Abd fetoyu verir mi?
Yılmaz Özdil 01 Ocak 1970
Obama başkan seçildi, ilk yurtdışı gezisini Türkiye'ye yaptı, 2009… “İslam'la savaşta değiliz, ailemde müslümanlar var, Türkiye ziyaretimi mesaj vermek amacıyla yapıp yapmadığımı soruyorlar, cevabım evet” dedi. Evet'i Türkçe söylemişti. Mesaj gayet açıktı. Ortadoğu filminde üstleneceğimiz “ılımlı İslam rolü” tescillenmişti.
*
Obama gelmeden önce Anıtkabir'de Misak-ı Milli kulesine oda parfümü sıkıldı, Çankaya köşkünde dip köşe temizlik yapıldı, dindar cumhurbaşkanımız abdullah gül, vişneli yaprak sarması, peynirli suböreği, içliköfte, tava lagos, deniz börülcesi, enginarlı mantı, safran sosu gezdirilmiş limon kremalı fıstıklı baklava, nevzine ve kaymaklı ayva tatlısıyla, corvus teneira ve sarafin cabernet sauvignon şarapları ikram etti. Tbmm'ye geçen Obama'ya bizzat meclis başkanımız tarafından gümüş tepside çifte kavrulmuş lokum tattırıldı, turkuaz çini tabak hediye edildi. Normalde meclise pek uğramayan mebuslarımız, iki saat önceden yerlerine oturdu, girer girmez ayağa fırlayarak dakikalarca alkışladı, coşkuyla alkışlamaktan avuçları kızardı, çıkışta hatıra fotoğrafı çektirmek için kuyruğa girdiler. İstanbul'a geçen Obama'ya Dolmabahçe sarayı müsabihan köşkü'nde sanat musikisi dinletisi sunuldu, Obama'yla asrın liderimiz elele oturdu, duygulu anlar yaşandı, Obama nezaketen müziği dinliyormuş gibi yaptı, şu enstrümanın ismi ne diye sordu, kanun dediler, ağırlama heyetinden biri sırıtarak espri yaptı, kanun ama mecliste çıkardığımız kanunlardan değil dedi, Obama gülmedi, havayı yumuşatmak için ud'la country parça çalmaya başladılar, Obama dayanamadı, kalkalım artık dedi. Sultanahmet Camisi'ne geçen Obama, kapıda ayakkabılarını çıkardı, müslüman aleminin gönlünü fethetti, sayın ahalimizden ağlayanlar oldu, Obama'nın çoraplı ayakları akşam ana haber bültenlerinde azz sonra'yla duyuruldu, kapıda çıkardığı ayakkabılarının önden, yandan, yukardan, her açıdan görüntüleri yayınlandı, 45 numaraydı, mobese kamerasından gösteren televizyon bile oldu. Ayasofya'ya girerken, sütunun kenarında oturan sokak kedisinin kafasını okşadı, şırrak, kediyi canlı yayına çıkardılar. “Gli” isimli mübarek kedinin şaşı olduğu, daha önce Ayasofya'yı ziyaret eden Papa tarafından okşanarak kutsandığı anlaşıldı, Ntv'ye çıkan emekli bi diplomat, Obama'nın hayvan sevgisini anlattı. Tophane-i Amire'ye geçerek, üniversite öğrencilerine konuşan Obama, sanki beş vakit namaz kılıyormuş gibi “ezandan önce bitirelim” dedi, duygu sağanağı yaşandı, Obama'nın ezana hürmetinden ötürü gözyaşlarına boğulanlar oldu, Habertürk'e çıkan bi ilahiyatçı, Abd başkanlarının namaza saygısını anlattı. Adanalı kebapçılar beş koyun keserek yaptıkları beş metrelik kebabı Obama'ya ithaf edip, Beyaz Saray'a gönderdi. Bartınlı ev kadınları, belediye önünde basın açıklaması yaparak, first leydi Michelle Obama'ya tel kırma işlemesi şal postaladı. Ceyhanlı bir vatandaşımız, haber ajansları aracılığıyla duyurdu, Obama'nın kızlarına cooker cinsi yavru köpek hediye edeceğini müjdeledi. Ama, Sivas esnafı daha atik davrandı, kangal yavrularının çoktan gönderildiği açıklandı. Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı Çavuştepe köyünde 44'üncü başkan Obama şerefine 44 kurban kesildi, alınlarına sürüldü, davul zurnayla halay çekildi, Çavuştepe sakinleri adına Cnntürk'e konuşan Abdülkerim Kulaz “her zaman arkasındayız, çocuklarına da bir gözü mavi, bir gözü sarı Van kedisi hediye edeceğiz” dedi. O zamanlar star haber'deyim… E baktık ki, sayın ahalimiz Obama'ya bayılıyor… Obama'nın ninesinin Kogelo köyünden hemşerileri olan ve Kayseri imam hatip lisesinde okuyan Kenyalı öğrencileri canlı yayına çıkardık. Sayın ahalimiz kameranın önüne doluştu, “Türkiye sizinle gurur duyuyor” diye omuzlara aldılar, pastırma yedirdiler, Kenyalı imam hatiplilere gesi bağlarında dolanıyorum'u söylettik, reyting rekoru kırıldı. Ertesi gün… Eşşek yükü uydu parası ödedik, harbi harbi Kenya'nın Kogelo köyünden canlı yayın yaptık iyi mi… Obama'nın uzaktan teyzesinin görümcesini, halasının bacanağını filan, kolundan yakaladığımızı yayına çıkardık, dilleri dönmedi, selam diyemediler, salam Türkiye dediler, yemek pişirdikleri kazanları ters çevirip darbuka yaptılar, bi konser kardeşim, yıkıldı ortalık… Değerli ağabeyim Uğur Dündar meslek hayatı tarihinde ilk defa gülmekten bülteni sunamadı, araya reklam girmek zorunda kaldık. Rakip kanallardaki Ali Kırca'yla Mehmet Ali Birand'ın kendi bültenlerini bırakıp, stüdyolarındaki televizyonlardan yan gözle bizim ekranı seyrettiklerini biliyorum. Samsunlu yerel sanatçı, üzerine “Mister Obama” kazıttığı kemençeyi Abd büyükelçiliği'ne gönderdi. Konyalı kunduracı Obama'ya özel ayakkabı imal etti, seçimi kazanırsa bir çift göndereceğim diye kendi kendime söz vermiştim dedi. Vezirköprülü el sanatları öğretmeni, Obama ailesine seccade, yemeni ve Osmanlı yeleği tasarladı. Beyşehirli balıkçılar, buğulama yapsınlar diye, air force one uçağına 6.5 kilo sazan gönderdi. “İyi de bu balıklar yolda kokmaz mı?“ diye sorulunca, “bi şeycik olmaz, strafor kutularda buzladık” dediler. Zonguldaklı emekli işçi, Devrek bastonu kargoladı. Deri konfeksiyoncuları derneği, Obama'ya siyah deri ceket yaptırdı, Susurluk kuzu derisinden yapılan ceketin astarı şile bezinden, düğmeleri buffalo boynuzundandı. Halı ihracatçıları birliği, Obama'ya özel halı dokuttu, sekiz ayda hazırlandı, düğümleri Bursa ipeğinden yapıldı. Bir baklava firması, Obama için özel, kuş üzümlü, fıstıklı, çikolatalı baklava icat etti, “Obama Baklava” ismini Türk Patent Enstitüsü'ne tescil ettirdi, Obama'nın kaldığı otele gönderdi. Bir aydınlatma firması, Obama'ya abajur hediye etti, abajarun ismi “umudun ışığı”ydı, Obama'nın dünyayı aydınlatmasını sembolize ediyordu. Vakko, kadife kumaştan, lale motifli kravat hediye etti, first lady Michelle Obama için de, Kanuni Sultan Süleyman tuğralı, Haliç desenli eşarp tasarlandı. Uzaylı sanatçımız Mustafa Topaloğlu “Hello Obama, hoşgeldin başkanlığa, durdur bu savaşları, bitsin artık gözyaşları, geri getir umutları” şeklindeki klibini yayınladı, hit oldu. Siirt valisi, Obama'ya ingilizce tweet attı, “ben Türkiye'de valiyim, sizi seviyorum, hayatınız ve başkanlığınız çok başarılı, sizin gibi olmayı umut ediyorum” diye yazdı. Henüz akp'ye geçmemiş olan saadet partisi genel başkanı Numan Kurtulmuş, Obama'ya tebrik telgrafı çekti. Kambersiz düğün olmaz, Akp şakşakçısı tobb başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu “Obama'ya güvendiğini” açıkladı. Obama gitmeden önce mutlaka okusun diye, akp yandaşı bi kamuoyu araştırma şirketine anket yaptırıldı, Bush'tan yüzde 90 oranında nefret eden sayın ahalimizin, Obama'yı yüzde 99 oranında sevdiği tespit edildi, akp yağdanlığı gazetelerimiz “I love Obama” başlıklarıyla çıktı.
*
Tüm bunlar yaşanırken, aynı saatlerde, sayın basınımız lütfedip tek kelime bile bahsetmedi ama… Tek başına bir adam, ABD büyükelçiliği'nin önüne geldi, Obama'ya yazdığı mektubu okudu. Pir Sultan Abdal Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı Murtaza Demir'di.
*
Herkes Obama'ya bi şeyler vermeye çalışırken, o tam tersine, Obama'dan bir şey istiyordu.
*
“Başkanlığınız Amerikalılara ve tüm dünyaya iyilik, güzellik getirsin. Bunları size yazmaktaki amacım, bir tas su döküp yüreğimi soğutmak… Konumunuzu, koşullarınızı biliyorum. ‘Dünyayı çirkinleştirmekten, silah üretiminden, sömürgeci politikalarınızdan vazgeçin' demenin, yararsız olduğunu da biliyorum. Çünkü, ABD'nin ABD olarak kalmasının, sömürgeci uygulamalarına bağlı olduğunu biliyorum. Sizden belki tek şey isteyebilirim… Ülkemde estirilen ve adına ‘ılımlı İslam' denilen politikalara, Fethullah'a kol kanat germeye artık son verin! Fethullah ve benzerlerinin egemenliği demek, ülkemizin ve burada yaşayan herkesin koşullarının biraz daha zorlaşması demektir. Son verin. Bunun dışında her ne yapılacaksa, bu ülkenin halkı olarak biz yapacağız. İnsanlığa yararlı olacaksanız, bu yolda olun.”
*
Özetle…
*
İnsanlık tarihinde eşi benzeri görülmeyen yalakalığımıza üç saniye ara verip, vatandaş Murtaza gibilerine kulak versek… Zaten hiç sorunumuz kalmayacak.