« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Haz

2016

Almanya'nın 'soykırım' kararı

SEDAT LAÇİNER 01 Ocak 1970

Almanya, Ermeni iddialarını tanıyan 29. devlet oldu. Alman Parlamentosu, sadece bir tane karşı oyla Ermeni iddialarını kabul etti.

Karara baktığım zaman gelmiş geçmiş en ağır kararlardan biri olduğunu söylemeliyim… Karar metni ağır ithamlarla dolu… Kararı radikal bir Ermeni yazsaydı ancak bu kadar yazabilirdi…

Kararda Osmanlı Ermenilerinin neredeyse tamamının yok edildiği iddia ediliyor. Ayrıca Keldani ve Süryanilerin de tehcire uğratıldığı, katledildiği iddia ediliyor…

Tek kelimeyle ağır bir karar…

***

Almanya’nın kararı Ermeni lobileri için kritik bir dönemecin dönülmesi anlamına geliyor. ‘Fransa başarısı’nın üzerinden 15-16 yıl sonra Almanya’nın da aynı noktaya gelmesi Ermeniler açısından büyük başarı. Çünkü Almanya, 1915 yılında Osmanlı’nın müttefikiydi ve Anadolu’da yaşananların şahidi idi. Böyle bir devletin meclisinde alınan karar hiç şüphesiz önemli…

İkinci olarak Almanya siyasi-kültürel hinterlandı olan bir ülke. Yani tıpkı Fransa örneğinde olduğu gibi Almanya’nın etkileyeceği ve arkasından sürükleyeceği devletler olacaktır. Başka bir deyişle Almanya’dan etkilenen/cesaretlenen başka devletler de benzeri kararlar alacaklardır.

En önemlisi Almanya, Avrupa Birliği’nin kilit ülkesi. Parlamento’dan Komisyon’a kadar tüm AB kurumlarında Almanya’nın etkisi çok güçlü. Fransa ve Almanya’nın bu konuda göstereceği bir işbirliği AB’nde Ermeniler için yeni ‘başarılara’ kapı aralayacaktır.

***

Türkiye cephesine gelecek olur isek… Değişmeyen tepkiler veriyoruz; Büyükelçiyi geri çağırmak, bağırıp çağırmak gibi. Bir süre sonra her şey unutuluyor. Boykot, protesto vs. göstermelik kalıyor.

Fransa örneğinde Türkiye’nin tepkilerinin ne kadar etkisiz olduğunu gördük. Kaldı ki Ermeni iddialarını tanıyan devletlerin sayısı her geçen gün artıyor. Üstelik bunlar artık sıradan devletler değil; Almanya, Fransa gibi, ilişkilerimizde vazgeçilmez yeri olan ülkeler…

Soykırım kararının kararı alan devletler açısından bir bedeli olmadığını herkes görüyor. Türkiye’nin kuru-sıkı tepkileri artık ülkeleri korkutmuyor. Bu nedenle Almanya Meclisi’nin kararı yeni kararlara kapı açacaktır.

***

Öte yandan Türkiye’nin konuya sığ bakışı bu tür olaylarda daha bir belirgin oluyor. Hem ev ödevini düzgün yapmayan, hem de tüm dünyayı ‘Türk düşmanı’ ilan eden siyasiler ülkemize katkı vermiyor, tam tersine zarar veriyorlar.

16 yılı aşkın bir süredir Ermeni Sorunu’nu çalışıyorum. Şunu anladım ki Ermeni Sorunu’nu bilmezseniz Osmanlı’nın yıkılışını ve Cumhuriyet’in pek çok özelliğini anlamanız zordur. Ermeni azınlığın taleplerini, bu taleplere İstanbul’un karşılık veremeyişini, silahlı Ermeni örgütlerinin yöntem ve ideolojilerini, devletin hatalarını, diğer devletlerin soruna dâhil oluşlarını iyi öğrenemezseniz Kürt Sorunu’nu ve bugünkü PKK terörünü de hakkıyla bilemezsiniz. Başka bir deyişle, Türkiye Ermeni Sorunu’nu iyi anlamak zorunda. Eğer sorunu anlarsa, Türkler ve Ermeniler arasında sağlıklı bir iletişim kanalının açılacağını düşünüyorum. Ancak bunu yapabilmeniz için bilime ve bilgiye hürmet etmeniz, iyi çalışan özgür bir akademik hayata sahip olmanız gerekiyor. Oysaki Türkiye son dönemde en basit düşünce özgürlüklerinin bile tehlikeye düştüğü bir ülke haline geldi. Böyle bir ülkenin bu haliyle Ermeni Sorunu’nu iyi analiz edebilmesi ve derdini dünyaya anlatabilmesi pek gerçekçi görünmemektedir.

***

Almanya’nın kararında bir diğer dikkat çekici durum ise Almanya’da yaşayan 3 milyon civarındaki Türkün Alman siyasetinde Türkiye lehine neredeyse hiçbir etkisinin olmamasıdır. Tam aksine Meclisteki Türk kökenli vekillerin Ermeni-yanlısı tutumu çarpıcıdır.

Buradan şunu anlıyoruz ki Türkiye, Almanya’daki diasporasını ihmal etmiş, ulusal görüşlerini kendi diasporasına bile anlatmakta aciz kalmıştır. Saman alevi gibi gösterilen tepkiler, şovence açıklamalar Türk de olsa kitleleri ikna edememektedir. Karar öncesinde Almanya’da yapılan gösterilere şöyle bir baktım da, mikrofonlara konuşanlar konuya hâkim bile değillerdi. Buna karşın Almanca ermeni Sorunu üzerine diaspora Türkleri tarafından yazılmış Türk görüşüne yakın o kadar az kitap var ki. Bu açıdan baktığınızda Almanya’da nüfusu 3 milyon olan etnik grup Türkler midir, yoksa Ermeniler mi, bunu bile anlamak güç…

***

Son olarak, Ermeni Sorunu üzerine bu hafta çıkan kitabımdan birkaç cümleyle bahsetmek istiyorum: Karınca Yayınları’ndan çıkan kitap ‘Ermeni Sorunu: Ayaklanma, Tehcir ve İntikam’ başlığını taşıyor. Kitap 339 sayfa . Eserde 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak adlandırmıyorum. Yaşanan trajedide Osmanlı Devletinin hata ve günahlarını tanımakla birlikte, meselenin salt soykırım kelimesi ile izah edilemeyeceğinin farkındayım.

Olayın içinde terör de var, ayaklanma da var, başka devlet müdahaleleri de var, insan hakları ihlalleri de. Kitabın tamamını burada anlatmayayım. Ancak eserde Ermeni İntikam Operasyonu Nemesis, Anayurda Dönüş Projesi ve Nazi-Taşnak işbirliği gibi son derece çarpıcı konular da yer alıyor. Ayrıca kitabın bir kısmında 20 yüzyılın ilk soykırımı olan ve Almanlarca işlenen Herero ve Namaqua Soykırımı da ele alınıyor (sayfa 97-111). Yeri gelmişken Ermeni soykırımı kararını alan Almanya Meclisi’nin en kısa zamanda Herero Soykırımını’da tanımasını umuyorum.

Ziyaret -> Toplam : 125,17 M - Bugn : 47891

ulkucudunya@ulkucudunya.com