Ölülerin sayısına bakma dağa çıkan sayısına bak!
Ergun Babahan 01 Ocak 1970
31 Ocak 1968 günü ateşkesi bozan Viet Kong güçleri, Vietnam'da Ay yılbaşı gününe denk gelen Tet Saldırısı'nı başlattı. 85 bin Viet Kong askerinin katıldığı büyük harekatta, 100'den fazla kente saldırı düzenlendi. Bunların arasında Saygon'daki Amerikan Büyükelçiliği de vardı.
Viet Kong güçleri Hue şehrini ele geçirdi ancak Amerikan hava kuvvetleri desteğindeki Güney Vietnam, şehri geri aldı. Ancak kentin yüzde 80'inden fazlası harap oldu. Üç hafta süren Tet Saldırısı'nda 1.100 Amerikan askeri hayatını kaybetti. Komünist gerillaların kaybı ise çok büyüktü: Tam 32 bin kişi.
Askeri açıdan bakıldığında Amerika ve müttefikleri için büyük bir başarıyla sonuçlanmıştı. Ancak, bu saldırının başka bir sonucu oldu. Amerikan halkının savaşa ve savaşın yönetiliş biçimine desteği dramatik bir şekilde düştü. Amerika muharebeyi kazanmış ama savaşı kaybetmişti.
Hükümet görüşlerini Hürriyet'teki köşesinden yansıtmaya devam eden Abdülkadir Selvi, iki gündür ağır can kayıpları veren PKK'nin köşeye sıkıştığını, ateşkes ilanına uğraştığını ve artık silah bırakmaktan başka bir çaresi kalmadığı iddiasını ortaya atıyor.
Kamuoyunu etkilemeye, Güneydoğu'daki savaşa desteğini sürdürmeye yönelik bir propaganda çalışması olarak görmek mümkün, çünkü sahadaki gerçekle örtüşmüyor. Onun için de halk üzerinde uzun vadede tam tersi bir tepki yaratması muhtemel. Çünkü örgütün bitmek üzere olduğu beklentisi yaratıyor halkta.
Gerilla savaşının kaçınılmaz sonucu, düzenli ordu karşısındaki kayıpların her ülkede yüksek olmasıdır. Gerilla savaşı dağlarda değil, toplumun savaşa desteğiyle kazanılır.
Türkiye'de kamuoyu barış müzakereleriyle yeni bir dönemin başladığına ikna olmuşken savaş birden şiddetlendi. Yayın yasağı getirilmek zorunda kalınan karakol baskınları, şehit cenazeleri artmaya başladı. Seçim kazanmaya yönelik bu kararın sonunda kamuoyunun zihninde soru işaretleri uyandırması kaçınılmaz.
Selvi'nin bir noktada haklı olduğu anlaşılıyor. Amerika'nın PKK'ye, şehirlerdeki intihar saldırılarını durdurma konusundaki baskısı. NATO ortağı bir ülkenin şehirlerinin şiddetin merkezi haline gelmesine Washington sessiz kalamaz. Hele Suriye'de PYD ile sıkı bir işbirliği içine girmişken.
Ama onun ötesinde yazdıkları ciddi olarak sıkıntı ve inandırıcılık sorunu taşıyor. Birincisi, AKP şu anda topu ve tüfeğiyle Kürt Siyasi Hareketi'nin üzerine gidiyor. Kentlerini yıkıyor, insanlarını tutukluyor, kötü muamele ediyor, liderlerinin dokunulmazlığını kaldırmaya çalışıyor. Örgütün bütün bunlar yokmuş gibi, AKP'ye barış çubuğu uzatması kolay değil.
Ayrıca AKP, Suriye Kürtleri konusundaki politikasını değiştirmiş değil. PKK'nin bu koşullarda teslim olması anlamına gelecek bir adım atması, Suriye'deki kazanımlarını kaybetmesi riskini taşıyacaktır. Bu da Selvi'yi ve ona bu bilgileri aktaranların elini zayıflatan bir başka mesele.
Ölenler bu ülkenin gençleri. O yüzden içimiz yanıyor. Ama her gerilla savaşında olduğu gibi, burada da bakmamız gereken ölü sayısı değil, ölenlerin yerine gönüllü olanların sayısı. O rakama baktığımızda, tek çözümün barış, demokrasi ve hukuk olduğunu görürüz.