9 günlük tatilde nereye gidiyorsunuz!..
Ahmet TAKAN 01 Ocak 1970
Kaç gündür dişlerimi sıkıyorum!.. Dayanamadım. İçimden geçenleri paylaşacağım. Artık, akıl tutulması, idrak yolları iltihaplanması diye tanımlamak da kafi gelmiyor.
Ana karnında doğmamış bebeğin şehit edildiği gün, Ermeni zulmünün tekerrür ettiği günlerde, Hükümet piyasalara doping verdi!.. Piyasalara erken bayram sevinci hakim oldu!. Ramazan Bayramı tatili 9 güne çıkarıldı. Televizyonlardaki görüntülere gazetelerdeki haberlere bakın!.. İbretlik bir tablo. Vatan savunmasında nöbet tutarken kahraman Türk anası, kahpelerin saldırısı sonucunda şehit düşüyor. Şehit haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Mayolu hatunlar havuza cup diye atlarken, turizmcilerin eşsiz (!) hükümet övgüleri eşliğinde bayram dopingi haberleri ile afyonlanıyoruz. Neymiş efendim?.. Rusya krizi sonrasında alınan bu kararla ekonomi rahat bir nefes alacakmış. Müthiş ve yerinde bir kararmış!.. İç turizmdeki hareketlenme ile dış turizmde açılan yarayı sarmaya çalışacaklarmış. Millete de çok büyük moral olacakmış!..
Alın kararınızı başınıza çalın!.. Gencecik fidanlar toprağın kara bağrına düşüyor. Hükümet otel rezervasyonlarının peşinde. O anlı şanlı sözde turizmcilerden bir tanesi de çıkıp da "ülke batmış,otelimiz batsa ne olur. Üstünde yaşayacağımız bir vatan toprağı olmazsa her gün tatil ilan etseniz ne yazar. Siz önce vatan topraklarında herkesin özgürce can ve mal korkusu olmadan seyahat edebilmesini sağlayın. Biz ondan sonra para kazanmayı düşünürüz" diyemiyor.
Her gün onlarca şehit gelirken,analar kan ağlarken, kadınlar dul, evlatlar yetim kalırken... 9 güne uzatılan bayram tatili sevinci... Öyle mi?.. Kim bu sevinci yaşarsa, yuh olsun, yazıklar olsun!..
Yok öyle değilse. Ben yanılıyorsam; o zaman TSK ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nden rica edelim; o kahramanlarımız devlet memurları için belirlenen saatlerde, 09.00 ile 17.00 arası mesaide bulunsunlar. Sonra evlerine dönsünler. Cumartesi Pazar tatillerine de dokunulmasın. Ramazan Bayramının 9 günlük tatilinin hepsinden de faydalansınlar. Otellerdeki doluluk oranı daha da artsın. Turizmcilerin daha da yüzü gülsün!.. Hem onlarında canı yok mu?..
Vah ki vah!..
Ülke kan ağlarken, uzayan bayram tatili sevincini ar damarı çatlamışların yüzüne çarpın ne olur!..
Bakın!.. Hatırlayın!..
25 Nisan 2013 tarihinde,"çözüm süreci" devam ederken; kameraların kör, antenlerin sağır olduğu, insansız hava araçlarının uçurulmadığı, terör bölgesinde geçici üs bölgelerindeki timlerin sayısının minimize edildiği, gözetleme kulelerinde gece nöbetlerinin kaldırıldığı, valilerin askeri kışlalarına hapsettiği, kapı önüne çıkan askere soruşturma açtığı günlerde, o zamanın Başbakanı R.Erdoğan ne diyordu?
"Türkiye olarak son 10 yıl içinde terörle mücadeleyi, demokrasi ve güvenlik çizgisini aşmadan sürdürmenin gayreti içinde olduk. Bugün şunu memnuniyetle söylemek istiyorum; Türkiye, son aylarda ivme kazandırdığı çözüm süreciyle terör meselesini artık sonlandırma noktasına gelmiştir. Türkiye genelinde terörün sona ermesi, barış, huzur, demokratik haklar, karşılıklı saygı ve hoşgörü çerçevesinde yeni bir sürecin başlatılması için toplumda büyük bir umut dalgası oluştu. Terör sona erdiğinde, silahlar susup fikirler ve siyaset konuşmaya başladığında, bundan, Türkiye kadar, Ortadoğu coğrafyası kadar, hiç kuşkusuz Avrupa ve diğer Batılı ülkeler de kazançlı çıkacaktır. Türkiye'de kurşunla, bombayla kimse hayatını kaybetmezken, Avrupa'da uyuşturucuyla zehirlenmek suretiyle gençlerin de hayatı sönmeyecek, hayatı kararmayacaktır."
İşte, afyonlana afyonlana 13 yıl süren uzuun (!) bir tatilden sonra bugünlere geldik.
Dikkat edin!.. Bir gün 400 kilogramlık, diğer gün 500, sonra 1 ton daha sonra 1 buçuk tonluk bombalı araçlar patlatılıyor. Irak ve Suriye'de böyleydi. Zenginleri, ölen fakir ve garibanlara üzülmez. Canlı bombalar ve bombalı araçlar patlarken, ülkelerinde yüzlerce vatandaş ölürken, tatil beldelerine koştururlar keyif yaparlardı. Sonra patlayan bombalardan onlarda evlerinin önüne çıkamaz hale geldiler. Otellerinin, lokantalarının, fabrikalarının, bistro-cafelerinin yerinde yeller esiyor şimdi. İnanmıyorsanız, kaçırabildikleri lüks araçları ile bizim caddelerimizde gezenlerden birini trafik de durdurup sorun. Sonra da az ötede trafik lambasında dilendirilen garibanlarını gösterin!..
Uzun tatil haberlerine sevinip bu gaflet uykusundan uyanamadığımız sürece biz tuzu kuruların da benzer akıbete uğraması kaçınılmaz. Günün birinde, 1 ton patlayıcı madde ile yüklü araçlardan birinin TBMM önünde patlaması ile lüks odalarının önüne dahi çıkamayacak mebuslarımızın nasıl bir tatil karar alacağı ise ayrı bir soru!..
Hala!.."Adam sen de.." diyorsanız. O zaman,uzatılacak Kurban Bayramı tatil içinde -promosyon olarak- Hükümetten bedava Lüküs Hayat Opereti bileti talep edin. Hakkınızdır efendim!..