Yeltsin Tank’a, Ülkücüler Toma’ya
Ömer Şahin 01 Ocak 1970
Bir hareket/kişi toplumda karşılık bulmuş ise onun önüne ne medya geçebiliyor ne de mahkemeler.
Bunun en canlı örneği ‘muhtar bile olamaz’ denen Recep Tayyip Erdoğan’dır ki Cumhurbaşkanlığı makamına yükselmiş, ‘Başkan’lık hesapları yapmaktadır.
Liderler kritik günlerde temayüz ediyor.
Öyle zamanlar vardır ki yeri gelir Gandhi gibi pasif direnişe geçer ‘suskun’ kalır.
Bir hareketi, hamlesi, duruşu bazen de susuşu kitleleri peşine takar.
Bunları niye yazdım…
MHP ve ‘ülkücü hareket’ için tarihi bir güne tanık olacağız.
Yeterli imza toplandı ‘çağrı heyeti’ 15 Mayıs tarihi verdi lakin Kurultay’ın yapılıp yapılamayacağı hâlen belirsiz.
Zira, kararı mahkemeler veriyor. Kurultay kararı ping-pong topuna döndü. Yargıtay’a gerek bırakmadan Gemerek, Tosya mahkemeleri, İcra Mahkemesinden kimi ‘son dakika’ peş peşe kararlar çıktı.
Valilik tedbir aldı kurultay yapılacak salonun önüne tomalar gitti, bariyerler çekildi.
Belli ki ‘muhalifler’in pes etmesi bekleniyordu. Ama kararlılar.
Meral Akşener, Koray Aydın, Sinan Ogan ve Ümit Özdağ “aynı araçla” bugün salona gidecekler.
İçeriye girmeyi zorlayacaklar. Tek hedefleri tüzük kurultayını gerçekleştirmek. Bu konuda geri adım atmayı düşünmüyorlar.
Peki, polis mukavamet ederse?
Güvenlik güçleriyle nerdeyse özdeş görünen ülkücü hareket polisle çatışacak mı?
Söylenen ‘hayır’. Asla kavga, dövüş görüntüsü vermek istemiyorlar.
Ama gerekirse bariyeri, çitleri yıkıp salona girmeye de azmetmişler.
Gandhi gibi oturmazlar ama Yeltsin gibi yapabilirler.
Yeltsin tankın üzerine çıkarak tarihe geçmişti.
4 isim değil ama bakarsınız oradan birileri de 3 hilalli bayrağı alıp Toma’nın üstüne çıkar.
Rakip Bahçeli mi AKP mi?
MHP’de Kurultaycıların öfkesinin odağında Devlet Bahçeli’den çok iktidar hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan var.
İktidarın bütün kamu gücünü kullanarak kurultayı engellemeye çalıştıklarına inanmışlar bir kere.
Kurultay’ın yapılacağı otele tek bir müşteri bile alınmıyormuş.
Kurultay için yurdun dört bir tarafından gelecek otobüslerin şehir girişlerinde durdurulacağı kaygısı var.
Tüm bunları “iktidarın korkusu”na bağlıyorlar.
İktidar cenahı gelişmelerin farkında mıdır bilmiyorum ama kurultay aleyhine çıkan her karar onlara fatura ediliyor.
Kurultay MHP içi bir mücadele olmaktan çok MHP’li muhalifler ile AK Parti arasında yaşanıyor havası doğdu.
Daha açık yazayım: Seçmenin zihnine Erdoğan’ın karşısında Akşener gerçeği yerleşiyor yavaş yavaş.
Geçmişin ‘mağduru’ Erdoğan ile bugünün ‘mağduru’ Akşener.
Bu halk ‘mağdur’a her zaman sahip çıktı. Yeter ki ‘mağdur’ milletin hukukuna sahip çıksın.
Bunu bildikleri içindir ki MHP’li Akşener, Ogan, Özdağ ve Aydın ‘dik durma’ kararlılığında.
Bugün sadece MHP için değil yeni ses, nefes arayan “toplumsal muhalefet” için de kritik gün.
MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli “Türkmen Beyi” olarak karşılanacağı Osmaniye’de olacak ama onun da kulağı tomalarla, polislerle etrafı çevrilen Büyük Anadolu Oteli’nden gelecek haberlerde olacak.
“2.Adam” niye bırakıyor!
M. Ali Şahin, İmam-Hatip günlerinden beri Cumhurbaşkanı Erdoğan’la beraberdir.
Bakanlık, Başbakan Yardımcılığı, TBMM Başkanlığı yaptı.
Siyaseti bırakma sinyali verirken Erdoğan’ın tepkisini de çekebilecek ilginç açıklamalar yapıyor.
O da rahatsız. Sebebini yazayım…
Şahin, Erdoğan Köşk’e çıkınca AK Parti’nin başına Abdullah Gül’ün gelmesini açıkça deklare eden isimlerden birisiydi.
İlk ‘kırılma’ orada oldu.
Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlıktan gönderilmesini de doğru bulmadı.
MKYK’da atılan 47 imzadan birisi kendisine ait ama rivayet o ki, ‘Bana bu yaşta bunu yaptırmayacaktınız” diye sitem etmiş organizasyonu yapan genç isimlere.
Davutoğlu’nun gidişine Şahin’le beraber AK Parti yönetiminden 2 isim daha “Yanlış yaptık, böyle olmamalıydı” diyerek tepki koymuş.
Hatta birisini istifadan bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telefonu geri çevirmiş.