Belediyenin 533 milyonu nasıl buharlaştı?
Saygı Öztürk 01 Ocak 1970
Genel siyaset, terör derken belediyelerde olup bitenleri ihmal ediyoruz. TBMM'de nasıl önemli konular gündeme getiriliyorsa, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde de CHP'li üyelerin gündeme taşımaya çalıştığı konular var. Belediyenin malları “yok pahasına” satılıyor, “kayıp” olduğu öne sürülen 533 milyon liranın peşine düşülüyor.
23 yıldır başkanlık görevini yürüten Melih Gökçek, AKP'li üyelerin çoğunluğu nedeniyle meclisten istediği kararı geçirmekte zorlanmıyor. En çok yapılan da imar değişiklikleri.
BELEDİYENİN ZARARINA BAKIN
Büyükşehir Belediye bütçesinin yüzde 24'ünü emlak ve arsa satışlarından elde edilen gelir oluşturuyor. CHP Grup Başkanvekili Doğan Yılmazkaya, “Belediye neyi var, neyi yoksa satıyor. Çünkü gelir-gider dengesini başka türlü koruyamıyor” diyor.
Belediyenin malını nasıl ucuza sattığına ilişkin çarpıcı bir örnek vermek istiyorum. Belediye binasının bitişiğinde 124 dönümlük arazi Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na 490 milyon liraya satıldı. Bu işi bilenler, fiyatın ucuzluğuna da hayret etti. Yanılmadılar. Toplu Konut İdaresi araziyi Emlak Konut'a 900 milyon liraya sattı. Emlak Konut ne yaptı? Onlar da burayı Pasifik İnşaata 1 milyar 400 milyon liraya verdi. “Pasifik İnşaatın sahibi kim?” derseniz, sadece soyadının Erdoğan olduğunu belirteyim.
Belediyenin 490 milyonu nerede, 1 milyar 400 milyon nerede? Peki bunlar belediyenin gelir kaybı değil mi? Bir taraftan mevcut gelirleri değerlendirilmiyor, bir taraftan bütçe açığını kapatmak için arsaları satılıyor.
KAYIP MİLYONLARCA LİRA
Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Başkanvekili Doğan Yılmazkaya, önemli bir iddia gündeme getiriyor. Onun sorusu şu:
“2015 yılı Sayım Noksanları Hesabı'nda 533 milyon liralık para ya da taşınır mal, malzemenin kayıp olduğu anlaşılıyor. Kayıp 533 milyon lira nerede? Bunun hesabını verin.”
O iddia için önce ses çıkarmadılar. Ancak olay dallanıp-budaklanmaya başlayınca bakın Gökçek nasıl bir cevap verdi:
“Mali Hizmetler Daire Başkanlığı'nın iş ve işlemlerinin takibi amacıyla 2012 yılına kadar defter usulü yapılan çalışmaların otomasyon sistemine geçiş amacıyla ‘yazım programı' alımı ihalesi yapılmıştır. İhaleyi, BELSİS firması kazanmış, programın yazılımını yapmıştır. İlgili firmanın yazılım işlemlerindeki hataları dolayısıyla, kayıtlarımızda ‘sayım noksanı' diye tanımladığımız sonuç ortaya çıkmıştır. Sözleşmesi sona erdirilen firmanın program yazılımındaki bu hatanın düzeltilmesi çalışmaları devam etmektedir.”
Gökçek'in kayıp gözüken 533 milyon lira için tüm suçu yüklediği BELSİS firmasına da haksızlık yapmayalım ve onlara da durumu soralım.
Firma yetkilileriyle konuştuğumda, böyle bir hatanın kendilerinden kaynaklanmadığına inanıyor ve içlerindeki araştırmayı da sürdürdüklerini belirtiyorlar. Araştırdığımda, söz konusu firmanın aralarında büyükşehir belediyelerinin de bulunduğu çok sayıda belediyeye 20 yıldır hizmet verdiğini öğreniyorum. Firma yetkilileri yorum yapmaktan çekiniyorlar ama “Böyle bir hata asla bizim tarafımızdan yapılmış değil. Olsa bile bu düzeltilirdi” dediler. Söyledikleri bir şey daha var, “bu konu mutlaka soruşturulsun, yargıya intikal ettirilsin, gerçek ortaya çıksın. Biz bunu istiyoruz” dediler.
Peki, 533 milyon lira olayı firmanın üzerine yıkılıp kapatılacak mı, yoksa soruşturulacak mı? Bekleyelim…