« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

01 May

2007

BAHÇELİ SANAL DÜNYADA

Alper AKSOY 01 Mayıs 2007

Ülkü Ocakları Genel Merkezi’nin sanal dünyada bir sohbet odası var. 30 Temmuz Akşamı burada bir ilk gerçekleşecek; Türk siyasi tarihinde ilk defa bir parti genel başkanı internet ortamında fikirlerini açıklayacak, katılımcıların sorularını cevaplıyacak... İlk oluşu bakımından tarihi bir gün ve önemli açıklamalarla bu tarihi gün Ülkücü Hareketin gündemine ve hatta Türkiye gündemine taşınabilir, “ülkücüler bilgi teknolojisini kullanan aydın insanlardır” mesajı da dolaylı olarak Türkiye gündemine oturtulabilir.

Bu “ilk”i yakalayan Ülkü Ocakları ne bu sohbetin tarihi öneminin farkında ne de Bahçeli ve danışmanları... Farkında olsalar çok önceden ciddi hazırlıklar yaparlar, gazete manşetlerine taşınma şansı olan bir muhteva planlarlardı.

Mesela; Bahçeli “12 Ekimde adayım” diyebilirdi veya “hayır kesinlikle aday değilim” diyebilirdi.

“MHP 3 Kasım seçimlerinde Türk Milletinden çok ciddi ikazlar almıştır, bunlardan gerekli dersleri çıkardım ve şu şu şu düzenlemelerle partimizi yeniden yapılandıracağız” diyebilirdi ya da “Biz 57. hükümette mucizeler yarattık, ama Amerikadaki strateji şirketleri ve medya bizi alaşağı etti, Türk milleti ve ülkücüler de onların dümen suyundan gittiı, yanlışlık bizde değil bize oy vermeyen ülküdaşlarımızda, onlar kendi hatalarını elbet bir gün anlayacak yeniden yapılanmaya gerek yok” diyebilirdi.

“Bu güne kadar MHP’de ‘lider,teşkilat, doktrin ilkesi hakim olmuştur, artık bunları tarihe gömüp katılımcı, demokratik, müşavereye önem veren bir yapıyı esas alacağım, MHP tarihinde büyük reformlara imza atacağım” diyebilirdi ya da “O söylediklerinizin hiçbirine inanmıyorum,benim her sözüm doktrindir, beğenenler beni takip etsin, beğenmeyene güle güle” diyebilirdi...

“Ülkücü hareketin tabanında 3 siyasi parti var, bu parçalı yapı en zayıf noktamızdır, en başta ben nefsimi geri plana itip bu parçalı yapıyı düzelteceğim” diyebilirdi ya da “Ben öyle gazlara gelmem, kuyumu kendi elimle kazamam, birleşmeye felan prim veremem, küçük olsun benim olsun” diyebilirdi...

“Eski teşkilat başkanlarım, eski bakanlarım ve de cümle vekillerim beni terkettiler, hatalarımdan ders aldım, artık ülkücü tabanı rahatsız eden bütün isimlerin üstünü çiziyorum, siyaset canbazlarını çevremden uzaklaştırıp fikir derinliği ve hizmet aşkı olan idealist kadroları çevreme alacağım, ben damdan bir kere zdüştüm, sizin doktora değil damdan düşene ihtiyacınız var, o da benim” diyebilirdi ya da “Benim inadım inattır, bizim dediğimiz dedik, çaldığımız düdüktür, her şey eski tas eski hamam devam edecek” diyebilirdi..

Eğer bu varsımlardan bir veya birkaçını ele alıp (İster birinci, ister ikinci şıklarıyla) günün önemine uygun tarihi bir konuşma yapsaydı yazılı basın için bu bir manşet veya alt-manşet konusu olur uygulandığını sandığımız “suskunluk sarmalı” da bozulurdu.. Aynaya bakmadan, basına verdiğimiz malzemelerin ilginçlik ve haber değeri taşıyıp taşımadığına bakmadan “Basın bize suskunluk sarmalı uyguluyor “ gerekçelerine sığınmak kolaycılıktır hatta acizliğin ifadesidir... Siz basına geniş kitlelerin ilgisini çekecek malzemeler verirseniz kimse bunları görmezlikten gelemez. Gazetelerde bir haber veya bir demeç sayfalara yerleştirilirken nelere dikkat ediliyor, bunları bilen basın müşavirleri yok mu bu MHP’nin?..Eğer MHP haberleri basında yeteri kadar ilgi görmüyorsa sizin demeçlerinizde, politikalarınızda bir eksiklik ihtimalini niye gözönüne almıyorsunuz?.. Renksiz, tatsız, tuzsuz, akılda kalıcı cümlelerle örülmeyen, hatta müslüman mahallesinde salyongoz satar gibi millete inat, bütün ortaklarını yüce Türk Milleti’nin alaşağı ettiği, cumhuriyet tarihinin en ucube 57. hükümetine hala daha övgüler düzerek basın toplantıları yapar, TV ekranlarına ve internet sohbetlerine çıkarsanız bütün reytingleriniz aşağı iner ve ikinci bir şans bulamazsınız; bunun adı vizyonsuzluktur. Zannedilmesin ki MHP’nin bu şaşkın hali bizleri sevindiriyor.

Ocak sohbet odasındaki sorulara bakın Allah aşkına:

Soru 1. Sayın genel başka'nın bir süre önce “suskunluk sarmalı” diye adlandırdığı Türkiye'de ki medya'nın MHP'ye koyduğu ambargo karşısında ki tutumu ne olmuştur. Sayın Genel Başkan televizyon ya da gazete aracılığıyla propoganda yapılması konusunda ne düşünmektedir? (((Not: Bu gibi soruları 1940’lı yıllarda Pravda muhabirleri Stalin’e, Ulus muhabirleri İnönü’ye sorarlardı ve hep “aferin!” alırlardı... Ülkücü gazeteciler de 30 yıldır bu çizgiyi takip ettikleri için Ülkücü Hareket’in hiçbir zaman tiraji 10.000’ni aşan gazetesi olmamıştır.)))

Soru 2. Sayın genel başkanım,1999 Nisan seçimleri sonrası oluşan tabloda Milliyetçi Hareket Partisi,DSP,ve Anap gibi partilerle koalisyon ortaklığı yaparak hükümeti oluşturdu. Bu ortaklık süresince Milliyetçi Hareket partisi ne gibi sıkıntılar yaşamıştır?Sizin gösterdiğiniz UZLAŞMA KÜLTÜRÜ’ne neden zerre kadar katkıda bulunmamışlardır? UZLAŞMA KÜLTÜRÜN’nü yansıtmadıkları siyasi her adımlarına yansımıştır. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? (((NOT: Soran da bu durumun farkında değil ama tam bir tuzak soru, ama soruluş gayesi çanak tutmak, aferin almaya yönelik. Tuzak soru oluşu şu yüzden: “Uzlaşma kültürü” ülkücü tabanın tepkisini çeken uygulamalarda liste başıdır. Ülkücü ne zaman “uzlaşma kültürü” tabirini duysa hemen aklına Rahşan Hanım ve onun dayatmaları MHP’nin uzlaşmaları gelir. Ülkücü uzlaşma kültürü = teslimiyet = tavizlere giydirilen külah olarak anlar ve doğrusu da budur. Soru sahibi farkında değil tabii, Bahçeli de bu soruya balıklama atlayarak tuzağa düşürülmüştür.)))

Soru 3. <Soru> altar> sayın genel başkanım; sizin bu ülke siyasetine getirdiğiniz seviyeyi, ciddiyeti ve devlet adamlığının nasıl olması gerektiğini 3,5 yıl içerisinde tek tek öğrettiniz fakat bu ülke insanının % 7-9 u kitap okuyor % 30 -35 i gazete okuyor % 99 u televizyon izliyor böyle bir topluluk sizin amaç ve gayelerinizin ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyor halk dilinden konuşursanız daha verimli olmaz mı? ((( İnönü dönemi monşerlerini hatırlatan jacoben bir soru... Yani “Türk milleti cahil bir sürüdür, siz onlara çok lüks geldiğiniz için sizi anlamadılar,” öyleyse siz de onların seviyesizliğine inin bari” der gibi. Yani hiç kimse aynaya bakıp gözünde mertek aramıyor.)))

.......................

Bu sorulara verilen cevapları yazmayacağım; “bu soruları sorduğunuz için hay Allah sizden razı olsun” türünden ilgi çekici hiçbir yönü olmayan, gazete servislerinde “at çöpe gitsin, yok bir şey” dedirtecek cinsten cümlelerdi.

Bu çanak soruları Bahçeliye servis yapanlar mutlaka iyilik yaptıklarını sanıyorlar ama aslında “güçsüz, demokrasiye inanmayan, muhalif sorulara tahammülü ve kendine güveni olmayan zayıf bir genel başkan” imajı çizerek kötülük yaptıklarının farkında bile değiller.

Ülkücü taban “daha fazla demokrasi, müşavereye önem veren daha samimi bir yönetim” diye her ortamda sesini yükseltirken bu rahatsızlıkların üzerine eğilip bunların giderilmesi yönünde politikalar üretilecekken ülkücü tabanla zıtlaşıp “Hayııırr!.. Demakratik bir yapıya prim vermeyiz, ülkücü taban zırlasın dursun!..” tavrının zaten ülkücü harekette taban yapmış olan dinamizmini müzminleştirip ilgisizlik ve umursamazlık batağına düşüreceğini bu “Tanrı İnsanlar” ne zaman kavrayacaklar?

Bahçeli sohbet odasında havada su dövüp ayrıldıktan sonra ülkücü münevver Şenol Ugurlu konuya son noktayi şöyle koydu:

- Eveeeeet, bu sohbet de böylece bitti, körler ve sağırlar birbirlerini ağırladılar.

Halim Kaya

26 Kas 2024

Süleyman Eryiğit’in yazdıklarından daha önce hiçbir yazısını okumadım. Mümtaz Turhan, Sabri F. Ülgener, Ömer Lütfü Barkan, Mehmet Genç gibi hocaları okuyup Osmanlının geri kalışının sebepleriyle ilgilenmeye başladığımdan ve özellikle de Mehmet Genç’in iki ciltlik “Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi” adlı kitabını okuduktan sonra “Osmanlı ve Kapitalizm” konusu daha dikkatimi çekmeye başladı.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

26 Kas 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 126,27 M - Bugn : 99341

ulkucudunya@ulkucudunya.com