NECATİ ÂSIM USLU (1933- 5.07.2008)
Hakkı Duran 01 Ocak 1970
Necati Ağabey(hep böyle hitap ederdik), kelimenin hakikî anlamıyla bir Türk milliyetçisidir. Şeref ve haysiyetine önem veren, Türk Milleti'nin değerlerini yüce tutan bir anlayışa sahipti. Zengin ve köklü bir aileden geliyordu. Dedesi, davar sürüleri olan, kapısında onlarca adam çalıştıran bir kimse imiş. Hem anne ve hem baba tarafından Çankırı’nın eşrâfından aile köklerine sahiptir. Tek parti döneminde aile çevresi, partinin nüfuzlu kimselerindendi. Meselâ teyzesinin eşi Mustafa Bayram, Cumhuriyet Halk Fırkası başkanlığı yapmış, etkili bir şahsiyettir. Babası Mustafa Uslu, Ziraat Bankasında müdür ve müfettişlik görevinde idi. Büyükannesi âşık Musluoğuları ailesindendir.
Necati Uslu, doğuştan gelen bu ayrıcalıklı konumunu reddetmiş, çok partili dönemde CHP dışında siyasi partilere ve milliyetçi bir dünya görüşüne yönelmiştir. Türk milletine ve bünyesinde yetiştiği Çankırı’ya hizmet etmek en büyük gayesi ve şiarı olmuştur.Çevresine iyiliği, dürüstlüğü, vatanseverliği tavsiye etmiştir.[1][1]
Vicdanlı oluşu ve haksızlığa tahammül edemeyen kişiliği, millî değerlere sahip aile yapısı bu yönelişin en temel sebepleridir. İsmet Paşa dönemidir, savaş dışında kalmamıza rağmen halkımız, en büyük sefalet ve yoksullukların mahkumudur. Sadece memur kesimi, biraz halinden memnundur. Bürokrasinin İsmet paşalı yılları kutsaması bu yüzden olsa gerektir. Paşanın dışa karşı ürkek, içeride halkı dikkate almayan politikaları büyük sıkıntılara sebep olmuş: mağdur ahali “Geldi İsmet, kesildi kısmet” demiştir. Necati Uslu, bizzat şahidi olduğu o yılları kitabında anlatıyor:
“…gene savaş dolayısıyla hükümet bütün tahıla el koydu. Camilere, hanlara, meydanlara buğday, arpa gibi tahılı depo etti. Ekmek, şeker gibi şeyler karne ile veriliyordu. Unlu mamuller, makarna, şeker, patiska bezi, sabun gibi ihtiyaç maddeleri ortalıktan çekildi.
Memurlara ayrıcalık vardı. Sabun, makarna, zeytinyağı, top top patiska vs. yalnız memurlara dağıtılırdı. Benim babam o yıllar banka müfettişi olduğu için biz ekmeği diğer memurlar gibi otuz kuruştan alırdık. Şehirli halk bir liradan alırdı. Biz şekeri bir liradan alırdık, halk beş liradan alırdı.
Zavallı halkta sabunsuzluktan uyuz salgını vardı. Ölüsünü saracak kefen bezi bulamaz, hasıra sarıp defnederdi. Dilenciler ekmek dilenirlerdi. Yamalık için bez parçası dilenirlerdi. Kapıya ekmek için gelen dilencinin arkası kesilmezdi. Evden tembih etmişlerdi, dilenciye yarım külteden fazla ekmek vermeyin derlerdi. Ben bir külte verirdim, bana kızarlardı. Ekmeği alan dilenci onu üç defa öper başına koyardı.
Köylere ise ne ekmek karnesi verilirdi, ne şeker karnesi. Köylü kendi haline terkedilmişti. Bizim evlatlık rahmetli Hâfize ablamızın Kayıçivi köyündeki annesi arpayı, bazı tohumlarla karıştırıp değirmende öğütüp ekmek yapmış, bize getirdi. Hiçbirimiz yiyemedik." Çankırı'dan Sözler, s.241.
TÜRKÇE EZAN ve İLGİNÇ BİR PROTESTO
Babasının görevi dolayısıyla bulunduğu Aksaray’da memurlarla halk arasındaki uçurumu arkadaşlarıyla birlikte konuştukça fark eder.
Hattâ o yıllarda şöyle bir olay olmuş: Güyâ memurlara yapılan bu ayrıcalık adamın birisinin canına tak demiş. Adam Niğde’de bir caminin minâresine çıkıp;
“İsmet uludur, İsmet uludur
Memurlar onun kuludur
Halk da t….nın kılıdır,
Haydin şekere, haydin zeytin yağına…
Haydin sabuna, haydin makarnaya”
diyerek zamanın “Tanrı uludur, Tanrı uludur!” diye başlayıp, “Haydin namaza, haydin selâta” diye devam eden Türkçe ezana benzeterek okumuş. Bunun üzerine adamı tevkif etmişler(tutuklamışlar) diye anlatırlardı.” (Age.)
ÇANKIRI YILLARI
Necati Uslu, Çankırı’da (1960-1974) arası 15 yıl kadar eczacılık yaptı. Bu dönemde meslekî çalışmalarının dışında, Çankırı’da bir çok faaliyetlere imza attı. Milliyetçiler Derneği başkanlığı, MHP İl başkanlığı yaptı. Milliyetçiler Derneğindeki seminerlerden bazılarına lise yıllarımda katıldım. Bu dernekte Arif Nihat Asya, Galip Erdem gibi büyükleri dinleme imkanı bulduk. Kendisi de “Ziya Gökalp” konulu bir seminer vermişti. Karatekin Gazetesi’ni ilk yayınlayan da yanılmıyorsam Necati Uslu idi.
Üniversite yıllarından itibaren Ülkücü Hareket ve MHP vesilesiyle Necati Ağabey ile ilişkilerimiz daima sürdü. İstanbul’dan Ankara’ya geldiği günlerde zaman zaman sohbetler ettik. Uzun müddet MHP Genel Başkan Yardımcılığı ve Genel İdare Kurulu Üyeliği yaptığı için yollarımız daima kesişiyordu.
NECATİ AĞABEY İSTANBUL'DA
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı olarak 1974 yılında İstanbul'a taşındı. Orada siyasi ve ticari faaliyetlerine devam etti. Çankırı ile irtibatını hiç bir zaman koparmadı.
Çankırı’da bir seçim konuşmasını hatırlıyorum. Necati Beğ, İstanbul adayı idi. Merhum Alpaslan Türkeş ile birlikte bir seçim mitingine gelmişlerdi. Eski belediye binasının yanındaki meydanda halka hitap ettiler. “Merak etmeyin Çankırılılar, buradan aday değilim. İstanbul’dan adayım” diye bir cümlesini hatırlıyorum. O günkü adaylar için destek isterken bu sitem ve küskünlük ifadesine neden lüzum gördü bilmiyorum. Yanlış hatırlamıyorsam 1973 veya 1977 seçimleri idi. Muhtemelen Çankırı’dan umulan ölçüde oy alınamıyordu.
SON DÖNEMLER
Telefon irtibatımız hiç kesilmedi. Sadece son Regaip Kandilinde ulaşamadım. Demek ecelle pençeleşiyormuş. Aramızda bilgi alışverişi son dönemlerde daha fazlalaşmıştı. Bunların detaylarını daha sonra yazacağım.
Vefatı, Çankırı'nın bazı ilçe, belde ve köylerindeki etkinliklere katıldığım sırada vukubulduğu için vefatını geç öğrendim.Yetişebilecek durumda olmadığım için maalesef, cenazesine katılamadım. Aynı saatte köyüm Kalfat’ta defnedilen bir cenaze vesilesi ile hoca efendilerden Necati Âsım Uslu’yu da duâlarına dahil etmelerini istirham ettim. (Onun 2000-2001 yılında bir Devlet bakanlığı bünyesinde müşavir sıfatıyla görev yaptığını biliyorum. Onun bu sıradan görevine bile tahammül edemeyip, hemen görevine son verenlerin cenazesinde boy göstermelerini yadırgadığımı ifade etmeliyim. Bizzat kendisi anlatmış ve sitem etmişti.).
Çankırı Araştırmaları Sitesi, kendisiyle yapılan kıymetli bir mülâkata sütunlarında yer vermiş ve kanaatimce önemli bir hizmet yapmıştır. Necati Ağabey, hizmetleri şahsiyeti, ve eserleri ile unutulmazlar arasında yerini almıştır.
Yakınlarının ve bütün Çankırılıların başı sağolsun. Cenâb-ı Hakk'ın rahmeti üzerine olsun.
(1) Çankırı lisesinde okurken 1965’li yıllarda Uslu Eczanesi sahibi Necati Uslu, Çankırı’da Milliyetçiler Derneği başkanlığı yapıyordu. Zaman zaman o derneğe sohbet dinlemeye giderdik. Necati Ağabey, bir keresinde Ziya Gökalp’i anlatmıştı. Bir başka seferde bayrak şairi merhum Arif Nihat Asya’yı dinlemiştik. Merhum Asya, Şiir kitabının sayfalarını rastgele açmak suretiyle oradaki herkesin falına bakmıştı.