Kışlalar kapatıldıktan sonra ne olacak?..
Ahmet Takan 01 Ocak 1970
O kabus gecesinde Ankara'nın çok güzel mekanlarının birinde dostlarla birlikteydik. Garip şeyler oluyordan darbe girişimine intikal etmemiz çok kısa sürmüştü. Sohbeti hemen kestik. 24 saat beraber yaşadığım 2 cep telefonuyla o saatte ulaşabileceğim tüm kaynaklarımı arıyordum. Her yer kapı-duvar olmuştu. Ulaşabildiğim bilgileri değerlendirmeye çalışıyor -tahmin ederseniz- sağlamasını bir türlü yapamıyordum.Yılların tecrübesi ile soğukkanlılığımı korumaya çalışıyor, o an duyduğum akıl almaz haberlerin doğru olmaması, o hain çılgınlığın bir an önce durdurulması için dua ediyordum. Bir ara, ses duvarını patlatan F-16 gürültülerinin arasında çok yakın bir dostumun parmağı ile beni dürtükleyip, "Abi sen arabana benzin almaya gitmiyor musun? Benzin istasyonlarında felaket kuyruk var" demesiyle irkildim. Manasız manasız bakışımdan biraz çekinmiş olacak ki hemen yanımdan uzaklaştı. Mekandaki arkadaşlar, cep telefonlarından sosyal medyaya düşen çatışma görüntüleri ile marketleri boşaltan vatandaşların görüntülerini birbirlerine gösteriyordu. Ertesi gün/günlerde o gece tamamen boşaltılan marketlerle, bakkala sigara almak için giren vatandaşın rafta kalan son 4 paket makarnayı da eve alıp gitmesine, bankamatik kuyruklarında yaşanan kavgalara kadar yaşanmış ne hikayeler dinledim.
Büyük doğal felaketler, darbe, savaş gibi olağanüstü hallerde vatandaşların paniklemesi kadar doğal bir durum da yoktur. Bu sadece ülkemize özgün bir durum da hiç değildir. Benzer hallerin yaşandığı tüm ülkelerde para da doğal olarak yastık altına gider.15 Temmuz'dan bu yana Ankara'da hangi işadamı ve esnaf arkadaşımla konuşsam, bir ağlamadıkları kalıyor. Bunun yanında, iktidardan gelen bazı açıklamalara da aklım ermiyor!.. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, 28 Temmuz Perşembe günkü Hürriyet gazetesindeki habere göre; 27 Temmuz itibarıyla vatandaşların 9 milyar doların üzerindeki dövizini bozdurduğunu açıkladı. Daha sonra R. Erdoğan 28 Temmuz Perşembe günü TBMM Başkanlık divanın kabulünde, şunlar söylüyordu;
"Darbe girişimi sırasında vatandaşların ilk gün 2.5 milyar doları piyasaya sürmesi çok önemlidir. Bu sayede piyasada çalkalanmalar olmamıştır. Bu aslında dünyaya önemli mesajdır. Vatandaşın bu sağduyusu sayesinde ekonomik bir kriz yaşanmamıştır. Bir diğer önemli konuda vatandaşımız bir stoklama telaşına düşmemiştir."
Neye, kime inanacağımızı şaşırdık!.. İşadamı, esnaf kan ağlıyor. Bankacılar bile şikayetçi...
Normal devlet kuralları ve işleyişine göre, böyle anormal günlerde anormal para girişleri, döviz giriş çıkışları tespit edilir edilmez yetkili kurullar harekete geçer. Olağanüstü para trafiğinin peşine düşülür. Varsa kara paracılar enselenir, gereği yapılır. Kafalardaki kuşkuların, soru işaretlerin kaldırılması için olağanüstü haller de bile şeffaflıktan vazgeçmemeliyiz.
***
Başbakan Binali Yıldırım, hain darbe girişimine destek veren kışlalar hakkında, Akıncı üssü, Hasdal, Maltepe, Mamak, Etimesgut ve Güvercinlik'in kapatılacağını açıkladı.
Şimdi, sizleri biraz geçmiş yıllara götüreceğim. "Pentagon modeli" tartışmalarının yaşandığı günlere...
Cumhuriyet Gazetesi'nin muhabiri, rahmetli Barkın Şık'ın 14 Kasım 2013'de yayımlanan haberinden;
"Ankara Etimesgut'taki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı'nın Eskişehir'e bağlı Sivrihisar'da konuşlanması bekleniyor. Yine Etimesgut'taki Kara Havacılık Komutanlığı da Isparta'ya taşınacak. Bu iki büyük askeri arazi, başkentteki yeşil alanların önemli bir bölümünü kapsıyor. Emlak değeri çok yüksek olan boşaltılan arazilerin yapılaşmaya açılmasından endişe ediliyor."
Benzer bir haberi de 4 Temmuz 2012'de Hürriyet Gazetesinde Selçuk Şenyüz'ün kaleminden okumuştuk;
"Ankara Zırhlı Birlikler Okulu, diğer illerdeki askeri sınıf okulları ile birlikte Polatlı'ya taşınacak. Okulların taşınma projesinin 2015'te tamamlanmasının ardından, iki yıl içinde de MİT'in Yenimahalle'deki merkezinden Zırhlı Birlikler bölgesine taşınması planlanıyor."
"Pentagon modeli" ile birlikte şehir merkezlerinde bulunan askeri birliklerinin üzerinde bulunduğu çok değerli araziler "rant" tartışmalarını da beraberinde getirmişti. O askeri birliklerin boşaltacağı arazilerin teslimi ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda hazırlanan protokolün maddeleri de yazılıp çiziliyordu. İstanbul'daki bazı kışlaların Marmaray vs. gibi projelere konum olarak engel olduğu, dökülen hafriyat ile birlikte gündemde çok yer aldı. Çok tartışıldı fakat AKP iktidarının projeleri bazı istisnalar dışında bugüne kadar hayata geçirilemedi.
Ankara'da Akıncı üssünün yerini ve Türkiye'nin en büyük zırhlı birliklerinin konuşlu olduğu Etimesgut'u bilir misiniz?.. Bu kışlaların herhangi biri kapısının önünde durup çıplak gözle metre kare hesabı yapmanız imkansızdır. Ankara'da bildiğim bazı uyanıkların darbe girişiminin hemen ertesi gününden itibaren özellikle Akıncı üssü yakın-orta mahallerinde arsa kapatmak için yoğun faaliyete giriştiklerini iyi biliyorum.
Binali Yıldırım'ın kapatılacak kışlalar açıklamasında, Diyarbakır'dan kalkan Meclis'i bombalayan uçakların bulunduğu üs ile onlara havada yakıt ikmali sağlayan İncirlik üssünün bulunmaması da çok dikkat çekici diğer bir husus...
Hainliğin gerekli cezayı bulmasında; kişi, grup, cemaat, siyaset ve mekan ayrımı olmaması lazım gelir. İnşallah, bu hain girişim tarihe ve de üniversite ders kitaplarına " darbelerin rantla ilişkisine bilimsel bakış" olarak geçmez!..