Uçaklarımız hapsedildi
Saygı Öztürk 01 Ocak 1970
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nda, Suriye sınırında uygulanacak angajman kuralları belirlendi, “bir kuş bile uçmayacak” direktifi verildi. Türkiye'ye göre sınırımızı ihlal eden, Rusya'ya göre “ikaz etmeden vurulan” SU-24 bombardıman uçağı, Türkiye tarafından 24 Kasım'da düşürülmüştü.
Uçak olayı çok karışık. Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, kamuoyunun merak ettiği fakat resmi olarak herhangi bir bilgi alamadığı teknik konuları da iki emekli tümgeneralle değerlendirdi ve SÖZCÜ'ye şunları anlattı:
VERİLEN EMİR NET DEĞİL
Angajman kuralları Suriye devletine karşı uygulanıyor. Suriye Hava Sahası'nda başta ABD ve Rusya olmak üzere onlarca devlete ait savaş uçağı bu sahayı çeşitli zamanlarda kullanıyor. O halde angajman kurallarının hedefi Suriye Hava Kuvvetleri mi, yoksa uçan her türlü hava vasıtası mı? ‘Elbette Suriye Hava Kuvvetleri başka ne olacaktı' diye cevapladığımızda, ‘Rus uçağı olduğunu bilsek vurmazdık' açıklaması uygulanan angajman kurallarında tam bir teşhisin ve verilen emirlerin çok net olmadığı görülüyor.
Türkiye-Suriye arasında resmen savaş ilanı olmamasına rağmen adı konmamış bir savaşın içinde olduğumuz görülüyor. Bu durumda ilan edilen angajman kurallarına göre Suriye'deki hedef her türlü hava vasıtası oluyor. Biz sanki sınırımız ötesindeki Suriye Hava Sahası'nı yasak bölge ilan ederek, sınır çizgimizi ihlal eden her türlü hava aracını düşürmeye kadar giden angajman kurallarını sert bir biçimde uygulamaya karar vermiş oluyoruz.
SORUMLULUKTAN KAÇMA YOLU
Hatta Suriye'ye karşı resmen herhangi bir alarm kademesi ilan etmeden angajman kurallarını uygulama yetkisini alt kademelere devrediyor. Yapılan bu yetki devrinin de kabul edildiği, Suriye helikopter ve uçağı ile Rus uçağının düşürülmesinden anlaşılıyor. Yetki devri ile siyasi sorumluluktan açıkçası ileride doğabilecek sorunlardan sözde kaçmaya çalışılmış.
Rus uçağı, hedef olabilecek herhangi önemli bir Türk hedefine doğru uçmuyor. Düşmanca niyet ve hareket göstermiyor, tehdit oluşturmuyor. Kısaca ‘bilerek veya bilmeyerek sınır ihlali yapıyor'. Bu durumda silah kullanmanın sonuçları hesaplanmış, riskler alınabilir olarak kabul edilmiş midir? Ayrıca Rus tarafı sınır ihlali yapmadığını iddia etmektedir.
Elbette sınırlarımızın ve egemenlik haklarımızın korunması konusunda duyarlı ve kararlı olmalıyız. Fakat soğuk savaş döneminden bugüne NATO üyesi bir ülke tarafından düşürülen ilk Rus savaş uçağını Türkiye'nin düşürmüş olması konusu olunca, hata yapma olasılığımız mutlaka incelenmeli, bu olaydan ders çıkarılmalı.
ONLAR NEDEN DÜŞÜRMEDİ?
Binlerce sorti uçuşta ve olayda karşı karşıya gelen ABD'nin veya diğer müttefiklerinin neden bir Rus uçağı düşürmediği sorusunu da kendi kendimize sormalıyız. ‘Ya angajman kurallarını uygulama konusunu onlar buldukları için çok iyi uyguluyorlar, ya da biz onlardan kopya çektiğimiz için iyi uygulayamıyoruz'. Tüm Türkiye'yi ilgilendiren bir hata varsa ve bundan hepimiz etkileniyorsak bu soruları sorma hakkına da sahibiz.
Telsiz çağrılarını havadaki Rus ve Suriye uçakları da mı duymadı. Suriye'deki Rus ve Suriye kontrol unsurları neden duymadı? Suriye ve Rusya ziyaretlerimde ‘kesinlikle duymadıklarını' söylediler. Şimdiye kadar meydana gelen olaylar incelendiğinde Türk kamuoyu başka konularla meşgul edilip, suni gündem yaratıldığı için halkımıza doğru dürüst bilgi verilmiyor. Ülkemizde bulunan yabancı silahlı kuvvetler ve unsurları nedeniyle Türkiye'nin başı ciddi belada…
ETKİSİ AZALIYOR
Uçağın düşürüldüğü 24 Kasım 2015 tarihinden sonra Suriye'deki hava savunma gücünü S-400'lerle takviye eden Rusya nedeniyle, Türk savaş uçakları Suriye Hava Sahası'nı kullanamıyor. Türk Hava Sahası'na hapsedilen savaş uçaklarımızın bundan sonra Doğu Akdeniz, Suriye ve Irak'ta milli menfaatlerimizin korunmasındaki etkisi azalacak ve yok olmaya doğru gidecek.
Rus uçağının düşürülmesi kararı, bütün incelemelerime ve tecrübeme dayanarak belirtmek istiyorum ‘hatalı bir taktik harekât' değerlendirmesidir. Fakat sonuçları stratejik ve canımızı acıtacak kadar tehlikelidir. Türkiye'de hiç kimsenin gerçekte Rus uçağını düşürme emrini direkt olarak verebileceğini ve dostluğumuzu bozacağını düşünmüyorum. Rus uçağının düşürülmesi Türkiye'nin geçmekte olduğu bu fırtınalı kafası karışık siyasi ortamın etkisi nedeniyle meydana gelmiştir.”
Türkiye ve Rusya stratejik ilişkilerinin taktik değerlendirme hatası sonucu daha fazla bozulmaması için Hava Kuvvetleri seviyesinde Rusya Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile görüşülmesi yönünde atım atılması önemli bir başlangıç olur.