara, Ingilizlere çesitli yörelerde faaliyetler yürüttügü bilinir. Ancak fazlaca bir detay yoktur. En somut bilgi Teskilat-i Mahsusa içinde yer aldigi dönemde Irak seferinde yaralandigi ve yarali olarak Bandirma'daki baba evine döndügüdür.
Çerkez Ethem'in kendisi de anilarinda bu döneme iliskin pek bir sey söylememektedir. Çerkez Ethem iyilestikten sonra Ege Bölgesi'nin sosyo-ekonomik yapisinin bir sonucu olan ve ezilen yoksul kesimin toplumsal muhalefetinin aldigi bir biçim olan efelige ilgi duymaya baslar. Yerel otoritenin ve jandarmanin zulmüne karsi yoksul köylülerin taleplerini sahiplenir.
Teskilatin emrinde kurtulus mücadelesi
30 Ekim 1918 tarihinde Osmanli açisindan son derece agir bir yenilginin kagit üzerinde resmilestirilmesi olan Mondros Anlasmasi Ahmet Izzet Pasa Hükümeti tarafindan imzalanir. Anlasmayla birlikte yenilmis Osmanli ordusu büyük ölçüde silahsizlandirilarak tasfiye edilmisti. Istanbul Ingiliz emperyalistleri tarafindan fiilen isgal altina alinmisti. Ayrica emperyalist güçler Yunanlilarin Bati Anadolu Bölgesi'nde nereleri isgal edeceklerini içeren haritalar çizmisler, Yunanlilar da isgal hazirliklarina baslamislardi. Fransizlar ve Italyanlar isgal hazirliginda idi. Tüm bu gelismeler karsisinda Istanbul hükümeti sessiz kaliyor, emperyalist güçlerin ardi arkasi kesilmeyen isteklerine, dayatmalarina boyun egmekten baska çikar yol bulamiyordu. Gelismeler karsisindaki tepki, Anadolu'da halktan ve halkin tepkilerini sahiplenen efelerden gelen tepkilerden ibaretti. (Ege'de Ethem, Demirci Efe, Yörük Ali, Çukurova'da ise Salih Bey'in faaliyetleri örnek olarak verilebilir.)
Emperyalist isgal sürecinin baslangicindaki tablo bu idi. 15 Mayis 1919'da Yunanlilar Izmir'e asker çikartmislar ve hizla Ege Bölgesi'ni isgal etmeye yönelmislerdi.
Çerkez Ethem Kurtulus Savasi'na katilimini hatiralarinda söyle aktariyor:
"Umumi Harbin neticesi olarak en agir sartlarda Mondros Mütarekesi kabul ettirilmesine ragmen galip devletler mütareke hükümlerini bozmaya baslayinca, Izmir'de tesekkül eden gizli cemiyetin karari ile ben ilk isyan bayragini tam 2,5 yil önce asmistim."
Çerkez Ethem bu sözleri 1921 yilini ilk ayinda söyledigine gere 2,5 yil önce derken kastettigi yil 1918 yilinin 2. yarisi olmasi gerekiyor. Çerkez Ethem'in anlattigi seyler içerisinde irdelenmesi gereken bir baska konu da sözünü ettigi gizli örgüt konusudur. Bu örgütün Teskilat-i Mahsusa olmasi büyük olasiliktir.

Tartismali fidye olayi
Çerkes Ethem'le ilgili çalismalarda farkli yorumlara ve tartismalara neden olan bir fidye olayi vardir. Çerkez Ethem 12 Subat 1919 tarihinde Ittihatçi oldugu söylenen Izmir Valisi Rahmi Bey'in oglunu kaçirir ve 50 bin lira fidye alir. Önce bu konuda yapilan degerlendirmeleri aktaralim.
Dogan Avcioglu: "Çerkezler ile Müslümanlarin en içten koruyucusu olan Büyük Britanya'ya manevi baglilik ve saygi duygularini göstermeyi basaramayan Ethem Bey, Ingilizlerin tutukladiklari valinin oglunu kaçirarak Ingilizlere saygi göstermektedir. (Milli Kurtulus Tarih C.2 Sayfa.576)
Izmir'de karaya çikan Yunan askerlerine ilk kursunu sikmakla ünlenen gazeteci Hasan Tahsin ise olaya iliskin olarak "Çerkez Ethem Bey ve arkadaslari Rahmi'nin
Ittihak ve Terakki ugruna kullanacagi bu altin bombayi elinden alarak kansiz ve arizasiz bir biçimde su zavalli vatanin selametle ilerlemesine güçleri ölçüsünde hizmeti düsünmüsler. (Dogan Avcioglu Milli Kurtulus Tarihi, c.2, sayfa 579)
Çerkez Ethem Olayi isimli kitapta Cemal Sener de, Çerkez Ethem'in kaçirma olayini, Demirci Efe'nin Dervis Aga isminde bir kisinin oglunu kaçirmasina özenerek kisisel nedenlerle gerçeklestirmis olabilecegini öne sürüyor. (Ayni kitapta) Çerkez Ethem'in o siralar Ittihatçi düsmani kesilmis oldugunu bu olayin da bundan kaynaklanmis olabilecegini belirtmektedir. Bu son derece subjektif bir degerlendirmedir.
Çerkez Ethem'in kendisi ise konuya iliskin su açiklamayi yapiyor:
"Seyyah haldeki kuvvetlerimin iaselerini kendi yöntemlerimle temin ederdim. Bir yerde kaldigimiz zamanlarda Izmir'in Yunanlilar tarafindan isgalinden önce Müdafa-i Hukuk ve isgalden sonra reddi ilhak ve daha sonralari Müdafa-i Milliye Cemiyetleri vasitasiyla askerlerimi beslerdim. Maaslarini da bu cemiyetler vasitasiyla verirdim. Isgalden önce Yunan tehlikesi belirdigi zaman Izmir Valisi Rahmi Bey'den 50 bin Lira isyanlari bastirma sirasinda Adapazari tüccarlarindan Arapzade bilmem kimden, bir de Karacabey esrafindan birisinden 5 bin Lira almistim. Cephaneleri tesvik etmek kuvvetlerimi tutmak, itilaf devletlerinin isgalindeki Afyon ve Kütahya mühimmat depolarindan gizlice cephane alabilmek için bana para lazim." (Ç. Ethem Anilari Berfin Yayinlari, sayfa 8)
Rahmi Bey'in oglunun kaçirilip fidye alinmasi olayinin dogrulugu ve yanlisligi bir kenara kabul edilmesi gereken gerçek, Ethem'in henüz Yunan askeri Izmir'e çikmadan önce birtakim hareketlilik ve faaliyetlilik içinde oldugudur. Ethem anilarinda "Yunan tehlikesi belirdigi zaman" diyerek olayi hangi amaçla gerçeklestirdigini açiklamaktadir. Avcioglu'nun eylemin Ingilizlere saygi gösterisi için yapilmis oldugu seklindeki degerlendirmesinin tutarli bir yani yoktur. Çerkez Ethem o siralar kendi ifadesi ile Yunan tehlikesine karsi isyan bayragi açmis durumdadir. Yunan tehlikesinin ardindaki gücün Ingilizler oldugu çiplak olarak ortada dururken Çerkez Ethem'in savasmayi planladigi yüzün arkasindaki yüze saygi gösterisinde bulunabilecegini düsünmek büyük bir subjektifliktir.
Ethem'in babasi Ali Bey'in ekonomik durumunun iyi bir düzeyde oldugu baska kaynaklarca da dogrulanmaktadir. Çerkez Ethem'in kisisel nedenlerle gerçeklestirmesi için bir sebep yoktur. O dönemlerde Çerkez Ethem'in hizli bir Ittihatçi düsmani oldugu da tartisma götürür bir konudur. Çerkez Ethem'in kendisi böyle bir gelismeden hiç söz etmemektedir. Daha sonraki süreçteki iliskiler iddia edildigi gibi hizli bir düsmanlik degerlendirmesini dogrulamamaktadir.
Çerkez Ethem'in Anadolu'ya geçisi
Yunanlilarin Izmir'e asker çikarttigi yerel ve giderek Ege Bölgesinde irili ufakli çatismalarin ve direnislerin yasandigi günlerde M. Kemal ve daha sonra Ankara ekibini olusturacak olan kimseleri büyük çogunlugu Istanbul'daki hükümet degisiklikleri ile kah sarayla, kah Ingilizlerle pazarlik içerisinde kendilerine çikis yollari aramakla mesguldü.
Isgalin ve direnislerin yayginlasmasi üzerine bir kismi parça parça Anadolu'ya geçmeye baslamislardir. Parça parça Anadolu'ya geçenlerden biri Çerkez Ethem'in Teskilat-i Mahsusa günlerinden tanidigi Rauf Orbay'dir.
Rauf Orbay, Çerkez Ethem'e Salihli civarinda isgalin önünde barikat görevi görecek bir cephe olusturma görevi verir. Izmir Valisi Rahmi Bey'in oglunu kaçirip 50 bin Lira fidye isteyen Çerkez Ethem'i Ingilizlere saygi göstermekle suçlayan Dogan Avcioglu adeta kendini yadsima pahasina Çerkez Ethem'in Salihli cephesini olusturmasini söyle aktariyor:
Ethem 8 arkadasiyla Salihliyle gelir. Orada çetecilikle yetismis Drmalilardan bazilari ile birlesir. Balikesir, Gönen, Kirmanti, Bandirma ve Bursa'da sözünü geçirdigi Çerkezlere haber gönderip çagirir. Ve kuvvetlerine katar. Ittihatçi diye Istanbul hükümetince pesine düsüldügünden Akhisar bölgesinde dolasan Serenli Parti Pehlivan da Ethem'in hizmetine girer. Böylece güçlenen Ethem kuvvetini arttirmak çabasindadir.
(Dogan Avcioglu Milli Kurtulus tarihi, c.3, sayfa 1117)
Ethem'in de kabul ederek ve oluk oluk kan akitarak olusturdugu Salihli cephesi o siralar Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas Kongreleriyle ugrasan M. Kemal ekibinin ciddi bir nefes almasini saglar. Çünkü Salihli cephesi ile birlikte her geçen gün biraz daha genisleyen isgal cephesinin önüne önemli bir set çekilmistir.
Salihli cephesinin olusumunu bir baska yönünde cepheyi olusturan Çerkez Ethem'i sonralari Ankara ekibini olusturacak olan M. Kemal ve arkadaslariyla da resmi birlikteligini baslangici olmasidir.

Ankara'nin Ethem'e yegane kurtarici olarak sarilmasi
Mustafa Kemal Pasa Anadolu'ya padisahin donattigi yetkilerle ve Ingilizlerin onayiyla çikmasina karsilik, Anadolu halkinin kendiliginden isgal karsiti bir egilim içerisinde oldugunu görünce hizli bir Milli kurtulusçu kesilir. Rüzgar öyle esmektedir. Ayrica rüzgar büyük ölçüde kendiligindencidir. Merkezi bir önderlikten yoksundur. Mustafa Kemal Pasa kendisine tek otorite haline getirecek bir stratejiyle ise koyulur. Amasya Tamimi, Erzurum, Sivas Kongreleri Ege'de isgalcilere karsi çetelerin, efelerin olusturdugu barikatlar sayesinde Ankara'da merkezi bir olusum ortaya çikarmayi basarir. Ne var ki olusturulan bu merkezciligin en küçük bir askeri gücü yoktur. Bütünüyle masa basi bir olusum halindedir. Bunun farkinda ve bilincinde olan M. Kemal Pasa bu önemli açigi ustaca kapatacak ya da handikap olmaktan çikaracak yolu da bulmakta gecikmez. Anadolu'nun çesitli yörelerinde isgale karsi direnis yürütmekte olan yerel güçleri iletisim ve haberlesmesini Ankara üstlenir. Ankara'nin bu iletisimi üstlenmesiyle birlikte bütün bilgiler, gelismeler Ankara'da birlesmeye baslar. Bilgileri gelismeleri kendisinde merkezilestiren Ankara yavas yavas kendisini mücadelenin direnisin merkezi olarak lanse etmeye basladi.
Mustafa Kemal Pasa Erzurum ve Sivas Kongreleriyle siyasi bir otoritenin Ankara'da olusumu faaliyetlerini yürütürken Anadolu'nun agirlikla Ege Bölgesi olmak üzere çesitli yörelerinde Kuvay-i Milliye adi altinda yerel direnisler kendiliginden giderek güçleniyordu. Bu gelisim isgalci emperyalistleri, Istanbul hükümetini ürkütmüs olacak ki birbiri ardina iç isyanlar patlak vermeye basladi. Bunlarin en önemlilerini inceleyelim.
Anzavur Ahmet isyani
"Salihli komutani Ethem Beyefendiye (10 Mart 1920)
Biga civarinda kuvvetlerimizi bozmayi basaran Anzavur melunu birkaç gün önce Gönen üzerine ilerleyerek Kaymakam Rahmi Bey alayini yenmis... Esir ettigi subaylari ve askerleri halife adina yemin ettiriyor. Sonra serbest birakiyor. Böylelikle zihinleri karistiriyor. Ve Kuvayi Milliye aleyhine tahrik ediyor. Durumu tehlikeli gören kolordu komutanlarimiz Yusuf Izzet Pasa Bandirmadan çekilmis Anzavur ise Bandirma'ya girmistir...Asilerin Balikesir'i ellerine geçirmeleri Yunanlilarla iliski kurmalarina olanak saglayacaktiki, bunun ne kadar vahim bir sonuç doguracagini tahmin edebilirsiniz...Bu yüzden bizzat ve herhalde kafi bir kuvvetle ve süratle Balikesir'e hareket ediniz. 28. Tümen Komutani Albay Kazim Bey. (Çerkez Ethem Hatiralarim Berfin Yayinlari sayfa 19-20)
Kuvayi Seyyare komutani Çerkez Ethem bu telgrafi aldiktan iki gün sonra Balikesir'e ulasir. 9-10 saat süren bir yogun çatisma sürecinden sonra Anzavur Ahmet'in kuvvetleri büyük bir bozguna ugrar.
Anzavur kuvvetlerinin dagitilmasindan sonra kisa bir süre sonra Genel Kurmay Baskani Ismet Inönü ile Çerkez Ethem arasinda su telgraf konusmasi geçer:
"Inönü: Merhaba Ethem Bey! Nasilsiniz iyisiniz insallah. Gazaniz mübarek olsun.
Ethem: Merhaba Efendim. Tesekkür ederim. Ben iyiyim. Siz nasilsiniz?
Inönü: Genel durumumuz iyi degil. Mustafa Kemal Pasa ve Resit Bey yanimdalar. Makine basindayiz. Size genel durumu izah ederken bazi aci haberlerde verecegim.
Ethem: Söyleyiniz efemdim. Aci da olsa gerçegi bilmek daha iyidir.
Ismet Bey: Sizinle su görüsmeyi temin edebilmek için çok zorlugu ugradik. Bazi yerlerde simendifer tellerinden yararlandik. Birçok yerde itibarimiz yoktur. Merkezde ise kuvvetimiz kalmadi...Bulundugunuz yerde ikinci derecedeki isleri tümen komutani Kazim Bey'e birakarak Geyve Bogazi'nda Ali Fuat Pasa'nin yardimina kosmanizi rica ederiz.
Ethem: Yarin Geyve'ye hareket edecegim.
Çerkes dedigi gibi yapar. Geyve'ye ulasir ulasmaz hemen bir taarruz plani yapar.
Çerkez Ethem'in kuvvetleri ile Istanbul hükümetinin olan Inzibatiye Kuvvetleri arasinda Geyve Bogazi'nin gerisinde siddetli bir çatisma yasanir. Kuvay-i Seyyare büyük bir basari kazanir.
Düzce isyani
Çerkez Ethem kuvvetlerinin büyük bir kismi ile birlikte Adapazari muhitinde bulunurken Düzce yöresinde Istanbul hükümeti yanlisi yeni bir ayaklanma belirir. Çerkez aninda isyan büyümeden müdahalede bulunabilmek için Hendek üzerinden Düzce'ye hareket eder. Çerkez Ethem kuvvetlerinin bu ani müdahalesi ile duruma kisa sürede hakim olunur. Çerkez Ethem biran önce Yunan cephesine dönmek istemektedir. Tam bu esnada Ankara'dan Ali Fuat Pasa araciligiyla Çerkez Ethem'e bir telgraf gelir. Telgrafta Çapanogullarinin ayakladiklari bu yüzden acilen Yozgat'a gitmesi istenmektedir. Çerkes Ethem ise bir an önce Yunan isgalinin devam ettigi Bati Cephesine dönmeyi arzulamaktadir. Telgrafi Ethem'in agabeyi Resit'in Adapazari'na gelmesi izler. Resit Bey de kardesi Çerkez Ethem'in Yozgat'a gitmesinde israr etmektedir. Çerkes Ethem'in bati cephesinde aldigi haberler, Yunanlilarin isgali yayma hazirliklarini yogunlastirdiklari yönünde idi. Buna ragmen Çerkez Ethem Ankara'nin ve agabeyi Resit Beyin israrlarina dayanamaz. Birliklerinin bir kismini Yunan saldirisini karsilamak üzere Salihli'ye gönderirken kendi de Ankara'ya geçer.
Ethem Atatürk'ün yüksek konugu
Ankara'da Ethem basta Mustafa Kemal olmak üzere iltifatlarla karsilanir.
Çerkes Ethem'in Ankara'ya gelisini Halide Edip Adivar söyle anlatir:
"Ethem Ankara'ya silahli kuvvetleriyle girdigi zaman sokaklar doldurulmustu. Adamlari arasinda kadinlar da vardi. Ethem büyük sevkle karsilandi. Mustafa Kemal pasa otomobilini ona verdi. Bu Ankara'da bulunan tek otomobildi. Ethem TBMM'e geldigi zaman coskunlukla karsilandi." (Daga Çikan Kurt)
Çerkes Ethem Ankara'da Mustafa Kemal Pasa'nin özel konugudur. Fevzi Çakmak ve Ismet Inönü Çerkez Ethem'i ziyarete gelirler. Sohbet konusu mevcut durum ve Yozgat isyanidir. Bu toplantida Çerkes Ethem ile Ismet Inönü ilk kez yüzyüze gelmektedirler. Konuyu Ismet Inönü açar. Bizim Yozgat dolaylarindaki ayaklanisi ne yazik ki kökünden söndürecek bir gücümüz kalmamistir. Bu gerçegi aci da olsa aramizda açiga vurmaliyiz. (H.Izzettin Dnoma, Kutsal Isyan c.7 sayfa 219)
Ankara'da gerçeklesen bu toplanti ve tartismaya iliskin olarak Çerkes Ethem hatiralarinda oldukça ayrintili bilgi verir:
"Ismet Bey: Istirahate olan ihtiyaciniza ragmen ziyaretçiler üsüsmeden mevcut önemli sorunlar hakkinda lütfen görüsmelere baslayalim. Bilhassa malum olan su isyan meselesi hakkinda yolumuzu ve kararimizi tespit edelim ki, istiharati kalp ve sukuneti fikirle hem istiharatinizin teminine ve hem de diger musahafemize sira gelsin.(....) Son istirhamimiz üzerine, Eskisehirden cepheye sevkiyatinizin geri biraktirilmasina dair emir vermeye herhalde unutmamissinrizdir."
Çerkes Ethem: Evet, cepheye olan asker sevkiyatimiz zaten genel degil. Yozgat cihetine iliskin düsüncenizi dikkate alarak kuvvetlerimin çogunu Eskisehir'de tutuyorum.
Zaten Ankara'yi ziyaretler maksadim da daha çok benim önemsiz gördügüm ve sizin pek çok önem verdiginiz Yozgat cihetindeki isyanin derecesini hakkiyla anlamak, sonra Yunan cephesine dair tehlike arzeden süphelerimle mukayase ederek ona göre çok önemlisini tercih ederek, yahut mümkün mertebe her iki ciheti de ihmal etmeyerek hatasizca bir karar vermemiz içindir.
Fevzi Pasa: Biz hiç ihtimal vermeyiz ki, Yunan ordusunun ciddi bir taarruzu karsisinda bulunmus olalim. Eger Yunanlilarin öyle bir niyeti ve yetenegi olsaydi, bu taarruzu 3 aydir devam eden iç ihtilallerimizin siddetli geçen safhalari sirasinda yapmalari lazim gelirdi.
Ismet Bey: Bununla beraber biz cepheleri de ihmal etmek taraftari degiliz. Asil gaye ve amacimiz vatani düsman ayagindan temizlemektir. Yunan ordusu en tehlikelisidir. Bu böyle olmakla beraber, iç sorunlarda çok önemli bir esas teskil eder. Bizim Yozgat ve civarindaki isyani kökünden söndürmeye maalesef bir kuvvetimiz kalmamistir.

Ziyaret -> Toplam : 125,29 M - Bugn : 48893

ulkucudunya@ulkucudunya.com