« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

03 Haz

2008

Milli haysiyet terbiyesi derin iş

Ömer Lütfü METE 03 Haziran 2008

Avrupa Parlamentosu'nda 'Türkiye'de Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorun yaşıyor' diyen Ali Babacan, ne Musa'ya yaranabildi, ne de İsa'ya...

Kendi partisinden değerli aydın Reha Çamuroğlu, inanç üzerinden siyaset yapmanın Türkiye'yi ciddi çatışmalara sürükleyebileceğini işaret edip 'artık bıktık' dedi... MHP'nin 'en keskin Bahçeli sözcüsü' ve 'sert beyanat yarışmacısı' Mehmet Şandır kendi çizgisine göre mülayim bir ifadeyle 'Babacan devlet adabını bilmiyor' dedi. CHP'li Atilla Kart ise genellemeden şaşmadı:

'Ezberlerini bozmuyorlar!' Peki, biz ne diyelim? Türkiye'de Müslüman çoğunluk dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşamıyor mu? 'Yaşıyor' diyen Babacan mı yalancı, 'yaşamıyor' diyecek olan mı? Bal gibi yaşıyor da, bunun konuşulacağı yer AP değil! Zaten durduk yerde söylenmez de; Avrupa Parlamentosu'ndan 'Türkiye'de Hıristiyan azınlıklar sorun yaşıyor' diye bir eleştiri gelse dahi böyle savunma olmaz. Bu 'aşağıdan alıcı' bir tutumla daha baştan müzakereye yenik oturursunuz. Biri size 'Ülkenizde Hıristiyan azınlıklar sorun yaşıyor' dediğinde 'O da ne ki, çoğunluk bile sorun yaşıyor' cevabını verirseniz özrünüz kabahatinizden büyük olur.

Bu, 'Haklısınız, benim devletim çok zavallıdır' demekle eşdeğerdir. Orada verilecek tek cevap var: 'Ne yüzle bizde Hıristiyan azınlıkların sorun yaşadığını söylüyorsunuz? Siz kendi içinizdeki Müslüman azınlıklara terörist muamelesi yapmıyor musunuz? Bizde hiçbir zaman Hıristiyanlar böyle bir muamele görmemiştir. Siz önce kendinize bakın!' 'Milli haysiyet terbiyesi' bu cevabı gerektirir! Lâkin neylersiniz ki Atatürk'ün ölümü ile bu terbiye âdeta yasaklanmıştır!

1938-2008; tam 70 yıldır dış temasta sözünü 'devletlû' bir üslup ile başlayıp bitireni mumla arıyor, bazen bulabildiğimizde de bayram ediyoruz. Hariciyemiz aşağıdan alıp müzakerelere 'verici' bir yaklaşımla başlamayı 'uzlaşmacı diplomasi'nin temel ezberi edinmiştir. Bu yüzden, 'milli haysiyet terbiyesi' açısından perişanlığımız, tecrübesiz bir siyasetçinin hatasına indirgenemez!

Evrensel eser verebilecek çaptaki sanatçısından dağdaki çobanına kadar toplumun bütün katmanlarına sinmiş bir 'aşağılık duygusu' varsa, 'milli haysiyet terbiyesi' göçmüş demektir. Milletine 'muasır medeniyetin üzeri' hedefini gösteren Atatürk'le tekrar canlanan 'dünya ölçeğinde iddialı toplum' ülküsü, İsmet Paşa'nın 'yarı resmi Amerikan mandacılığı' ile yer değiştirince iklimimizin adı kod adı 'aşağılık duygusu' oldu. Böyle olduğu içindir ki, Nuri Bilge Ceylan'ın Cannes Film Festivali'ndeki ödülden sonra 'yalnız ve güzel ülkeme' demesine de takıldım!

Pek çok 'millici' insanımızın bile Ceylan'ın bu sitemini takdir etmesine burukça gülümsemekten kendimi alamadım. Demek uluslararası üne sahip sanatçımız bile 'milli haysiyet terbiyesi' bakımından İsmet Paşa kurbanı herhangi bir Türk'ten pek farklı değil. Onurlu kişi, bir başka memlekette 'yalnız ülkem' diye siteme tenezzül etmez. Bu, 'ülkemi yalnız bıraktınız' diye sızlanmaktır ki, sadece yalnız bırakanları yüceltir, sizi değil! Milli haysiyet terbiyesi derin iştir!

Ziyaret -> Toplam : 125,59 M - Bugn : 24768

ulkucudunya@ulkucudunya.com