Hababam sınıfı!..
Mehmet Türker 01 Ocak 1970
Devlet yönetmek ciddiyet ister!..
Günü birlik kararlar ve kızgınlıklarla devlet yönetilemez!..
Hem iç, hem dış politikada alınan keyfi kararlar, devlet yönetimini Hababam sınıfına döndürür!..
Hababam bir yönetim anlayışı dünyada ciddiye alınmaz, o ülke sürekli küme düşmeye mahkum kalır…
* * *
Recep Bey önceki gün AB'ye restini çekti:
“Biz yolumuza gidiyoruz, sen de yoluna git”
Böylece vize muafiyeti suya düşmüş oldu mu?..
Zira vize muafiyeti için 72 şarttan biri de “Terörle Mücadele Yasası'nda” yapılacak değişiklikti…
Recep Bey, Türkiye'nin dört bir yandan terör saldırısı altındayken bunu kabul edilemez buluyor…
Peki, 72 kriter arasında bunun da olduğunu daha önceki gün mü öğrendi, bilmiyor muydu?
* * *
Devlet bir ileri-bir geri yönetilemez…
Ona buna kafa tutmak, rest çekmekle de dış politika yapılmaz!..
Yapılır da…
Halimiz işte şimdiki gibi Hababam olur…
Dışlanan, yeri geldiğinde dalga geçilen bir ülke durumuna düşer!..
Recep Bey diyor ki:
“Teröristlere çadır kurduracaksın ve imkan sağlayacaksın. Bize vize şartı şunu değiştirmek… Kusura bakma hadi bakalım biz yolumuza gidiyoruz, sen de yoluna git. Kiminle anlaşırsan onlarla anlaş”
Sanki biz AB'den vize muafiyeti istemiyorduk da AB bizden vize muafiyeti istiyordu…
* * *
Türkiye'nin elindeki sığınmacılar kozu ile sürekli AB ülkelerini tehdit etmesi kısa vadede belki, ama orta ve uzun vadede bir sonuç vermez…
Bu ülkenin bir Başbakanı var (vardı),
Dışişleri Bakanı var, AB Bakanı var…
Türkiye 2013 yılında bu 72 şartı kabul etmiş, tam yumurta kapıya gelmişken, ülkenin Cumhurbaşkanı “Tak sepeti koluna herkes yoluna” diyerek pişmiş aşa su katıyor!…
O zaman kim, niye seni ciddiye alsın?..
* * *
72 kriter içinde Terörle Mücadele Yasası'ndaki değişik olduğunu Sadrazam bilmiyor muydu?..
Dışişleri Bakanı ile AB Bakanı bilmiyor muydu?..
Ve nihayet Recep bilmiyordu, önceki gün mü öğrenip bu çıkışı yaptı?..
Belki de bütün bunlar hokus pokus!..
Vizesiz Avrupa hayalinin gerçekleşmeyeceğini biliyorlardı, bir maddeden problem çıkartıp haklı pozisyona geçme manevrası yaptılar…
Eğer ortada böyle bir “zeka” varsa…
Tak sepeti koluna, doğru vize kuyruğuna!…
Azmettiriciler!..
Adliye önünde silahlı saldırıyı yapan şahıs, meğer Can Dündar'a “MİT TIR'ları yüzünden uyuz” oluyormuş…
Bu öyle bir “uyuz olma” sonucu yapılan bir saldırı ki tetikçi de belli, azmettiriciler de…
Fakat sonuçta fail içeri girecek, azmettiriciler ortalıkta dolaşmaya, onu bunu hedef göstermeye, tehdit etmeye devam edecekler…
Bazıları yandaş gazetelerin köşelerinde tetikçilik yapacak, bazıları da beyanatlar vererek azmettiricilik görevlerini yerine getirecek…
Düşünün, unvanı “Cumhurbaşkanı Başdanışmanı” olan biri, Can Dündar için tivit atıyor:
“İnsan karısını bırakıp kaçar mı?”
Saldırıya uğrayan karısı değil Can Dündar; bu bakımdan bırakıp kaçma diye bir fiil yok…
Hem sana ne… Halkın parası olan maaşını ona buna sataşmak, için mi
alıyorsun?..
Unvanın büyüklüğüne (!), yaptığı işin küçüklüğüne bakınız!..
Can Dündar ile Erdem Gül devletin gizli bilgilerini açığa çıkarmaktan 5'er yıl hapis cezası aldılar…
İyi de hani MİT TIR'larında Türkmenlere giden battaniye, çadır, ilaç gibi insani yardım malzemeleri vardı?..
Bunlar mı gizli bilgiler?..
