« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

27 Haz

2016

Hacı Ahmed Kayhan Dede

Sevginin Sırrı 01 Ocak 1970

Böylece bütün benliği Hak sevgisi kaplamış ve o kimse artık, sevgiden ibaret olmuştur. Artık o her şeyi, her şey de onu sever olmuştur.


Bu nedenle o kimse, Cenab-ı Hakkın dostluk, intibak ve esenlik sıfatları ile sıfatlanıp, haslar (seçkinler) zümresine girmiştir. Artık o insanın her iki dünyada da yeri cennet, makamı ise, sefa ve dostluktur.


İslamiyet, sekiz esasa dayalıdır. Bunlara “sekiz cennet kapısı” denir. Ayrıca divanlarda, “sekiz uçmak” diye de anılır:


1. Merhamet ve şefkat, 5. Sabretmek,
2. Doğruluk, 6. Sır tutmak,
3. Sadakat, 7. Fakirliğini ve acizliğini bilmek,
4. Cömertlik, 8. Rabbine şükretmek.


İşte bunlar olmadan, her iki dünyada da huzur, mutluluk ve cennet olmaz.


Bu güzel huylarla huylanan ve benliğine maleden bir insan, gereği gibi bir müslüman ve Resulüne layık bir insan demektir. Çünkü bu güzel huy ve ahlâklar, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (Allah’ın Selamı Üzerine Olsun) ait güzel huy ve sıfatlardır. Ve keza ondan da ailesine, evladına ve ashabına tecelli ederek, İslamiyet’in temel unsuru haline gelmiştir. Kur’an, böyle beyan ve ilan etmektedir.


Bunun için de İslamiyet, kelime-i şehadet’le camide cennet aramaktan ibaret değildir. Bunlardan biri eksik olursa insan, gerçek müslüman sayılmaz. Çünkü Allah’ın vahyindeki sırların sağlamlığı, bunlarla ayakta durur. Bunun için de hayatın devamı, huzur ve mutluluğu, bu esaslara bağlıdır. İnsan, yaşamında daima iyiye, güzele ve doğruya dayalı olmalıdır. Ölümsüzlük ve ebedilik, bu gerçeklerle mümkündür.


İşte bu yüzdendir ki, yukarıdaki esaslar, insanlığın ve Hak yolcularının elinde daima bir ışık ve bir meşale olmuştur. İnsan nasıl ki karanlıkta önünü göremez ve yol alamazsa, aynı şekilde Yaratan’ına da varamaz. Cenab-ı Hak, “Işık olun, Bana gelin, sırrıma erin” diye bizlere hitabediyor ve bizleri diliyor. İşte bu hitabın anlamını o yüce Peygamber, Mirac yaparak bizlere anlatmak istemiştir. Şu halde bu hakikat ışıkları olmadan bu cehaletin karanlığında, Rabbimize nasıl yol bulup onun rızasına layık olacağız? Demek oluyor ki gerek şeriatta, gerek tarikatta ve gerekse hakikatta olsun, değerli olan bu güzel huy ve sıfatlardır.


Bir insan ister peygamber, isterse velî olsun, bu gerçeklere sahip olmadan Rabbine layık olamaz. Çünkü 100 Suhuf ve 4 Kitab’ın sırrı budur. İnsanlığa ve beşerî vicdanlara hayat kaynağı olan, neşe, huzur ve mutluluk bahşeden, bu sekiz esastır.


Dünyada ne kadar güzel huy ve ahlâk varsa, hepsi bunların içindedir. Bu nedenle bunlara, “sekiz cennet kapısı” denmiştir. Bunlara sahip olanlar, zaten bu alemdeyken cennet hayatı sürerler.


Yedi tamuya gelince: Bu cehennem kapılarını açan huylar da şunlardır:


1. Gurur, 3. Kıskançlık, 5. Dedikodu 7. Öfke
2. Hırs, 4. Bölücülük 6. Şehvet


İşte dünyada ne kadar kötü huy ve ahlâk varsa, onlar da bunların içindedir. Onun için her kim iyiyi, güzeli ve gerçeği kabul etmezse, kişiliği ne olursa olsun ve ne kadar suret-i haktan görünürse görünsün, onun gönlünde bunlar yatıyor demektir. İsterse başı secdeden kalkmasın, hiç bir önemi yoktur. Gerek insanlık ve gerekse İslamiyet, gerçeklere dayanmakla olur. Keyfine göre hareket edip benliğe kapılarak, riya, gösteriş ve desinler diye İslamiyet olmaz. O takdirde yedi tamunun gurur ve isyan kapılarını, insan kendisine açmış olur.


Ahmet Kayhan Dede KİMDİR?


Ahmet Kayhan Dede ( 1891 - 3 August 1998 ), Pötürge, Malatya’nın Mako-Aktarlar Köyünden, Ali-İsmail oğullarından Ali oğlu Hacı Ahmet Kayhan bir sufi velisidir. Demirlibahçe, Mamak caddesindeki evinde evini herkese açmış, gelen herkesi kabul etmiştir.


Babasını 5-6 yaşlarında kaybetmiştir.Bir müddet halasının yanında kalmıştır. Henüz 11 yaşındayken Efendisi Hacı AHMED KAYA tanışmıştır.Efendisi aynı zamanda akrabası olmaktadır.


Ahmet Kayhan Ankaraya yerleşmiş 1930'da eşi Hacer'le tanışıp 25 Mart 1937'de evlenmiştir (ölene kadar eşiyle kalmıştır).


Efendisi 7 Mayıs 1944'te vefat etmiştir. Efendisi Hacı AHMED KAYA(Kako=Baba) yüzlerce insan tarafından düzenli bir şekilde ziyaret edilen çok muhterem bir insandı.


Aynı zamanda kendi Efendisi ile birlikte bu görevi yürüten Musa Kazım efendiden de faydalanmıştır. Efendisinin vefatından sonra Musa Kazım Efendi ile birlikte insanlara ışık tutmuştur.


Musa Kazım Efendinin vefatından sonrada 1966 yılında onunda yükünü omuzlarına almıştır. Hacı Ahmet Kaya ve Musa Kazım Efendi aynı zamanlarda insanlara ışık tutmuştur. Hacı Ahmet Kayhan Dede asıl olarak Hacı Ahmet Kaya tarafından yetiştirilmiştir.


Musa Kazım Efendi de Hacı Ahmet Kayhan 'da görmüş olduğu büyük ışıkla oda vefatından sonra kendi yerine insanlara ışık tutmasını istemiştir.


Kitapları


* Adem ve Alem
* Ruh ve Beden
* İrfan Okulıunda Oku

Ziyaret -> Toplam : 125,17 M - Bugn : 50193

ulkucudunya@ulkucudunya.com