Gammaz Bakan!
Mustafa MUTLU 03 Haziran 2008
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada, "Türkiye'de sadece gayrimüslim azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorun yaşıyor" diyerek kendi devletini şikâyet etmiş...
Bu sözlerle "bakanı olduğu ülkeyi yabancılara ihbar eden ilk devlet yöneticisi" olma unvanına erişmekle kalmıyor, aynı zamanda yalan söylüyor...
Yalan söylüyor; çünkü bu ülkede namaz kılmak mı yasak?
Hacca gitmek mi yasak?
Zekât vermek mi yasak?
Toplu halde dua etmek mi yasak?
Cami kurmak mı yasak?
Sünnet mi yasak?
Cenazeleri İslami esaslara göre toprağa vermek mi yasak?
Kur'an kursları mı yasak?
İmam hatip liseleri mi yasak?
İlahiyat Fakültesi mi yasak?
Bunları geçtik; bütün devlet dairelerinde "mescit" açmadınız mı?
Yasaların yasakladığı "tarikatlar" bile yüksek hoşgörünüz sayesinde cirit atmıyor mu her yerde? "Kurtarılmış bölgeler" de diledikleri gibi varlıklarını sürdürmüyorlar mı?
***
Bu "ihbarcı Bakan"ın verebileceği tek yanıt var:
"Okullarda ve devlet dairelerinde baş örtüsü yasağı var... Bu halkımızın dini özgürlüğünü yaşamasını engelliyor!"
Hepsi bu işte...
O zaman neden genelleme yapıyorsun? Sadece bu özel durumu vurgulasan olmaz mı?
Olmaz...
Abartacak, kanırtacak, büyütecek ki; nihai amaçlarına "Avrupalı engeli"ne takılmadan ulaşabilsinler!
***
Bu "ihbarcı" arkadaşa, "Tayyip Erdoğan'dan sonraki Başbakan" gözüyle bakılıyor...
Çünkü geçmişi, geleceğinin teminatı!
Kim var geçmişinde?
Örneğin, halası var!
Türbanı bayrak yapan din tacirlerinin sembolü bir hanımefendi...
Adı, Hatice...
1967'de Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde derslere başını örterek girmeye çalıştığı için okuldan ihraç edilen ilk Türk kadını...
Böyle halanın da böyle yeğeni olur işte!
***
Ey Ali Babacan:
İhbarcısın...
Gammazsın...
Ve bu ülkeye zarar veriyorsun...
Haydi dava aç hakkımda...
Aç ki bu söylediklerim, mahkeme tutanaklarına da geçsin!