Pahalı bulan Körfez'i dolaşsın
Servet AVCI 01 Ocak 1970
Devlet böyle yönetilir, vatandaşa böyle bakılır değil mi?
Boğaziçi ve Fatih Sultan Köprüleri'nden geçiş 5 TL bile değilken, Osman Gazi Köprüsü'nden geçişin niye 117 TL olduğunu soranlara Binali Yıldırım'ın verdiği cevap: "Bedava bir şey yok. Alternatifi var. Pahalı bulan Körfez'i dolaşır veya gemiyle geçer…"
Neyse ki "Yüzerek de geçebilirler" demedi… Zaten bu teklifin bir sonraki aşaması kanat takıp uçarak veya mancınık marifetiyle geçmek!..
***
Yap-İşlet-Devret projeleri sunulurken, hep "Devletin kasasından bir kuruş çıkmayacak" diye halka pazarlama yapılır…
Öyle mi gerçekten? Müteahhit firmaya günde 40 bin araç geçişi garanti verilmiş… Geçmezse farkı devlet ödeyecek!.. Diyelim 25 bin araç geçti… Aradaki 15 bin araçlık farkı devlet ödeyecek… Para o köprüden belki de hayatı boyunca hiç geçmeyecek olan vatandaşın cebinden çıkmış olacak… Yıl sonunda aradaki fark hesaplanacak, müteahhit firmanın hesabına devlet parayı aktaracak…
Hadi kamulaştırma bedeline harcanan para 2 milyar TL civarında ve o para Uruguay devletinden çıktı… Bu farkı hangi devlet ödüyor da Türkiye Cumhuriyeti devletinin kasasından bir kuruş çıkmamış oluyor?
***
Ne güzel model… Eksik geçiş olursa, parayı devlet ödüyor… Fazla geçiş olursa, fazlanın tamamı müteahhit firmaya kalıyor!.. Yılda 511 milyon Dolar garanti para!.. O da sadece Osman Gazi Köprüsü'nden… Yapım aşamasıyla birlikte süre 22 yıl 4 ay… Epeyi havuz doldurabilir toplam rakam!.. 3. köprüde olduğu gibi süre uzatımlarıyla sağlanan ekler de cabası…
Sözde dış krediyle yapılacaktı… O krediler sağlanamayınca değişiklikler yapıldı, garantiler verildi, ayrıca sanki dış krediymiş gibi bir kamu bankamızın New York şubesinden kredi aktarıldı…
Osman Gazi Köprüsü'nün geçiş ücreti yüksek bulununca Binali Yıldırım "Yine de bir güzellik yapacağım" diyor… Bunlar bu 'lütufkâr' dili pek seviyorlar… Ne de olsa vermeye gelince kendileri verir, almaya gelince devlet alır!..
Köprünün geçiş ücretinde indirim yapabilirler… Müteahhit garanti paradan vaz geçmeyeceğine göre, aradaki fark yine devlete, yani halka mı fatura edilecek, yoksa sözleşmenin süresi mi uzatılacak?
***
"Yolsuzluk olsaydı bu kadar yatırım yapılır mıydı?" sorusunun temizliğe serlevha yapıldığı bir ülkenin gururlu vatandaşlarıyız biz!..
Bir çoğumuz hayatında borsanın önünden geçmesek de, Zarrab'ın operasyonel kullandığı kamu bankamız yolsuzlukla anılınca ve de borsadaki hisseleri düşünce üzüntüden kafalarımızı taşlara vurmuş, çay parasını zor ödediğimiz kahvehanelerde 'Yedirmeyiz' türünden konuşmalar yapmış bir topluluğuz!..
Cebimizde ay sonunu getirecek para olmasa da Euro-Dolar paritesini hep merak ettik!.. Memleketin kredi notunu öğrenmeden uyuyamadık!.. Ters bir not geldiğinde 'Bu bir komplo' diyenleri ağzımız açık hayranlıkla dinledik!..
Kızılelmamız tedavülden kalksa da 'yeşilelma'mız oldu… Frankfurt havaalanını bastıracak büyüklüğü bekledik!.. Kanal İstanbul'u beklediğimiz gibi buğulu gözlerle!.. O derste de ifade etmiştik: Biz Marmaray'la denizin altından hızla geçme mutluluğunu doyasıya yaşarken, denizin altından üstünden, havadan, karadan el çabukluğu ve 'müteşebbis ruh'la gidenleri görmek işimize gelmedi... "Gördüm" diyenlerin boynuna 'darbeci, ajan, Gezici' yaftası astık...
Dolayısıyla hak ediyoruz Osman Gazi Köprüsü'nün gururunu!.. Köprüye, yola, baraja, havaalanına karşı olamayacağımıza göre bunun küçük bir bedeli de olacak!.. Yap-İşlet-Devret modeliyle, cebimizden bir kuruş çıkmadan üstelik!..
Çıkarsa devletten çıkacak!.. Gelirse ülkeyi yönetenlerden gelecek!.. Biz niye kendimizi kasalım ki? Pahalı bulan Körfez'i dolaşsın!..
***
Ve bir ilâve: Yazıyı yola çıkmadan yazmıştım... Yolda MHP kurultayıyla ilgili haber geldi... Değişim talebi önünde hiç bir gücün (büyük küçük saray fark etmez) duramayacağı sosyal bir gerçektir... Bu sadece MHP için değil Türkiye için de zarurettir... Ertelenemez, yok sayılamaz, engellenemez bir yol haritasıdır... Bunu Allah'ın izniyle ümitle bekleyenler de, korkanlar da görecek...