« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Haz

2016

Bütün mesele bu: Susmak ya da tarihi sorumluluğu üstlenmek!

Adnan İSLAMOĞULLARI 01 Ocak 1970

MHP Milletvekillerine;

Bütün mesele bu: Susmak ya da tarihi sorumluluğu üstlenmek!

*

Bir MHP milletvekiline ekranlarda canlı yayında bizzat genel başkan yardımcısı sıfatını isminin önünde taşıyan bir genel merkez yöneticisinin yaptığı ihtârı ve hakâreti dikkate alınız ve susmaya devam ederek sesinizi kesiniz sayın vekiller...

"Kesin sesinizi, siz kim oluyorsunuz ki, hangi sıfatınızla konuşacaksınız" zaten siz?

Bırakınız konuşmayı, siz MHP milletvekilleri hangi sıfatınızla düşüneceksiniz ki, düşünmeyiniz, konuşmayınız, hafazanallah sakın ha sorgulamayınız, tenkit etmeyiniz, ekranlara çıkan ve bir dönem milletvekilliği yapan arkadaşınız gibi bir de muhalif olmayınız, aylardır yaptığınız gibi susmaya devam ediniz, hususî sohbet meclislerinde dahi susmaya devam ediniz, zaten siz hangi sıfatınızla konuşacaksınız ki ve siz kim oluyorsunuz ki, kesin sesinizi!

Hem, sizlere isminizle değil, şemâlinizle hitap edildiğinde, size "sarışın çocuk" dendiğinde nasıl susmayı becerdi iseniz, yine susunuz, konuşmayınız, zaten siz hangi sıfatınızla konuşacaksınız ki ve siz kim oluyorsunuz ki, kesin sesinizi!

Hem, siz sizlere hakâret edildiğinde, 'metres' dendiğinde, 'salyalı' dendiğinde, 'uluyorlar' dendiğinde 'askıcı' dendiğinde, 'eli kanlı katiller' dendiğinde 'susanla birlikte' susmak zorunda bırakılmadınız mı, bugünlerde de susunuz, konuşmayınız, zaten siz hangi sıfatınızla konuşacaksınız ki ve siz kim oluyorsunuz ki, kesin sesinizi!

Hem siz, "Erciyes'te uluma, erkeksen Meclis'e gel" diye tehdit edildiğinizde, "Kandil'e üç yoldan gidilir" denilerek racon kesildiğinde 'susanla birlikte' susmak zorunda bırakılmadınız mı, o gün nasıl susturulduysanız, şimdi de susunuz, konuşmayınız, sakın ola ki tenkit etmeyiniz, zaten siz hangi sıfatınızla konuşacaksınız ki ve siz kim oluyorsunuz ki, kesin sesinizi!

Hem siz, ülke bölünmeye giderken, ülkenin hükümranlık alanı olan topraklarında binlerce Mehmetçiğimizin kanını akıtan PKK'lı kâtil Mahsum Korkmaz'ın heykeli dikilirken, operasyonlarda öldürülen PKK'lılar için 'şehitlik' adı altında çukurlar kazılırken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Apo başta olmak üzere Kürtçü politikacılar ve Kandil'deki kâtiller tarafından her gün tehdit edilirken, Güneydoğu petrollerinden hak istenirken hiçbir hesabın içinde yer almayan, hiçbir denklemin içinde hesâb edilmeyen 'etkisiz eleman'lığa mahkûm edildiğinizde, susturulduğunuzda sustunuz ya, şimdi de susunuz, altı üstü bir kongre tartışmasının içine zinhar girmeyiniz ve susmaya devam ediniz, zaten siz hangi sıfatınızla konuşacaksınız ki ve siz kim oluyorsunuz ki, kesin sesinizi!

Abdullah Gül Cumhurbaşkanı yapılırken, İsmet Yılmaz Meclis Başkanı yapılırken, ana muhalefet partisi bile Cumhurbaşkanı adayı olarak bir MHP'li adayı önerdiğinde Bahçeli'nin elinin tersi ile itip Ekmeleddin İhsanoğlu'nu size dayattığında içinize sinmediği hâlde kabullenirken susturuldunuz ya, şimdi de susunuz, zaten siz hangi sıfatınızla konuşacaksınız ki ve siz kim oluyorsunuz ki, kesin sesinizi!

MHP milletvekilleri,

Sizler millî bir trajedinin sahnesinde rol alıyorsunuz, fitne(!) ezerken devleşenin karşısında süt dökmüş kediye döndürülen ülkücüler olarak... Sokaklarda ölümün karşısında gencecik bedenlerine devlerin cesâretini kuşanan ama sizi milletvekili yapan irâdenin karşısında cüceleştirilen ülkücüler olarak...

MHP Milletvekilleri sizler, hemen inin millî trajediyi oynamak zorunda bırakıldığınız o sahneden!

Şimdi;

Ya, erken seçime gebe bir Türkiye'de birkaç ay daha milletvekili olmanın tadını çıkaracak ve susacaksınız, ya da tarihin size sunduğu tarihî sorumluluğu üstlenip, haksızlık karşısında, liyâkatsizlik karşısında, başarısızlık karşısında, imza veren ülkücü delegeye sergilenen saygısızlık karşısında, görevden alınan, teşkilâtları feshedilen ve kapatılan ülkücü il başkanlarına yapılan saygısızlık karşısında, ülkücü irêdeye yapılan saygısızlık karşısında susmayıp hakkın ve adâletin dili olacaksınız...

Ya, kimliğinizi, kişiliğinizi yok sayarak sizi milletvekili yapan irâdeye diyetinizi ödeyeceksiniz susarak, ya da öncelikle milletin, ülkücülerin milletvekili olduğunuzdan hareketle başınıza kakılan vekilliğinizin evvelen tarih önünde hesâbını vereceğinizi hatırlayacaksınız...

Ya Balgat'taki 'çaresizlik merkezi'nde iki dudak arasında bırakacaksınız söylenemedik sözlerinizi, ya da meydanlardan yükselen ülkücü irâdenin yanında bir ülkücü gibi saf tutup hizâlanacaksınız, bunun için fazla da vaktiniz kalmadı, aksi takdirde ülkücü hareketin iktidârını televizyonlarda haber ajanslarında seyretmek zorunda kalacaksınız...

Bu arada, Allah geçinden versin, babanız-anneniz ya da bir yakınınız vefat ederse, cenâzesini milletvekilliğinize karar verenler, aracı olanlar, lûtf'edenlerle değil, aileniz ve sıfatsız ülkücülerle kaldırınız, yoksa ekranlarda milyonların önünde sizden bedelini isterler, diyetini isterler mahçûb olursunuz, üzülürsünüz...

Neyse... Siz susmaya devam ediniz...

Genel Başkan yardımcısının sözleriyle:

"Zaten siz hangi sıfatınızla konuşacaksınız ki ve siz kim oluyorsunuz ki, kesin sesinizi!"

Ziyaret -> Toplam : 125,20 M - Bugn : 78763

ulkucudunya@ulkucudunya.com