Devletin kayda alınmayacak silahları
ESER KARAKAŞ 01 Ocak 1970
Haberdar sitesini kutluyorum, 25 Mayıs günü internet sahifesine çok önemli bir haberi taşıdı.
Basın kurdu değilim, her gazeteye bakamam ama bu haberi o gün bir de Cumhuriyet gazetesinde ve T24 sitesinde gördüm.
Diğer gazeteler 26’sında gördüler bu çok önemli haberi.
Cumhuriyet’i de, iki siteyi de kutlamak gerekiyor.
Hep söylemişimdir, Türkiye’nin en heyecan verici yayını hiç kuşkusuz Resmi Gazete’dir.
Gazete patronu olsam mutlaka Resmi Gazete’yi iyi izleyebilecek, fikr-i takibini yapabilecek eğitimli, nitelikli bir masa oluştururum.
24 Mayıs 2016 tarih, 29721 sayılı Resmi Gazete’de çok ama çok ilginç bir yönetmelik değişikliği (2016/8769) yayınlandı.
Haberi özetlemiyorum, Haberdar’dan kopyala-yapıştır yöntemiyle aktarıyorum.
Söz konusu yönetmelik değişikliği uyarınca;
“Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün taşınır mallarının kayıt altına alınması, yönetimine ve iç denetimine ilişkin usul ve esasları belirleyen yönetmelikte düzenlemeye gidildi.
Yönetmeliğin “Giriş ve çıkış kayıt işlemleri esaslarını” düzenleyen maddesine, “Devlet İstihbarat Hizmetleri ve MİT Kanunu’nda yer alan görevlerin ifası amacıyla, satın alma yoluyla temin edilen ve üst yönetici tarafından kayda alınmaması uygun görülen taşınır mallar için işlem belgesi düzenlenmez” fıkrası ilave edildi. Söz konusu “taşınır mallar” ileride kullanılmak üzere depolansa dahi işlem belgesi düzenlenmeyecek.”
Bugüne dek ihtiyaç duyulmayan bu yönetmelik değişikliğine bugün neden ihtiyaç duyuluyor?
Yoksa, çok eskilerden beri yapılagelen bir işlem şimdi artık, mesela MİT tırları skandalı nedeniyle, yönetmelikle mi düzenlenmek isteniyor?
Yoksa, daha vahim bir alternatif, bugüne kadar gündeme gelmeyen yeni ihtiyaçlar mı söz konusu?
Bu satırların yazarı legalist, devletin klasik işleyiş yöntemlerine saygılı biri, anti-militarist de değil, yasal zor kullanımının bir devletin temel özelliği olduğunun da bilincinde.
Ama şayet devlet yasal zor kullanımının temel tekelci ama anayasal bir özellik olduğunun bilincinde değilse, ya da bu bilinçten sıyrılmak istiyorsa, ne yapmak gerekecektir?
Gerçekten zor bir soru.
Devletin güvenlik güçlerinin, istihbarat örgütlerinin Türkiye’yi daha güvenli bir ülke yapmak için üstlerine düşeni yerine getirmeleri için hangi yasal yetkiyi haiz değiller?
Kayda girmeyen silah kullanımı hangi hukuk devletinde gündeme gelebilir?
Susurluk döneminin tüm pislikleri hala dün olmuş gibi hafızamızda.
Binlerle ifade edilen faili meçhuller, çok üst düzey bir MİT yetkilisinin, ismini herkes bilir, suikast silahlarının bir TIR’la ülke dışına, güvenli bir yere götürüldüğünü açıklaması çok eski bir tarih değil.
TBMM’de CHP ve MHP bu yönetmelikle ilgili acaba ne yapacaklar?
Yoksa, bu çok tehlikeli yönetmelik düzenlemesi “hikmet-i hükümet” mantığı ile geçiştirilecek mi?
Yönetmelik değişikliğinin üçüncü maddesinde bu yönetmelik değişikliğinin Sayıştay’ın görüşü alınarak hazırlandığı ifade ediliyor.
Bu belgeleye ulaşmak muhtemelen mümkün değildir(?) ama Sayıştay’ın böyle bir düzenlemeye nasıl “olur” verdiğini de doğrusu merak ediyorum.
En çok da şunu merak ediyorum: Böyle bir düzenlemeye bugün niçin ihtiyaç duyuluyor?
Mevcut sistem içinde hangi ihtiyaçlar karşılanamıyordu da kayda alınmayan silah alımları için bu yönetmelik çıkarıldı?
Yaşayan, yaşayabilen görecektir.
AKP’nin geldiği yeri göstermesi açısından da bu yönetmelik bir ibret belgesi olacaktır.
Kayda sokulmayan silahlarla devlet PKK ya da İŞİD’le mi savaşacak?
Kayıtlı silahlarla olmuyor mu?
Meselenin Sayıştay bölümünü ayrı bir yazıda ama çok detaylı olarak ele almak istiyorum.