« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

16 May

2016

Pelikan Dosyası: Olağan şüpheliler

Ergun Babahan 01 Ocak 1970

Bugün en ateşli AKP'li kesilen tayfa, siyasi İslam'a muhalifken Yeni Şafak bu davanın gazetesiydi. Kişilerden çok kurumlara dayalı bir davanın savunucusu oldu ve Erdoğan-Davutoğlu çatışmasında 'Hoca'ya daha yakın durdu. Bu muhafazakar camiada herkesin bildiği bir sır. Yeni Şafak'a bağlı bir derginin Davutoğlu'nun ipini çeken Pelikan Dosyası'nın kapağını açması bu yüzden sürpriz olmadı.

Sonuçta Erdoğan her ne kadar ''Artık medya hükümet dizayn etmeyecek'' dese de, başbakan dizaynı işi medya üzerinden yapıldı. Hem de SABAH gazetesi yazarlarının yönetiminde hazırlanan haberler üzerinden. Herhalde doğrudan SABAH'ı devreye sokmaktan utandılar veya tabanının tepkisinden çekindiler ki, operasyonu sanal âlem üzerinden gerçekleştirdiler.

Operasyon, ''Sonradan olmalarla'', ''damardan gelenler'' arasında giderek artan gerilim ve çatışmayı da su yüzüne çıkardı. Saray, Osmanlı modeline döndü ve devşirme İslamcılarla çalışmayı tercih etti. Parti tabanında hiçbir gücü olmayan bu tipler, varlıklarını biata, düşük profile, yaltaklanmaya borçlu. Başdanışman abileri hedef gösteriyor, onlar ateşe başlıyor.

Devrik Başbakan Davutoğlu, o haberleri kimin, niye yaptırdığını biliyordu ama bu yayınların işine son verilmesi noktasına vardırılacağını herhalde tahmin etmiyordu. Pelikan Dosyası'nın yayınlarına bakınca, AKP güruhu, kendi içlerinden çıkan önemli bir siyasi figüre bunu yapıyorsa, düşman bellediklerine neler yapmazlar diye düşünmekten alıkoyamıyor kendini.

Hürriyet'in başarıyla uyguladığı ve uygulamaya devam ettiği 'tetikçi gazeteci' modelini başarıyla kopya etti Saray ekibi. 17 Aralık Skandalı patlak verdiğinde bu ekibin dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından toplandığı ve yolsuzluk dosyası hakkında ne yazmaları ve ne söylemeleri konusunda brifing verildiğini Fehmi Koru kitabında açıkladı. Belli ki, Paralel Yapı ve darbe savunması böyle ortaya çıkmış.

Konu hayat-memat meselesi olunca belli ki, Erdoğan bizzat devreye girme ihtiyacı hissetmiş ve yazarlarına yazı konusunda talimat vermiş.

Yeni Şafak'ın dergisinin haberi doğruysa, artık Mustafa Varank devrede. Pelikan Dosyası sitesinin onun emir-komutası altında yönetildiği ve yayımlandığı anlaşılıyor. Davutoğlu hakkındaki ağır ithamların kaynağı da böylece daha net anlaşılıyor.

Davutoğlu, Erdoğan'ın başkanlık sistemi hedefine taş koyduğu, Washington ve Almanya ile Saray'ı rahatsız edecek derecede sıkı fıkı olduğu, kendisini düşük profilde tutmayıp gerçekten Başbakan zannettiği için işine son verilmiş. İşin ilginç yanı, Ahmet Sever'in Cumhuriyet'e verdiği röportajda açıkladığı destek rakamları. Davutoğlu, Erdoğan tarafından AKP ve hükümetin başına atandığında, tabandaki desteği yüzde bir imiş. Abdullah Gül'ünki ise yüzde 76 imiş.

Buna rağmen genel başkanlık ve başbakanlık koltuğuna oturtulmuş. Ama, o bu kadar düşük desteğe rağmen bu göreve atanmasının ilkokulda başladığı müsamerenin devamı olduğunu fark edememiş. Doktora yapmış, kitap yazmış biri için vahim durum. Bu kaba gerçeği göremeyen birinin Türkiye'nin başını başta Suriye olmak üzere İslam dünyasının tamamında belaya sokmasına şaşmamak lazım.

Davutoğlu'nun SABAH grubundan beş trol yazarın üstesinden gelmeye yetecek bir gücü yokmuş. Adamlar bir dosyayla işini bitirdi. Davutoğlu da işini kaybettikten sonra, Erdoğan ve ailesine sahip çıkmaya devam edeceğini, hiçbir gücün buna mani olamayacağını açıkladı. O hâlâ, Pelikan Dosyası sitesini SABAH'çıların açıp yönettiğini sanıyor belli ki. Arkasındaki gücün kim olduğunu söylememek lazım, öğrenirse yıkılır adamcağız.

Ziyaret -> Toplam : 125,27 M - Bugn : 30618

ulkucudunya@ulkucudunya.com