« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

25 Ara

2007

ATO'DAN `GÜMRÜK KAMBURU` RAPORU

01 Ocak 1970

Türkiye, Gümrük Birliği Anlaşmasının yürürlüğe girdiği 1 Ocak 1996'dan bu yana toplam 279,8 milyar dolar dış ticaret açığı verdi. Ankara Ticaret Odası (ATO), Dış Ticaret Müsteşarlığı, Gümrük Genel Müdürlüğü ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri ile AB'nin ''http://ec.europa.eu'' adresli sitesinden yararlanarak, Gümrük Birliği'nin Türkiye'ye etkilerini inceledi ve ''Gümrük Kamburu'' isimli raporu hazırladı. Rapora göre, Türkiye Gümrük Birliği Anlaşmasının yürürlüğe girdiği Ocak 1996'dan bu yana toplam 279,8 milyar dolar dış ticaret açığı verdi. Bu rakam Türkiye Cumhuriyeti tarihinde verilen toplam dış ticaret açığının yüzde 70,1'ini oluşturdu. Söz konusu 11 yıllık dönemde Türkiye'nin AB ülkeleriyle yaptığı ticarette verdiği açık da 99,8 milyar dolara ulaştı. -83 YILLIK DIŞ TİCARET AÇIĞININ ÜÇTE İKİSİ 11 YILDA- Rapora göre Türkiye, kurulduğu 1923 yılından 2006 yılı sonuna kadar geçen 84 yıllık dönemde toplam 398,6 milyar dolar dış ticaret açığı verirken, bunun 279,8 milyar doları Gümrük Birliği Anlaşmasının yürürlükte olduğu son 11 yılda gerçekleşti. Son 11 yıllık dönemde verilen dış ticaret açığı, cumhuriyet tarihi boyunca verilen açığın yüzde 70,1'ini oluşturdu. Türkiye'nin dış ticaret açığının yüzde 29,9'u ise Gümrük Birliği öncesi 73 yılda verildi. Türkiye, çoğu Atatürk döneminde olmak üzere, 84 yılın 16 yılında da dış ticaretini fazla vererek kapattı. Bu yılların toplam dış ticaret fazlası rakamı 418 milyon dolar oldu. -AB İLE TİCARETTE DE AÇIK - Rapora göre, Türkiye 6 Mart 1995'te imzaladığı Gümrük Birliği Anlaşmasının yürürlüğe girdiği 1 Ocak 1996'dan 2006 yılı sonuna kadar AB ülkelerine 248,2 milyar dolar ihracat yaparken, 348 milyar dolar ithalat gerçekleştirdi. Bir başka ifadeyle, Türkiye son 11 yılda AB ile ticaretinde 99,8 milyar dolarlık açık verdi. Türkiye, 2006 yılında AB'den 53,9 milyar dolarlık ithalat, AB'ye 43,9 milyar dolarlık ihracat yaptı. Söz konusu dönemde toplam 10 milyar dolar dış ticaret açığı oluştu. -GB'DEN ÖNCE, GB'DEN SONRA- Türkiye'nin Gümrük Birliği öncesindeki 1985-1995 yıllarını kapsayan 11 yıllık döneminde, toplam dış ticaret açığı 76,1 milyar dolar iken, AB ile yaptığı ticaretteki açık sadece 28 milyar dolar oldu. Gümrük Birliği sonrasındaki 1996-2006 yıllarını kapsayan 11 yıllık dönemde de toplam dış ticaret açığı 279,8 milyar dolar, AB ile dış ticaret açığı 99,8 milyar dolar oldu. Gümrük Birliği sonrasındaki 11 yıllık dönemde önceki 11 yıllık döneme göre Türkiye'nin toplam dış ticaret açığı yüzde 267,6, AB ülkelerinden kaynaklanan dış ticaret açığının ise yüzde 256,4 arttığı görüldü. 1985-1995 yıllarını kapsayan 11 yıllık dönemde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 65,6 iken, Gümrük Birliğinden sonraki 11 yıllık dönemde bu oran yüzde 62,5'e geriledi. 1971 tarihli Katma Protokol uyarınca, Türk vatandaşlarının serbest dolaşımının en geç 1986 yılında uygulanması gerekirken, Türk işgücünün AB'ye girişine sonsuza kadar kısıtlama konuldu. Yine AB'nin sanayi ürünlerine sağlaması gereken serbest dolaşım da, söz konusu sanayi ürünlerini satacak olan işadamlarına vizesiz seyahat hakkı verilmemesi nedeniyle hayata geçirilemiyor. AB'ye seyahat etmek isteyen işadamları vize almak istediğinde, talep edilen belgeler ve öne sürülen şartlar nedeniyle adeta işkence çekiyor. -TEKSTİLDE TEHLİKE ÇANLARI- Rapora göre, Gümrük Birliğinin yol açtığı bir başka tehlike de tekstil sektöründe kendini gösteriyor. Dünya Ticaret Örgütü kapsamında 140'tan fazla ülkenin imzaladığı ''Çok Taraflı Tekstil ve Giyim Eşyası Sözleşmesi'' Türkiye'ye ek faturalar getiriyor. Sözleşmeyle 2005 yılında tekstil kotaları kalkarken, Türkiye, Gümrük Birliği?ne dahil olduğu için gelişmiş ülke kabul edilerek, az gelişmiş ve gelişmekte olan üçüncü ülkelere en yüksek gümrük indirimini uygulamak zorunda kaldı. Türkiye, Gümrük Birliği Anlaşması uyarınca, üçüncü ülkelere karşı Ortak Gümrük Tarifelerini uygulamakla mükellef. Bu bağımlılık nedeniyle, Türkiye, AB'nin üçüncü ülkelere uyguladığı gümrük vergilerini aynı şartlarda uygulamak zorunda kalıyor ve kendi ticaret ve gümrük politikalarını uygulayamıyor. AB'nin kurallarıyla yaptığı ticarette gümrük vergisi ve gümrük vergisine eşdeğer vergilerden de mahrum kalıyor. -SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI- Gümrük Birliği Anlaşması nedeniyle Türkiye, Ortak Gümrük Tarifesi konusunda AB'nin kurallarına uyarak, gümrük duvarlarını indirmek zorunda kalırken, AB'nin imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarından yararlanamıyor, söz konusu ülkelerle yeniden serbest ticaret anlaşması imzalaması gerekiyor. Türkiye'nin halen, İsviçre, Norveç, Lihtenştayn, İzlanda'dan oluşan EFTA ülkeleri, İsrail, Makedonya, Hırvatistan, Bosna ve Hersek, Filistin, Tunus ve Fas'la serbest ticaret anlaşması bulunuyor. Türkiye'nin Mısır ve Suriye ile imzaladığı serbest ticaret anlaşmaları da 1 Ocak 2007'de yürürlüğe girdi. Arnavutluk'la ise 22 Aralık 2006 tarihinde serbest ticaret anlaşması imzalandı. AB'nin Serbest Ticaret Anlaşması imzaladığı ülkeler ise şunlar: EFTA (İsviçre, Norveç, Lihtenştayn, İzlanda), Makedonya, Hırvatistan, Filistin, Tunus, Fas, İsrail, Ürdün, Lübnan, Mısır, Cezayir, Meksika, Şili, Güney Afrika Gümrük Birliği (Güney Afrika, Botswana, Angola, Lesotpo, Namibya, Swaziland) Bolivya, Kolombiya, Ekvator, Peru, Venezüella'dan oluşan ANDEAN Topluluğu ve Kosta Rika, El Salvador, Guatemala, Honduras, Nikaragua ve Panama'dan oluşan Orta Amerika ülkeleri ile de serbest ticaret anlaşması imzalanması karara bağlanmış durumda. Sırbistan, Karadağ, Bosna ve Hersek, Brezilya, Arjantin, Paraguay, Uruguay ve Güney Akdeniz ile Afrika, Karayipler ve Pasifik'te bulunan ve AKP ülkeleri olarak adlandırılan 77 ülke ile de müzakereler devam ediyor. Gümrük Birliği Anlaşmasının 63. maddesi, Katma Protokolün 60. maddesinde öngörülen korunma önlemlerinin geçerliliğini koruduğuna işaret ediyor. 1970 tarihli Katma Protokolün 60. maddesinde ''Türk ekonomisinin bir faaliyet sektörünü veya dış mali istikrarını tehlikeye düşürecek ciddi bozukluklar ortaya çıkar veya Türkiye'nin bir bölgesinin ekonomik durumunun bozulması şeklinde güçlükler belirirse, Türkiye gerekli korunma tedbirlerini alabilir. Bu tedbirler ve bunların uygulama usulleri Ortaklık Konseyi?ne gecikmeksizin bildirilir'' hükmü yer alıyor. Türkiye, bu maddeye dayanarak, Gümrük Birliğinden kaynaklanan zararını telafi edebilecek hakka sahip. AB bu hakkı Türkiye?ye karşı iki kez (1973'te kota koyarak ve 1986'da işgücü dolaşımını rafa kaldırarak) kullandı. -ATO BAŞKANI AYGÜN- ATO Başkanı Sinan Aygün, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in Gümrük Birliğinin gözden geçirilmesi gerektiğine ilişkin sözlerini hatırlatarak, ''Biz Gümrük Birliğinin Türkiye ekonomisine yaptığı zararı 5-6 yıldır sürekli dile getiriyoruz. Biz söylediğimizde hükümet dahil herkes masadan kaçıyordu. Sayın Bakan feryadımızı 11 yıl sonra duydu. Sayın Şener samimi ise gereğini bir an önce yapsın. Gümrük Birliği hükümetin öncelikli konusu olarak ele alınsın'' dedi. Yunanistan'ın AB'ye 1981'de girdiği halde Gümrük Birliğine 1986'da girdiğini, İspanya ve Portekiz'in de 1986'da tam üye olduğu halde Gümrük Birliğine 7 yıl sonra yani 1993'te girdiğini hatırlatan Aygün, ''Türkiye AB adayı olacağı bile garanti değilken Gümrük Birliğine girerek, AB üyeliği defterini kendi eliyle kapattı, özel statü yolunu açtı'' dedi. Aygün, şunları kaydetti: ''Gümrük Birliği yüzünden üçüncü ülkelere karşı kendi bağımsız tarifemizi uygulamaktan vazgeçmek zorunda kaldık. Bunun yerine AB'nin Ortak Gümrük Tarifesini uyguluyoruz. Henüz karar mekanizmasında yer almadığımız AB'nin ortak dış ticaret politikalarına uyarak dış ticaret konusundaki hakimiyetimizi Avrupa'ya teslim etmiş durumundayız. Gümrük Birliği şartları gözden geçirilmeli ve Türkiye Gümrük Birliği hassas sektörleri koruyan Serbest Ticaret Anlaşması dönüştürülmelidir.''

Ziyaret -> Toplam : 125,27 M - Bugn : 25288

ulkucudunya@ulkucudunya.com