« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

16 May

2016

Bize ne oldu böyle!

Emin Çölaşan 01 Ocak 1970

Sevgili okuyucularım, Türkiye'de olanları hep birlikte izliyoruz ve izledikçe utanıyoruz.
Bir şeyler oluyor ama bunları hiç kimsenin aklı almıyor.
Dokunulmazlıkların kaldırılması önümüzdeki hafta Meclis'e gelecek.
Nasıl bir anayasa değişikliği yapılacağı, hangi genel başkan ve milletvekillerinin yargıya sevk edileceği, sonra ne olacağı bilinmiyor.
Örneğin belli siyasetçiler ya da hakkında çok sayıda fezleke olan Kemal Kılıçdaroğlu günün birinde tutuklanır mı, belli değil.
Kötü bir şeyler oluyor, ne olduğunu kimse anlamıyor.
Biz gazeteciler çok şey bildiğimizi zannederiz!
Hatta dışarıya karşı da bazen ukalalık edip “Şöyle olacak, böyle olacak” diye ahkâm kestiğimiz olur!..
Çünkü tanıdığımız ve hiç tanımadığımız insanlar “Abi bu konuyu siz bilirsiniz, şimdi ne olacak?” diye bize sorarlar.
Şimdi soranlara kendi adıma hep aynı şeyi söylüyorum:
“Valla bizim de bir şey bildiğimiz yok. Biz de olunca öğreniyoruz.”
Çoğu inanmıyor, kendisini ciddiye almadığımı, baştan savdığımı zannediyor.
Oysa gerçek böyle, bilmiyoruz.
İşin daha da ilginç yanı, biz de gazetede birbirimize soruyoruz ne olacağını!..
Hepimiz kendi tahminlerimizi söylüyoruz.

Bahçeli'ye bir hükümet kıyağı daha
Size bir örnek daha vereyim!.. MHP kongresi…
Dün bu yazıyı yazdığım saatlerde kongrenin yapılıp yapılmayacağını bilen yoktu.
İster istemez şaşırmıştık, günlerden beri birbirimize soruyoruz “Bu nasıl yargıdır, bu nasıl adalettir, siyasetin eli yargıya böyle nasıl sokulur” diye…
Biz gazeteciler hukukçu değiliz.
Dolayısıyla olanları anlamamış olmamız bir yerde normal.
Ama gelin görün ki olanları hukukçular da anlamıyor ve her kafadan bir ses çıkıyor.

* * *

Mahkeme tarafından oluşturulan üç kişilik çağrı heyeti muhaliflerin istediği kongrenin bugün yapılmasına karar verdi, Ankara'daki mahkeme bu kararı onadı.
MHP Genel Merkezi Yargıtay'a başvurup kararın bozulmasını istedi.
Herkesin gözü Yargıtay'da iken konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan iki ilçe mahkemesinden kongrenin iptal edilmesini öngören karar çıktı.
Yine genel merkezin başvurusu ile!..
Tosya ve Gemerek! Ne ilgisi olabilir bu iki mahkemenin MHP kongresi ile?
Kongre Ankara'da yapılacak.
Kararı Ankara mahkemesi vermiş, dosya Yargıtay'a gönderilmiş.
Dosya Yargıtay'da ama Tosya ve Gemerek mahkemeleri acayip kararlar verip hariçten gazel okuyor! Bunun hukuka aykırı olduğunu görmek ve bilmek için hukukçu olmaya gerek yok.
Belli ki birileri devreye girmiş, kongreyi önlemeye çalışıyor…
Kim olabilir?
Hükümet!..
Zira kongre yapıldığı takdirde muhaliflerin kazanacağı kesin. Böyle bir durumda ise hükümetin stepnesi, bastonu, işbirlikçisi ve kurtarıcı meleği olan Devlet Bahçeli yönetimi devrilecek, iktidar öksüz kalmış olacak.

* * *

Dosya günler öncesinden Yargıtay'a gitmişti ve çıkacak karar bekleniyordu.
Basit, birkaç gün içerisinde karara bağlanacak bir dosya idi…
Ve bir anda Yargıtay'dan karar geldi:
“Dosya mayıs ayı içerisinde görüşülüp karara bağlanacaktır.”
15 Mayıs günü, yani bugün kongre yapılacaktı ama Yargıtay böyle dedi!
Nitekim günler geçti, karar bir türlü çıkmadı…
O zaman ister istemez söylentiler yayıldı:
“O daire başkan ve üyelerinin şu kadarı cemaatçi, şu kadarı AKP'li, biri ülkücü, biri sosyal demokrat!.. Çoğunluk AKP'lilerde”
Hiçbirini tanımam, doğru mu yalan mı bilmem… Ama Yargıtay, verdiği bu anlamsız kararla kendisini siyasete alet ettirmeyi başarmış oldu!

* * *

Sonunda devreye Ankara'daki bazı başka mahkemeler ve icra daireleri sokuldu. Bazısı “Kongre yapılamaz” derken bazıları “Yapılabilir” dedi.
Avukatlar hakimleri “Particilik yapıyorlar” diye HSYK' ya şikayet etti.
Sonra devreye Adalet Bakanlığı ve Ankara Valiliği girdi.
Sonuçta bugün yapılması gereken kongre, valilik tarafından bir sürü hukuksuzlukla yasaklandı…
Devlet Bahçeli ve ekibine hükümet tarafından yapılan son kıyak işte bu!

* * *

Kongrenin yapılacağı otel ve çevresi iki günden beri polis kuşatması altında. TOMA'lar ve çok sayıda polis ekipleri getirildi, barikatlar kuruldu.
Kuş uçurulmuyor.
Peki bugün ne olur?
Tahminimi yazıyorum:
MHP yönetiminin muhalifleri önceden açıkladıkları gibi otele yaklaşmaya çalışırlar. Polis izin vermez, bir sürü itiş kakış sonrasında hepsini geri döndürür…
O polis kuşatmasını aşmak kolay iş değildir.
İyi olasılık bu.
Ama bir de kötü olasılık var. Kuşatmayı aşmayı başaran Devlet Bahçeli yandaşları ile karşıtları olan ülkücüler arasında çatışma çıkar, silahlar konuşur ve kan dökülür.
Kan dökülmesini istemem, iyi olasılığın gerçekleşmesini dilerim.

* * *

Neyse ki bunca olumsuz olayla birlikte dün bir güzellik yaşadık. Sümeyyanım hazretleri dünya evine girdi!
Kurgulanan aslında ailenin değil devletin nikahı idi.
Devletin ve belediyelerin personeli çalıştı, önlemler alındı, çevre düzenlemeleri yapıldı, paralar saçıldı, yollar kesildi, İstanbul halkı perişan oldu.
Harcamalar bizim vergilerden çıktı ama sorun değil, onlara feda olsun!
Torba torba gelen hediye altın ve mücevherler ise devletin değil ailenin olacak.
Allah daha çoğunu versin, amin!

Ziyaret -> Toplam : 125,27 M - Bugn : 31555

ulkucudunya@ulkucudunya.com