« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

11 Haz

2008

Türkiye “kronik” bir “tuzağa” yerleşiyor...

Yiğit BULUT 11 Haziran 2008

İtiliyor yazmadım, nedeni gayet açık; itilme süreci bitiyor, artık Türkiye "bu tuzağa" yerleşiyor...

Nasıl mı ?

Açacağım ama ilk etapta bazı sorgulamalar yapmam gerekli.

Sevgili dostlar, hatırlarsanız 2003-2007 Kasım arasında yazdığım "bütün yazılarda" ; Türk ekonomisindeki "değişim sanılan" iyileşmenin, "yurtdışındaki konjonktürel yapıdan" kaynaklandığını iddia etmiş ve ortaya çıkan sonuçların makro dengelerdeki gelişmelerden değil dünya rüzgarı ile şişen yelken eşliğinde "alınan yol olduğunun" altını çizmiştim. Hatta şöyle bir örneği kullanmıştım; yokuş aşağı kayan bir cisme uzaktan bakan biri, "içinde motor" var mı yok mu anlayamaz, ancak cisim düz alana geldikten sonra kaymaya devam ederse, motoru olduğu yani "devinimin" içinden kaynaklandığı anlaşılabilir... İşte Türk ekonomisi de 2003-2007 Kasım arasında "böyle" hareket etti ve sonuçlar üretti... Dünya "genelindeki yüksek petrolden kaynaklanan" devinim, "sistemi" belli bir noktaya kadar genleştirdi, Türkiye'de "mucize var" pazarlaması yapıldı...2007 Kasım başında dünya "durdu" yani bizi hareket ettiren eğim kayboldu, düze geldik "foyamız meydana çıktı"... İşte "enflasyon" verileri...

Burada "bir detay" vereyim; Türkiye'de enflasyon hiç ama hiç düşmedi, yaşanan "serbest dalgalı kur sisteminde kura basılması ve suni bir düşen enflasyon" görüntüsü yaratılmasıydı. Kur dibe geldi, marj kalmadı, sistemin genleşemediği bir yapıda "Türkiye'de enflasyon" kıpırdandı, bozulmaya başladı!

Sevgili dostlar, şimdi çok tehlikeli bir noktadayız. Kur sisteminin kontrolü bizden çıktı, sağ olsun Kemal Derviş, o işi çabuk halletti. İçerideki "paramızın" kuru kontrol etmede sıcak para ile rekabet etmesi mümkün değil. Para havuzlarımızın "büyüklükleri" aynı değil. İstedikleri kadar satarlar, bizler "o satışı karşılayacak" talep yaratamayız...İşin bir de diğer bacağı var; yükselen "nominal faiz"... Tezleri de çok açık; dünya bozuldu, içeride risk var, artık bu faizle borç vermem!

Sonuç : Konuyu dağılmasın diye uzatmayacağım. Dünya "bir ölçek bozuldu", yüksek petrol fiyatı "marjinal fayda sağlamaz oldu", sistemin "genleşemediği noktada" Türkiye'de faiz 13'lerden 20'lerin üstüne, çok övünülen "sermaye piyasası" 58.000'lerden 38.000'lere ve her türlü "gelişmeye" rağmen kur yeniden 1.20'lere geldi. Bunun anlamı çok açık; kurulan sistem tıkır tıkır çalışıyor. Bas kura, al dünyanın en yüksek faizini ve "o ülkedeki siyasi irade, senin bu oyununu zamanında ekonomik mucize diye pazarladığı için, elini dahi oynatamasın!" Ne de olsa "ülke zokayı" yutmuş!

Son söz : Varolan siyasi yapıyı "sistem genleşirken" ben ve birkaç isim daha defalarca "uyarmaya" çalıştık. Rüzgar varken "motoru yeniden kurmayı deneyelim, tamir edelim", dünya bozulmadan "makro dengelerde" sonuç almayı deneyelim diye. Hiç bir şey yapmadılar ve "dünya genelindeki" 2003-2007 arasındaki "genleşmeyi" kendi malları gibi "pazarlamayı denediler. Geldiğimiz nokta çok acı; bundan sonra" yükselen nominal faizi ve yabancının "dalgalandırıp yüksekten sattığı" ve sonra yeniden bastığı dolar kurunu göreceğiz.

Ve işin en acısı "aman bir şey olmasın" diye çalışıp çabalayıp onlara "faiz" ödeyeceğiz. İşte "kronik" tuzak, işte "iş bilmezlerin" ülkeyi düşürdüğü durum! Biraz "ağır oldu" ama kimse kusura bakmasın!

Ziyaret -> Toplam : 125,15 M - Bugn : 29836

ulkucudunya@ulkucudunya.com