« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Haz

2016

Yargının acınası hali

Mustafa Ünal 01 Ocak 1970

Yargı kime bağlı? Biliyorum, abes bir soru. Yargı bağımsız ve tarafsız… Hukuk tahsiline gerek yok. Ama bilmeyen var. Hem de devletin zirvesinde. Adı Numan Kurtulmuş. Hükümetin sözcüsü. ‘Yargı kurum ve kuruluşları Cumhurbaşkanlığı makamına bağlıdır.’ dedi. Bir dil sürçmesi mi? Yoksa mevcut halin itirafı mı?
Kuvvetler ayrılığı da, yargının bağımsız ve tarafsızlığı da kâğıt üzerinde. Yasama, yürütme öteden beri iç içe. İki farklı güç değil. Bütünleşmiş durumda. Son dönemde buna ‘yargı’ da eklendi. AKP’nin ‘arka bahçesi’ne döndü. Siyasi operasyonların aracı haline geldi. Hukuk, kanun, adalet yok. Ankara ne buyurduysa o…
AKP’nin projesi olan mahkemeler hukukun canına okudu. Mülkün temellerini yerle bir etti. AKP’nin ‘yasama, yürütme ve yargıyı’ tek elde topladığını söylemek yanlış olmaz. Adalet terazisi bozuk bir devletin akıbetinden endişe edilir. Ülkenin geleceğine ilişkin kaygılar hiç de yersiz değil. Kurtulmuş’un o cümlesini mevcut durumun itirafı olarak kayda geçirmek gerekiyor.
Son tartışmanın nereden çıktığını biliyorsunuz? Yüksek yargı başkanları Cumhurbaşkanı ile şehirleri turladı. Rize’de çay topladılar. Kırşehir’de açılış mitingine katıldılar. AYM Başkanı o fotoğrafın dışında kaldı. Davetsiz olduğundan değil, doğru olmayacağını düşündüğünden çağrıya icabet etmemiş olmalı. Mahkemelerde bizzat Cumhurbaşkanı’nın müdahil ve taraf olduğu davalar görülmekte.
Ayrıca Cumhurbaşkanı ‘siyasi kimliğini’ bırakamadı. Partili cumhurbaşkanı gibi davranmakta. Toplantıları, meydan konuşmaları siyasi içerikli. Sürekli muhalefet partilerini hedef almakta. Tarafsızlığını kabul ettirmiş bir cumhurbaşkanı olsaydı, programlarına iştirak tartışma konusu olmayabilirdi.
Yüksek yargı başkanlarının tartışılması doğal. Tepki gösterilmesi normal. Keşke sadece geziyle sınırlı kalsa, uğurlamadaki o fotoğrafı da unutmak mümkün değil. Saygı elbette olmalı. Evrensel kriterler ortada. Ama onu aşan tablo söz konusu. Yargı mensuplarının cübbeleri niye düğmesiz?
Yargıtay Başkanı, tepkilere cevap vermeye çalıştı. Ama ikna etmekten uzaktı. Tartışmayı da sona erdiremedi. Dün Meclis’te muhalefet liderlerinin gündemindeydi. CHP ve HDP ‘yüksek yargıyı’ toplantılarına davet etti.
Yargının bütün kurum ve kuruluşlarıyla ‘olağanüstü hal’ ilan edeceği bir tablo var Türkiye’de. Durum felaket. Yargı eliyle ‘cadı avcılığı’ yapılmakta. Hemen her gün bir şehirde operasyon. İddialar inandırıcılıktan uzak. Kadın, yaşlı ayrımı yapılmaksızın insanlar, basit ve komik gerekçelerle gözaltına alınmakta.
Örnek mi? Hakkâri’ye niye okul yaptıkları sorulmakta. Düne kadar yargının kolay tutuklama kararları vermesi ülkenin gündemiydi. Bugün tam hız devam etmekte. Ama ‘ses’ yok. Ergenekoncular çıktı ‘kolay tutuklama sorunu’ halledilmiş mi oldu? AKP zindanlarında binlerce masum haksız yere ömür tüketmekte. Yargı rahatsız değil mi bundan?
MGK ve AKP iktidarı kendisini yargının yerine koydu. Cemaat’i ‘silahlı terör örgütü’ olarak ilan etti. Ortada ne silah ne terör var. Yargının söyleyecek sözü yok mu? ‘Nerede yargı kararı’ diye sormayacak mı? Nedir bu sessizlik? Evrensel hukuk ilkelerini geçtik, Anayasa’yı, Ankara kriterlerini de hatırlatmayacak mı?
ABD’de yargılanan sadece Reza Zarrab değil. Türk yargısı teraziye çıktı. Ve durumu hiç iç açıcı değil. Zarrab kararları bütün dünyada tartışılmakta. Yurtta tamam ama cihanda da sorun büyük. Yargı kurumlarının konusu değil mi bu? ‘Zarrab dosyasından bize ne?’ diyebilir mi? Ama ‘tık’ yok. Adalet terazisi bozuk bir ülkenin akıbetinden çok korkun…

Ziyaret -> Toplam : 125,19 M - Bugn : 71350

ulkucudunya@ulkucudunya.com