« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

25 Nis

2016

Tek celselik skandal!

Ergun Babahan 01 Ocak 1970

Dünyanın en hızlı sonuçlanan davasına tanıklık ettik herhalde. Delillerin toplanması, soruşturmanın gerçekleştirilmesi derken en az 45 çocuğa tecavüz iddiasını kapsayan bir dava, tek celsede sonuçlandı.

Ne çocukların ifadesi alındı, ne yurtların ve evlerin hukuki konumu tartışıldı. Bütün amaç da buydu. Tecavüz olaylarının gerçekleştiği belirtilen evlerin hukuki durumunu tartıştırmamak.

Karaman'daki tecavüz skandalı tek celsede kapatılırken, Ensar Vakfı'nı kollayıcı bir gelişme Ankara'da yaşandı. Haberdar sitesinin yabancı öğrencilerin Kredi Yurtlar Kurumu yurtları yerine Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti tesislerinde barındırıldığına ilişkin haberine yayın yasağı getirildi.

Devlet eliyle Müslüman nesil yetiştirme projesinde Ensar Vakfı gibi kurumlara önemli görev verildiği ve tam bir koruma altına alındığı anlaşılıyor. Çocuklara tecavüz gibi önemli bir suçlamada, kurumsal sorumluluğun hiç gündeme getirilmemesi bu yüzden…

Türkiye'de yargının durumu sadece Ensar davası ile ilgili değildi elbette. Dokuz yıllık Ergenekon davasının Yargıtay tarafından bozulması ve yakın geçmişin tüm karanlık olaylarının üzerine bir sünger çekilmesi de rahatsız edici bir başka gelişmeydi.

Evet, Ergenekon Davası'nda hukuki yanlışlar yapılmış, bir takım başka hesaplarla davayla ilgisiz çok kişi sanık haline getirilmişti; ama bu dava Ulusalcı kesimin iddia ettiği gibi, içi tamamen boş bir dava değildi.

Deliller, ele geçirilen bombalar, örgütsel ilişkiler, Türkiye'ye damgasını vuran karanlık olaylar değişmedi.

Ne değişti? Erdoğan'ın konumu değişti…

Erdoğan'ın davanın savcısı olmaktan avukatı olmaya evrilmesi ve Deniz Baykal ile aynı noktada buluşması, yargının davaya, delillere, olaylara bakışını 180 derece değiştirdi.

Türkiye'nin 100 yıllık Cumhuriyet tarihinin yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı anlamında Osmanlı kadı sistemi anlayışından kurtulamadığının en açık örneği bu iki dava aslında. Kulluk sisteminin sürdüğü, yargıda vicdani kanaatine göre karar verecek bağımsız bireyin ortaya çıkamadığı gerçeğinin yüzümüze bir kez daha tokat gibi çarpılması bu gelişme.

Ergenekon Davası gibi büyük bir davanın başlaması bu ülkenin Avrupa standartlarında demokrasi ve hukuk devleti olması yolunda mücadele edenler için bir umuttu. Ensar ve Ergenekon davaları, bu ülkede çok umutlu olmaya yer olmadığının göstergesi oldu.

Hangi parti iktidara gelirse gelsin, hangi anlayış hakim olursa olsun, bu coğrafyanın gerçeği bu maalesef. Stratejik öneminden başka bir değeri kalmamış bir keyfilik sistemi olarak yola devam edecek bu ülke.

Ne insan hakkına saygılı anayasa yapabilecek ne de iktidarı elinde tutanların yargı sistemi üzerindeki mutlak gücünü ortadan kaldırabilecek. Emir-komuta zinciri ile çalışan bir sistem içinde Kürt gazeteciler, barış isteyen akademisyenler, Kürt siyasetçiler birer ikişer tutuklanıp cezaevine atılacak.

Barışın, adaletin ortadan kalktığı bu coğrafyada adaleti kendi tecelli ettirmek için eline silah alıp dağa çıkan, ölüme gönüllü olan gençlerin sayısı her geçen gün artacak. Acı ama gerçek bu…

Ziyaret -> Toplam : 125,34 M - Bugn : 102458

ulkucudunya@ulkucudunya.com