Barzani uyarıldı; YPG için de `vur` emri verildi...
Ahmet Takan 01 Ocak 1970
Suriye'nin Türkiye sınırındaki Cerablus bölgesinde terör örgütü IŞİD'e karşı başlatılan Fırat Kalkanı operasyonu bu satırların kaleme alındığı saatlerde süratle devam ediyordu.
Kara birliklerimizin tanklarla Suriye sınırı içine girmesi ile birlikte bu topraklardaki sıcak savaşa da fiilen girmiş olduk.
Operasyonu daha iyi anlatabilmek adına bugün yazımı üç bölüme ayıracağım.
Askeri hazırlık
Gaziantep'te IŞİD terör örgütünün kahpe saldırısının gerçekleştiği gece 350 silahlı Türkmen'in Türkiye tarafından Cerablus'a sızdırıldığını sizlere aktarmıştık. Bu öncü güçlerin arasında özel kuvvetlere mensup askerlerimiz de vardı. Pazartesi günü de özel kuvvetlerimizin bölgeye geçişi devam etti. IŞİD'in tüm hareketlilikleri Ankara'ya karargaha bildirildi. Her an eylem yapabilecek terörist grupların durumu gelen bilgiler ışığında değerlendirmeye alındı. Kara unsurlarımız sınıra yığınak yaparken Çarşamba günü sabahın erken saatlerinde operasyonun düğmesine basılma kararı alındı. Salı günü öğleden sonrası saatlerinde Türk Hava Kuvvetleri teyakkuza geçirildi. Akşam saatlerinde ise Karkamış boşaltıldı. Güvenli bölgeler için gerekli silah ve mühimmat takviyesi tamamlandı. Kilis ve Elbeyli'de de benzer hazırlıklar yapıldı. Suriye sınırından içeriye girecek kahramanlarımız bölgeye sivil kıyafetlerle gelmişlerdi. İlk geçişlerini de öyle yaptılar. Tüm teçhizat ve mühimmat da hemen arkalarından gitti.
Cerablus'a yönelik askeri harekatın ilk bölümü 1 hafta olarak planlandı. Nihai hedef ise PYD'nin ele geçirdiği Menbic'in önüne kadar gelmek olarak belirlendi. Daha uzun vadeli planlamalar yapıldı onu da zaman içinde gerçekleşebilecek sıcak gelişmelere bırakalım.
Özeti; askerlerimiz güvenliğimiz sağlanana kadar Suriye'de kalabilir. Güvenli bölge oluştuktan sonra topraklarımızdaki sığınmacı kamplarının da oraya taşınması yine gündemde.
Diplomatik hazırlık
ABD, Rusya, İran ve Suriye'nin operasyon öncesi nasıl bilgilendirildiğinin teknik ayrıntılarına girmeyeceğim. Fakat, bu yazının bomba haber unsurlarından biri de operasyonun başladığı saatlerde PYD eş Başkanı Salih Müslim'in hırlamasıyla çok yakından ilgili. Müslim, Türkçe attığı küstah tivitinde, "Türkiye Suriye bataklığında çok şey kaybedecek", İngilizcesinde ise "Türkiye Suriye batağında IŞİD gibi bozguna uğrayacaktır" diyordu. Teröriste gereken cevaplar Türkiye'den en üst düzeyde verilirken ABD'den ise ilk gelen mesajlar "YPG'ye dokunmayın" yönündeydi.
ABD Başkan Yardımcısı Biden'ın Ankara'da olduğu saatlerde ise devlet kademelerinde tam bir kararlılık vardı. Cerablus operasyonu tamamen IŞİD hedeflerini vurmak üzere planlanmıştı ve ilk günde bu yönde devam ediyordu. Ancaak!.. YPG unsurlarından en ufak gelecek tacize veya saldırıya karşı nasıl bir harekat yapılacağı da tüm ince ayrıntılarına kadar planlandı. Karadan ve havadan olmak üzere...
Şimdii!.. Gelelim, tam bu noktada Salı günü Ankara'da olan çapulcu başı Barzani'ye verilen ince ayara;
PYD/PKK'nın hamisi Barzani'ye gayet açık/net bir dille, "Biz burada IŞİD'e karşı operasyon yaparken PYD'nin bize saldırması hoş olmayan sonuçlar doğurur" anlatıldı. Dahası bir bakıma çapulcu başına YPG'yi kıpırdamama konusunda ikna görevi de yüklendi. Türkiye'nin bu operasyonda yara alması halinde sıranın kimlere gelebileceği de Barzani ile birlikte bazı muhataplara da diplomatik bir dille iletildi.
Uzman Görüşü
Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, "Fırat Kalkanı" operasyonunu "aslında geç kalmış bir harekat" olarak değerlendiriyor. Pekin'in dikkat çekici tespitleri şöyle;
* Suriye'nin Kuzey'inde Kürt koridorunun oluşması durumu vardı onunla ilgili ABD'liler Cerablus'tan vazgeçtiler. Daha doğrusu Güney'e indiler Türkiye'yi razı ettiler, Güney koridoruna yani Menbic'e geldiler. Türkiye, Suriye'nin tam Kuzey'inde sınırında bu harekâtın yapılmasıyla önlemiş oluyor. Fakat ABD'liler Güney koridorunu Menbic üzerinden oradan Afrin'e gitme durumları var, Kürtleri kullanarak. Türkiye burada hem geleceğe yönelik hem de mevcut durumu önleyecek bence bir çıkış yaptı diye değerlendiriyorum. Tabii ABD'liler koridordan vazgeçmediler. Türkiye'yi razı etmek için ellerinden gelen gayreti gösterebilirler. Eninde sonunda Türkiye'yi en azından Güney koridoruna razı edebilirler. Bu ortaya çıkıyor.
* Türkiye'nin önceliği tekrar PYD, açık. ABD'nin önceliği IŞİD. Doğrusu yapılan bu son operasyonda ABD ile Türkiye'nin IŞİD bakımından çıkarları örtüşüyor. Amerika da böyle bir şey istiyordu. Türkiye de böyle bir şey istiyordu. Türkiye kendini korumak için. ABD de IŞİD ile mücadelede o bölgenin ÖSO'nun veya başka birinin eline geçmesini önlemek. Türkiye için önemli olan PKK ve PYD idi. ABD, PKK ve PYD'yi Menbic'e doğru kullanıyor. Menbic'ten aşağıya doğru gidiyor. Türkiye buraya müdahale eder mi etmez mi belli değil. Sanmıyorum şu anda.
* Türkiye Menbic'e kadar gider mi? Bence eğer gelebilirlerse çok daha iyi olabilir. Yani Salih Müslim'in Türkiye bataklığa saplandı diye bağırmasının nedeni bu. Çünkü onların işlerine gelmiyor.
* Bunun Biden'ın geldiği güne denk gelmesi; Amerika'ya karşı bir şey değil. Bence ABD'nin bu plandan haberi vardı. Denk gelmesi özellikle darbeden sonra ABD'nin suçlanması ABD'nin karşı alınması darbenin üst akılı olarak onun gösterilmesi Amerika'yı çok rahatsız etti. ABD, Türkiye ile ilişkilerin kopmasından endişe ediyor. Tamamen Türkiye'yi kaybetmekten endişe ettiği için aynı güne denk gelmesi ABD tarafından planlanmış bir hareket. Biz sizin yanınızdayız sizi destekliyoruz anlamına geliyor.
* Müteakibinde bu harekâttan sonra da yapacakları harekat, Musul harekâtı. Son harekâtın da Rakka'da olacağını değerlendiriyorum. Rakka'daki harekâtı artık Suriye güçleri mi yapar PYD mi yapar?.. Çünkü o bölgede Haseke'de ve Rakka'da Suriye güçleri daha önemli. Suriye güçlerinin buradaki harekâtın yapımı için PYD'ye müsaade etmeyeceklerini, Rusların da bu bölgede PYD'ye müsaade etmeyeceklerini değerlendiriyorum şu anda ama Halep, bence Rakka'dan çok daha önemli.