Mithat Paşa 1822 ile 1884 yılları arasında yaşamış büyük bir Türk devlet adamıdır. Birinci Meşrutiyet’in kurucusudur. Rusçuklu Hacı Hafız Mehmet Eşref Efendi’nin oğludur. İstanbul’da doğdu. 10 yaşında Kuran’ı ezberleyip hafız oldu. 1840’ta sadaret mektubi kalemi (başbakanlık özel kalemi)ne Mithat Paşa katip yardımcısı olarak girdi, derece derece yükseldi. 1850’de Suriye eyaletini teftişe gönderildi.
Mithat Paşa bu teftişte gösterdiği başarı üzerine birden parladı. 1858’de dinlenmek üzere Avrupa’ya gitti. 1861 ocağında vezaret (mareşale eşit sivil rütbe) ile Niş genel valisi oldu. Niş valiliği sonrası ekstra özellikleri olan bir idare adamı olduğunu gösterdi. Eyaletin akla gelebilecek her türlü işiyle meşgul oldu. Niş’i örnek bir eyalet haline getirmesi üzerine Silistre, Vidin, Niş eyaletleri birleştirildi. Tuna Eyaleti adıyla teşkil edilen bu yeni eyaletin sınırları bugünkü Bulgaristan’dan büyüktü. Başına Mithat Paşa getirildi. 3,5 yıl bu görevde kalan Mithat Paşa eyalet, sancak, kaza, nahiye meclislerini düzenledi. Yollar, türlü bayındırlık eserleri yaptırdı. Okullar açtı. Kredi müesseselerini yoluna koydu. Asayiş meselelerini tamamen halletti. Fabrikalar, dernekler, ortaklıklar kurarak eyaleti hem kültür, hem ekonomi bakımından olağanüstü kalkındırdı. 3,5 yılda bu eyalette 3.000 km. yol, 1.400 köprü, yüzlerce okul yaptırdığını kaydetmek gösterdiği çalışmanın hacmi hakkında fikir vermeye yeter.
Mithat Paşa 1868’de o zaman kabineye dahil olan Şuray-i Devlet başkanlığına getirildi. 1869’da Bağdat (Irak) genel valisi oldu. Tuna’da gösterdiği muazzam faaliyeti burada da gösterdi. 1872’de sadrazam (başbakan) olduysa da üç ay kadar sonra bu görevinden alındı. Sonra adliye nazırı, Selanik genel valisi, tekrar adliye nazırı, devlet bakanı, ikinci defa Şuray-i Devlet başkanı oldu.
Bu sıralarda Abdülaziz tahttan indirildi. Darbeyi hazırlayanlar arasında Serasker Hüseyin Avni Paşa’dan sonra en önemli faaliyeti Mithat Paşa göstermişti. Esasen darbeyi yapanlar arasında meşrutiyetçi olarak bir o vardı. Ötekiler henüz İspanya, Rusya gibi büyük Avrupa devletlerinde bile tatbik edilmeyen bu rejimi bir milletler topluluğu olan Osmanlı İmparatorluğu için tehlikeli görüyorlardı.
İlk Anayasa
Abdülaziz’in ölümü V.Murat’ın tahttan indirilmesi, II. Abdülhamid’in tahta çıkması gibi olaylar zincirinde Mithat Paşa birinci derecede rol oynadı. 26 Kasım 1876’da Rüştü Paşa’nın yerine ikinci defa sadrazam oldu. Dört gün sonra Ziya (Paşa) ile Namık Kemal başta olmak üzere bir heyetin hazırladığı Anayasa’yı ilan etti, seçimler yapıldı. Böylece I. Meşrutiyet kuruldu. Yalnız seçilen meclis Türkler’in tamamen azınlık olduğu acayip bir meclisti. II. Abdülhamit meclisi kendi elinde tutabilmek için çok sözü geçer bir adam olan Ahmet Vefik Paşa’yı meclis başkanlığına getirdi.
Bu sırada Ruslar’ın yıllardan beri süregelen kışkırtmaları sonunda Rusya ile savaşa girişilmesine karar verildi. Bu meşum kararda Mithat Paşa baş rolü oynadı çünkü Batı Devletlerini Rusya’ya karşı savaşa sokabileceğini sanıyordu. Öte yandan en çirkin rekabet, kıskançlık, hatta hiyanetlerle çöküntü haline gelmiş bulunan Osmanlı devlet ve ordu teşkilatı, Ruslar’ı durdurabilecek durumdayken durduramadı. Tuna’yı geçen Ruslar 93 Savaşı’nı kazandılar.
Mithat Paşa 5 şubat 1877’de, yani Rus Savaşı’nın had devresinde azledildi ve Avrupa’ ya gönderildi. 1878’de Suriye, 1880’de Aydın (İzmir) genel valisi oldu. Artık duruma tamamen hakim olduğunu kestiren II. Abdülhamit amcası Abdülaziz’in tahttan indirilmesi ve ölümü olayını ele almaya karar vermişti. Mithat Paşa’yı tutuklattırarak Yıldız’da kurulan bir mahkemede Abdülaziz’i öldürtmüş olmak suçu ile idama mahkum ettirdi. Daha sonra ölüm cezasını müebbet hapse çevirdi. 1881’de Hicaz’daki Taif Kalesi’ne sürdürttü. 1884’te de Hicaz valisine emir vererek 2 subay ve 6 er tarafından boğulmak suretiyle öldürttü.