« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

19 Eyl

2016

ŞÜKÛFE NİHAL BAŞAR

01 Ocak 1970

Şükûfe Nihal Başar (1896 - 1973) Öğretmen, Şair, Yazar

1896'da İstanbul'da doğdu. Eğitimine özel hocalardan ders alarak başladı. İstanbul Darülfünun'u Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü'nden mezun oldu. Uzun süre İstanbul Kız Lisesi'nde coğrafya ve edebiyat öğretmenliği yaptı. 1973'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. Başlangıçta Tevfik Fikret'in etkisindearuz ölçüsüyle şiirler yazarken zaman içinde Milli edebiyat akımının ilkelerine uygun olarak hece ölçüsünü kullanmaya başladı. Devrinin tüm şairleri gibiEdebiyat-ı Cedide, Fecri Ati ve Milli edebiyat akımı arasında sıkıştı kaldı.

Güneş, Varlık, Aydabir, Çınaraltı, Şadırvan gibi dergilerde yayınlanan ve çoğu hece vezniyle yazılmış şiirlerinde lirizm ve kadınsı bir içtenlik dikkat çeker. Milli uyanış hareketi içinde de yer aldı, Fatih mitinginde etkileyici bir konuşma yaptı. Türk Kadınlar Birliği'nin kurucuları arasındadır.



Şükûfe Nihal Başar'ın Eserleri

ŞİİR:

• Yıldızlar ve Gölgeler (aruz'la yazılmış şiirler 1919)

• Hazan Rüzgarları (1927)

• Gayya (1930)

• Yakut Kayalar (1931)

• Su (1933)

• Sıla Yolları (1935)

• Sabah Kuşları (1943)

• Yerden Göğe (1960)

• Şükufe Nihal / Şiirler (1975, ölümünden sonra toplu şiirler)

ROMAN:

• Renksiz Istırap (1928)

• Yakut Kayalar (1931)

• Çöl Güneşi (1933)

• Yalnız Dönüyorum (1938)

• Domaniç Dağlarının Yolcusu (1946)

• Çölde Sabah Oluyor (1951)

ÖYKÜ:

• Tevekkülün Cezası (1928)

GEZİ NOTLARI:

• Finlandiya (1935)

Şükûfe Nihal Başar'ın Şiirlerinden Örnekler

DUYMAYAN KADINA

Topla eteklerini yerlere sürünmesin

Rüzgara cilvelenen tülleri görünmesin

Köşede kar içinde can veren çocuklar var...

Süzülerek çıkarken bir barın kapısından

Haberin yok yurdumun eleminden, yasından

Köşede kar içinde can veren çocuklar var...

Yerlere pırıltılar aksederken dizinden

Karlar göz göz olmuştur bir gözyaşı izinden

Köşede kar içinde can veren çocuklar var...

Tahammülüm yok artık çiçeklere, tüllere

Yükselen gururunla indir başını yere

Köşede kar içinde can veren çocuklar var...



SEVGİLİ KAMERE

Sana dikkatle baktığım o gece

Sarışın bir likayı hicrandın

Süzülürken semâların ince

Tüllerinden elemli bir yadın

Kaldı kalbimde sanki sen nakâm

Bir kadından şifası pek mevhum

Ruhı sâfında titreyen âlâm

Anlaşılmaz müebbeden mektum

Seneler geçti, ben de bir gün âh

Sarışın ay, senin gibi soldum

İlkbaharımda bak harab oldum

İki hemşire hazanız biz

Her gece birleşirse derdlerimiz

Gömülür mü melâli ömri siyah SU

Kalbinden kalbime akan bir sesdi

Akşam gölgesinde çağlayan o su

Sesini en tatlı yerinde kesdi

Bizi sonsuzluğa bağlayan o su

O su, bir sır gibi mırıldanırdı

Göğsünde bir sarı ay yıkanırdı

Bizi Leylâ ile Mecnun sanırdı

Gamlı yolumuzda ağlayan o su

Sessiz ruhumuzu o bestelerdi

Bize "Unutalım dünyayı" derdi

Bir aldı sonunda verdi bin derdi

Bizi bizden fazla anlayan o su

Şimdi ne akşam var, ne ses, ne dere

Yolumuz ayrıldı başka ellere

Benzetti bizi bir kırık mermere

Ruha zehir gibi damlayan o su

Kalbinden kalbime akan bir sesdi

Akşam gölgesinde çağlayan o su

Sesini en tatlı yerinde kesdi

Bizi sonsuzluğa bağlayan o su



ÇOBAN NİNE

Bu tarlada doğmuştu, burada büküldü beli;

Hiç durmadan uludu bahtının kara yeli;

O, yerinde oyuldu bir çınar vakariyle...

Er verdi, evlat verdi tükenmeyen cenklere;

Hastalıkla, kıtlıkla kaç torun gömdü yere;

Saçı bir örnek oldu dağların kariyle...

Kimi vardır şu yurtta yetmiş yıllık ömrünün?

Ardında sürünerek üç koyunluk sürünün

Allahıyla baş başa kalmıştır Çoban Nine.

Bir sır gibi derindir karanlık bakışları;

Gönlünde birdir ömrün baharları, kışları;

Çekmiş ummanlar gibi her derdi sinesine.

Ziyaret -> Toplam : 125,15 M - Bugn : 32513

ulkucudunya@ulkucudunya.com