3 yanlış anayasal doğruları götürdü
Orhan Uğuroğlu 01 Ocak 1970
Polis, Yargı ve Siyaset günümüzde 3 yanlış içindeler.
Bu 3 yanlış Anayasa'nın pek çok hükmünü ayaklar altına aldı.
Gözaltındaki Yeniçağ yazarı Adnan İslamoğulları ve diğer ülkücüler için bu 3 yanlış Anayasa'daki tüm doğruları götürdü.
Anayasa'nın Genel Esaslar başlıklı girişinin Kanun önünde eşitlik bölümünün 10. Maddesi 4. Fıkrası şöyledir:
"Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar."
Bu madde açıkça çiğnendi.
Anayasa'nın 2. Bölümünün Temel Hak ve Ödevler başlıklı bölümünün ki dikkatinizi çekerim Anayasa içeriği bu içeriği öne çıkarmış durumda ve 12. Maddesi şöyledir:
"Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir."
Bu madde açıkça çiğnendi.
14. Maddesi şöyledir:
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.
17. Maddesi şöyledir:
"Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz."
Madde 19 şöyledir:
"Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir."
Madde 38 şöyledir.
"Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz."
Evet, işte OHAL ile çiğnenen kişi hak ve hürriyetlerin bir kısmı bunlardır.
Gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gerekse Başbakan Binali Yıldırım OHAL yasasının çıkarılışında da sonraki açıklamalarında da masum kişilerin OHAL ile mağdur edilmeyeceğini açıkladılar.
11 gündür ifadesi dahi alınmadan poliste gözaltında bekletilen Adnan İslamoğlulları konusunda siyaset, yargı ve polis 3 yanlışı oynamakta Anayasa'nın doğrularını açık seçik çiğnemektedirler.
Sorun keyfiliktedir.
Sorun MHP'li Devlet Bahçeli'ye muhalif ülkücüleri sindirmekte, MHP içindeki muhalefeti yok ederek MHP'nin AKP'ye desteğinin azalmamasını sağlamaktır.
Dünün kudretli polisleri, savcıları bugün neredeler acaba?
Bu adaletsizliği yapanlar hiç düşünüyorlar mı?