« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

18 Eki

2016

NEVEVÎ

M. Yaşar Kandemir 01 Ocak 1970

Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Şeref b. Mürî en-Nevevî (ö. 676/1277)

Hadis âlimi ve fakih.

631’de (1234) Suriye’nin güneyindeki Havran bölgesinde Nevâ köyünde doğdu. Nevevî (Nevâvî), Havrânî ve dedelerinden Hizâm’a nisbetle Hizâmî nisbeleriyle anılır. Hiç evlenmediği halde adı Yahyâ olanların genellikle yaptığı gibi Ebû Zekeriyyâ künyesini almıştır. Nevevî ergenlik çağında ticareti sevmediği halde babasının dükkânında çalıştı ve bu arada çevresindeki âlimlerin derslerine devam etti. On sekiz yaşına girince babası onu Dımaşk’a götürüp Revâhiyye Medresesi’ne yerleştirdi. Orada Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin Şâfiî fıkhına dair et-Tenbîh ve el-Mühezzeb adlı eserlerini ezberledi. İki yıl sonra babasıyla birlikte hacca gitti, dönüşte Medine’de bir süre kalarak oradaki âlimlerin derslerine katıldı. Kütüb-i Sitte’den başka İmam Mâlik’in el-Muvatta?, İmam Şâfiî, Ahmed b. Hanbel, Osman b. Saîd ed-Dârimî, Ebû Avâne el-İsferâyînî ve Ebû Ya‘lâ el-Mevsılî’nin el-Müsned, Dârekutnî’nin es-Sünen, Ahmed b. Hüseyin el-Beyhaki’nin es-Sünenü’l-kübrâ, Begavî’nin Şerhu’s-sünne, Humeydî’nin el-Cem? beyne’s-Sahîhayn ve Hatîb el-Bağdâdî’nin el-Câmi? li-ahlâkı’r-râvî ve âdâbi’s-sâmi? adlı eserlerini çeşitli hocalara okuyarak icâzet aldı. Hadis ilmindeki hocaları kendisinden birçok hadis kitabını dinlediği Ziyâ b. Temmâm el-Hanefî, Sahîh-i Müslim’i okuduğu Ebû İshak İbrâhim b. Ömer el-Vâsıtî, on yıl boyunca daha çok Sahîh-i Buhârî ve Sahîh-i Müslim hadislerinin şerhi konusunda faydalandığı İbrâhim b. Îsâ el-Murâdî el-Endelüsî ve Ebü’l-Ferec İbn Kudâme gibi muhaddislerdir. Fıkıh ilmindeki hocaları arasında İshak b. Ahmed el-Mağribî, Dımaşk müftüsü Ebû Muhammed Abdurrahman b. Nûh b. Muhammed el-Makdisî, Ebü’l-Hasan Sellâr b. Hasan el-İrbîlî, fıkıh usulü okuduğu kadı Ebü’l-Feth Ömer b. Bündâr et-Tiflîsî ve gramer okuduğu âlimler içinde İbn Mâlik et-Tâî bulunmaktadır. Nevevî kendini yetiştirdikten sonra talebe okutmaya ve 660 (1262) yılından itibaren eser vermeye başladı. Kendisi de pek çok âlim yetiştirdi. Hayatının son altı yılında ondan hiç ayrılmadığı için “Muhtasarü’n-Nevevî” lakabıyla anılan İbnü’l-Attâr Ebü’l-Hasan Alâeddin Ali b. İbrâhim ed-Dımaşki bunların en tanınmışıdır. Diğer talebeleri arasında İbn Ferah el-İşbîlî, Bedreddin İbn Cemâa, kadı Ziyâeddin Ali b. Selîm el-Ezraî, Yûsuf b. Abdurrahman el-Mizzî, kadılkudât Şemseddin İbnü’n-Nakib Muhammed b. İbrâhim ve Ebü’l-Fidâ İbn Kesîr’in babası Ebû Hafs Şehâbeddin Ömer b. Kesîr gibi şahsiyetler vardır. Çeşitli medreselerde hocalık yapan Nevevî, 665 (1267) yılında Ebû Şâme el-Makdisî’nin vefatıyla boşalan Eşrefiyye Dârülhadisi şeyhliğine getirildi ve ölümüne kadar bu görevini sürdürdü. Nevevî, kendisine “sefer izni” çıktığını söyleyerek hocalarının kabirlerini ve tanıdıklarını ziyaret etti, kitaplarını medreseye vakfetti, Kudüs’ü de ziyaret edip köyüne döndü ve 24 Receb 676’da (21 Aralık 1277) Nevâ’da vefat etti.

Zehebî’nin “hadis âlimlerinin efendisi” dediği Nevevî hem hadis hâfızı idi hem de hadis ilimlerinde otorite sayılıyordu. Sahih hadisleri zayıf ve uydurma rivayetlerden kolayca ayırır, râvilerin durumlarını, hadislerde geçen garîb kelimeleri çok iyi bilirdi; hadislerden fıkhî hüküm çıkarmada mahirdi. Şâfiî fıkhında devrinin en büyük âlimi kabul edilmekteydi. Bu mezhebin esaslarını, bir meseleye dair sahâbe ve tâbiîn âlimlerinin neler söylediklerini, hangi noktada birleşip hangi noktada ayrıldıklarını ezbere biliyordu. Tartışmadan hoşlanmazdı; fakat hocalarının Şâfiî mezhebine veya sünnetin açık hükmüne aykırı bulduğu görüşlerini eleştirmekten çekinmezdi. Nevevî öğrencilik yıllarında tıp tahsil etmek istemiş ve İbn Sînâ’nın el-Kanûn’unu okumaya başlamış, ancak bunalıp sıkılınca bunun tıpla uğraşmaktan kaynaklandığını anlayarak tıpla ilgili eserleri elinden çıkarmıştır.

Nevevî evliliğin kendisini meşgul edeceği düşüncesiyle hiç evlenmemiştir. Esasen dünya zevklerine ve rahat yaşamaya önem vermezdi. En büyük ibadetin samimi bir niyetle helâlleri ve haramları öğrenmek olduğunu söyleyerek kimseden para almaz, görev yaptığı medreselerden kendisine verilen aylıkla kitap alır, daha sonra bunları o medreseye bağışlardı. Haksızlığa boyun eğmez, doğru bildiğini söylemekten, yöneticileri uyarmaktan çekinmezdi. Memlük Sultanı I. Baybars’a çeşitli mektuplar yazmış, bu mektupların bir kısmını âlimlere de imzalatarak ortak bir dilekçe halinde sunmuş, ondan kıtlık yüzünden sıkıntı çeken Dımaşk halkına kolaylık göstermesini, ağır vergilerle onları zor durumda bırakmamasını istemiştir. Moğollar Suriye’ye saldırdığında memleketi savunmak için halkın bir kısım emlâkini elinden almak isteyen ve bu sebeple âlimlerden fetva talep eden halifeye karşı çıkmış, Baybars’a karşı gösterdiği bu tavrından sonra şöhreti yayılmış ve eserlerine büyük rağbet gösterilmiştir. Zehebî, Nevevî’nin iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırma konusunda benzeri bulunmadığını, azla yetinip basitçe giyinen vakur ve heybetli bir kişi olduğunu söylemekte, talebelerinden İbn Ferah el-İşbîlî de onun ilim ve görev sorumluluğu taşıyan bir âlim olduğunu belirtmektedir. Harîrîzâde kendisine Şâzeliyye tarikatının Neveviyye adlı bir kolunu nisbet eder (Tibyân, III, vr. 217a-221a).

Eserleri. A) Hadis. 1. Riyâzü’s-sâlihîn*. Nevevî’nin, İslâm ahlâk ve âdâbını öğretmek maksadıyla 1900 güvenilir hadisi on sekiz bölüm halinde topladığı eser büyük ilgi görmüştür. Şerhlerinden İbn Allân’ın Delîlü’l-fâlihîn li-turuki Riyâzi’s-sâlihîn’i (I-VIII, Kahire 1347/1928), muhtasarlarından Yûsuf b. İsmâil en-Nebhânî’nin Tehzîbü’n-nüfûs fî tertîbi’d-dürûs’u (Kahire 1329/1911, 1986) burada anılabilir. Kitap pek çok defa basılmış olup bunlardan Abdülmecîd Hâşim el-Hüseynî (I-II, Kahire 1970), Ahmed Râtib Hammûş (Dımaşk-Beyrut, 1407/1987), Ali Cum‘a Muhammed eş-Şâfiî (Kahire 1411/1991) ve Ahmed Abdürrezzâk el-Bekrî (Kahire 1999) neşirleri zikredilebilir. M. Yaşar Kandemir, İsmail L. Çakan ve Raşit Küçük eseri Riyâzü’s-sâlihîn, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri adıyla Türkçe’ye çevirip şerhetmişlerdir (I-VIII, İstanbul 1997-1998). 2. el-Minhâc fî şerhi Sahîhi Müslim b. Haccâc. Sahîh-i Müslim şerhlerinin en önemlilerinden biri olup 674’ten (1275) sonra telif edilmiştir. Eserde hadislerin senedindeki râviler tanıtılmış, metinlerdeki garîb kelimeler açıklanmış, birbirine zıt gibi görünen hadisler hakkında açıklayıcı bilgi verilmiştir. Nevevî’nin hayatının son iki yılında kaleme aldığı bu muhtasar çalışmanın dikkate değer yanlarından biri Müslim’in el-Câmi?u’s-sahîh’ine bab başlıkları konmuş olmasıdır. Eserin Ahmed Ali es-Sehârenpûrî’nin tashihiyle taşbaskı olarak (I-II, Hindistan 1273/1857) ve İrşâdü’s-sârî’nin kenarında yapılan neşri (I-X, Bulak 1267; Kahire 1325-1326) zikredilebilir. Bu konuda Sa‘dûn el-Îsâvî, el-İmâm en-Nevevî ve menhecühû fî şerhi Sahîhi Müslim (Câmiatü Bağdâd külliyyetü’ş-şerîa [Ebû Ubeyde Meşhûr b. Hasan b. Selmân - Ebû Huzeyfe Râid b. Sabrî, s. 247-248]) ve Yakup Koçyiğit, Muhyiddin en-Nevevî’nin Hayatı, Eserleri ve Sahîh-i Müslim Şerhindeki Metodu (1989, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü) adıyla birer yüksek lisans tezi, Ebû Ubeyde Meşhûr b. Hasan Âli Süleyman, er-Rudûd ve’t-te?akkubât ?alâ mâ veka?a li’l-İmâm en-Nevevî fî Şerhi Sahîhi Müslim mine’t-te?vîl fi’s-sıfât ve gayrihâ (Riyad 1415/ 1994) ismiyle bir doktora çalışması yapmıştır (el-Minhâc ve baskıları hakkında geniş bilgi için bk. DİA, VII, 126-127). 3. el-Ezkâr*. Daha çok İbn Mâce’nin es-Sünen’i dışındaki Kütüb-i Sitte’den seçilen eserde hadisler on dokuz bölüm ve 356 bab halinde bir araya getirilmiştir. Muhtelif şerhleri ve muhtasarları bulunan el-Ezkâr’ın birçok baskısı içinde Mustafa Hüseyin Ahmed (Kahire 1356), Abdülkadir el-Arnaût (Dımaşk 1391/1971, Riyad 1409), Ahmed Râtıb Hamûş (Dımaşk 1403/1983) ve M. Enver Ahmed el-Baltâcî (Kahire 1406) neşirleri anılabilir. Eserden yapılan pek çok seçme arasında Muhammed Abdülazîz el-Hellâvî’nin ed-Da?vetü’l-müstecâbe mine’l-Ezkâr ve’l-ed?iyetü’s-sahîha’sı önemlidir (Bulak 1986). 4. İrşâdü tullâbi’l-haka?ik ilâ ma?rifeti süneni hayri’l-halâ?ik sallallahu ?aleyhi ve sellem. Nevevî, muhtemelen Eşrefiyye Dârülhadisi şeyhi olduktan sonra talebelerin kolayca ezberleyebileceği bir usûl-i hadîs kitabı hazırlamak istemiş ve İbnü’s-Salâh’ın Mukaddime’sini kısaltıp ona yer yer ilâveler yapmıştır. Abdülbârî Fethullah es-Selefî eser üzerinde hazırladığı yüksek lisans çalışmasını daha sonra yayımlamıştır (I-II, Medine 1408/1987). Kitabı ayrıca Nûreddin Itr neşretmiştir (Dımaşk 1408/1988). 5. et-Takrîb ve’t-teysîr li(fî)-ma?rifeti süneni’l-beşîri’n-nezîr. Nevevî, İbnü’s-Salâh’ın Mukaddime’sinden ihtisar ettiği İrşâdü tullâbi’l-haka?ik’ı yeterince okunmadığı düşüncesiyle bir defa daha kısaltmıştır (nşr. Abdullah Ömer el-Bârûdî, Beyrut 1406/1986). et-Takrîb’i Zeynüddin el-Irâki, Şemseddin es-Sehâvî gibi âlimler şerhetmiş, Süyûtî’nin Tedrîbü’r-râvî fî şerhi Takrîbi’n-Nevevî’si (Kahire 1307, nşr. Abdülvehhâb Abdüllatîf, I-II, Kahire 1385/1966) büyük ilgi görmüştür (bk. MUKADDİMETÜ İBNİ’s-SALÂH). 6. el-Erba?ûne’n-Neveviyye. Nevevî bu çalışmasını İbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî’nin, dinin esaslarına dair yirmi altı hadis ihtiva eden el-Ehâdîsü’l-külliyye adlı eserine çoğu Sahîh-i Buhârî ile Sahîh-i Müslim’den seçtiği on altı hadisi ilâve ederek meydana getirmiş, ancak hadislerin senedlerini zikretmemiştir. Nevevî’nin bu çalışması hemen her devirde büyük kabul görmüş, başta kendisi olmak üzere kırktan fazla âlim tarafından şerhedilmiştir (DİA, XXV, 468). Eserin diğer şerhleri arasında Muhammed Hayât es-Sindî’nin Şerhu’l-Erba?îne’n-Neveviyye (nşr. Hikmet b. Ahmed el-Harîrî, Demmâm-Riyad 1415/1995), Hâlid el-Baytâr’ın el-Beyân fî şerhi’l-Erba?îne’n-Neveviyye (Zerka 1407), Muhammed Hüseyin Celâlî’nin Şerhu’l-Erba?îne’n-Neveviyye (Beyrut 1407) adlı çalışmaları anılabilir. Erba?ûne’n-Neveviyye birçok defa basılmıştır (Bulak 1294; Kahire 1278, 1345, 1350, 1371, 1375, 1390, 1399, 1401, 1410; nşr. Muhammed Reşîd Rızâ, Kahire 1987; nşr. Ahmed Abdullah Bâcûr, Kahire 1412; nşr. Hânî el-Hâc, Kahire 1400; nşr. Hâfız Nezer Ahmed, Mevlânâ Azîz Zübeydî, Lahor 1952; trc. Peres, Cezayir 1950 [Al-Arbain]; G. H. Bousquet, Cezayir 1955, [Les Quarante hadiths]; Riyad 1389, 1409; nşr. Mustafa el-Buğa - Muhyiddin Mestû, Dımaşk 1397, 1400; nşr. Mahmûd el-Arnaût, Dımaşk 1407; Delhi 1313; nşr. İzzeddin İbrâhim, Delhi 1979; Devha 1976; nşr. Sâdık Füreyğ, Beyrut 1980; nşr. Abdülazîz İzzeddin es-Seyrevân, Beyrut 1404; nşr. Ezzeddin İbrahim, Denys Johnson-Davies, Beyrut 1976, 1978, 1980 [Al-Nawawî’s Forty Hadîth]; Tanta 1986; Medine 1404, 1411; nşr. Abdullah b. Sâlih el-Muhsin, Medine 1390, 1403, 1409; nşr. Abdüşşekûr Abdülfettâh Fidâ, Mekke, ts.; Cidde 1985; nşr. Muhammed Tâhir, Paris 1401 [Les 40 hadiths: Les traditions du prophète]). Eseri Muhammed Ali Sabrî İtalyanca’ya çevirerek Arapça-İtalyanca (Roma 1982), Alif Einheitssacht Fransızca’ya tercüme edip Arapça-Fransızca (Lyon 1989) olarak yayımlamış, Eric F. F. Bishop da İngilizce’ye çevirmiştir (MW, XXIX [1939], s. 163-177). Kitabın Urduca tercüme ve şerhleri arasında Muhammed Âşık İlâhî’ye (Riyad 1415/ 1994), Türkçe tercümeleri arasında Babanzâde Ahmed Naim Bey’e (İstanbul 1341) ait olanı anılabilir. Ayrıca Nâzım Muhammed Sultân’ın Kavâ?id ve fevâ?id mine’l-Erba?îne’n-Neveviyye adlı şerhiyle (Riyad 1410/1990), Abdurrahman b. Sâlih’in Erba?ûne’n-Neveviyye ve’l-fevâ?idü’t-terbeviyye (Cidde 1417), Abdülvehhâb Reşîd Sâlih Ebû Safiyye’nin Şerhu’l-Erba?îne’n-Neveviyye fî sevbin cedîd (baskı yeri yok, 1409/1988) adlı çalışması zikredilebilir. M. S. Hâlid Alevî eser üzerinde Al-Lari’s Commentary to the Arbain an-Nawawi-A Critical Edition with Introduction adıyla bir doktora tezi hazırlamıştır (1980, Edinburgh University). Louis Pouzet, Une herméneutique de la tradition islamique: Le Commentaire des Arba‘un al-nawawiya de Muhyi al-Din Yahya al-Nawawi (m. 676/ 1277) ismiyle bir çalışma yapmıştır (Beyrut 1982). 7. et-Telhîs şerhu’l-Buhârî. Nevevî Sahîh-i Buhârî’yi de şerhetmek istemiş, fakat “Kitâbü’l-Îmân”dan sonrasını yazmaya ömrü yetmemiştir. Eserin müellif hattından istinsah edilen 105 varaklık bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Kılıç Ali, nr. 243). Bu çalışma, Kastallânî’nin İrşâdü’s-sârî ve Sıddîk Hasan Han’ın ?Avnü’l-bârî adlı Buhârî şerhlerinin bazı bölümleriyle birlikte yayımlanmıştır (nşr. Muhammed Münîr ed-Dımaşki, Kahire 1347). 8. Mâ temessü ileyhi hâcetü’l-karî li-Sahîhi’l-İmâmi’l-Buhârî. Buhârî, Buhârî’nin hocaları ve öğrencileriyle sahih hadis ve Sahîhayn’in değeri hakkında bilgi verildikten sonra bazı hadis terimlerinin tanıtıldığı eser Ali Hasan Ali Abdülhamîd tarafından neşredilmiştir (Beyrut 1405). 9. el-Hulâsa fî ehâdîsi’l-ahkâm (Hulâsatü’l-ahkâm fî [min] mühimmâti’s-sünen ve kavâ?idi’l-İslâm). Nevevî’nin “Kitâbü’z-Zekât”a kadar yazabildiği eser sahih ve hasen hadislerden meydana gelmiş olup her konunun sonunda o bahisle ilgili zayıf hadislere de -zayıf oldukları belirtilerek- yer verilmiştir. Hüseyin İsmâil el-Cemel hadisleri tahkik edip eseri yayımlamıştır (I-II, Beyrut 1418/1997). 10. el-Îcâz fî şerhi Süneni Ebî Dâvûd. “Kitâbü’l-Vudû?”un bir kısmını ihtiva eden eserin bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’ndedir (Hekimoğlu Ali Paşa, nr. 200).

Nevevî’nin derlediği hadislerden seçmeler yapılarak ona nisbet edilen bazı kitaplar da bulunmaktadır. Mustafa Âşûr’un hazırladığı el-Ehâdîsü’l-kudsiyye ile (Kahire 1978; Tunus 1983; Bulak 1985) yine onun Nevevî ve İbn Hacer el-Askalânî’nin eserlerindeki hadislerden bir araya getirdiği Zahîretü’l-müslim mine’l-Buhârî ve Müslim (Kahire 1400) bu türdendir. Nevevî’nin, “inneme’l-a‘mâlü bi’n-niyyât” hadisini el-İmlâ adıyla hayatının son günlerinde şerhetmeye başladığı, fakat bu çalışmasını tamamlayamadığı söylenmekte, Sehâvî, Nevevî’ye nisbet edilen Kitâbü’l-Emâlî’nin bu eser olabileceğini düşünmektedir. Yine Sehâvî’nin belirttiğine göre Nevevî Câmi?u’s-sünne adını verdiği bir çalışmaya daha başlamış, ancak birkaç yaprak yazabilmiştir. Süyûtî onun Sünen-i Tirmizî’yi ihtisar ettiğini ve eserin müellif hattıyla olan bir ciltlik müsveddesini gördüğünü söylemektedir (İbnü’l-Attâr, s. 90).

B) Fıkıh. 1. Ravzatü’t-tâlibîn ve ?umdetü’l-müttakin. Abdülkerîm b. Muhammed er-Râfiî’nin Gazzâlî’nin el-Vecîz’i için yazdığı eş-Şerhu’l-kebîr’in (Fethu’l-?azîz) muhtasarıdır. Şâfiî fıkhını en güzel şekilde derlemesiyle meşhur olan kitap üzerinde kırk kadar âlimin şerh, hâşiye, muhtasar, ta‘lik ve tashih türünden çalışması vardır (Dehli 1307; I-XII, Beyrut 1966-1970; nşr. Âdil Ahmed Abdülmevcûd - Ali Muhammed Muavvaz, I-VIII, Beyrut 1412/1992). 2. Minhâcü’t-tâlibîn*. Müellif bu çalışmayı Râfiî’nin el-Muharrer adlı kitabını tashih ederek kaleme almış ve kolayca ezberlenebilmesi için özetlemiştir (Kahire 1295, 1308, 1338; Mekke 1306; London 1914; Beyrut, ts.). Şâfiî âlimleri eser üzerinde kırk kadar şerh ve muhtasar yazmıştır. Eserin kelimelerini açıklamak üzere Nevevî’nin kaleme aldığı küçük hacimli Deka?iku’l-Minhâc da Şerhu Deka?iki’l-Minhâc adıyla yayımlanmıştır (Mekke 1353). 3. el-Mecmû? şerhu’l-Mühezzeb. Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin Şâfiî fıkhını delilleriyle ortaya koyduğu el-Mühezzeb adlı eserini hadislerini tahkik etmek, her meselede diğer mezheplerin görüşlerini ortaya koymak suretiyle Nevevî’nin şerhetmeye
başladığı, ancak “Kitâbü’l-Bey?”i yazmakta iken vefat etmesi yüzünden yarım kalan bir çalışmadır. Takıyyüddin es-Sübkî bu çalışmayı tamamlamak istemiş, yirmi cilt halinde neşredilen eserin (Kahire 1385-1398) 10 ve 12. ciltlerine tekabül eden bölümünü yazdıktan sonra onun da vefatı üzerine eser diğer Şâfiî âlimlerince ikmal edilmiş ve Kahire’de birkaç defa basılmıştır (I-IX, 1344-1348, 1349, 1352). Eserin Nevevî’ye ait mukaddimesi Abdullah Bedrân tarafından Kitâbü’l-?İlm ve âdâbü’l-?âlim ve’l-müte?allim adıyla müstakil olarak neşredilmiştir (Beyrut 1413/1993). 4. Tashîhu’t-Tenbîh (et-Tenbîh ?alâ mâ fi’t-Tenbîh, el-?Umde fî tashîhi’t-Tenbîh). Nevevî’nin ilk çalışmalarından biri olan eser onun, Şâfiî fıkhının muteber beş kitabından ilki kabul edilen Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin et-Tenbîh’i üzerine yazdığı birkaç kitaptan biri olup et-Tenbîh ile birlikte basılmıştır (Kahire 1329). Nevevî, yine aynı eser üzerindeki Tuhfetü’t-tâlibi’n-nebîh fî şerhi’t-Tenbîh’ini “Kitâbü’ş-Salât”a kadar yazabilmiştir (İbn Kadî Şühbe, II, 157). 5. et-Tenkih fî şerhi’l-Vasît. Gazzâlî’nin eserinde gördüğü hata ve noksanları tashih ve ikmal etmek üzere kaleme aldığı bir eserdir (el-Vasît fi’l-mezheb, I, 78-80, Nevevî’nin mukaddimesi). Bazılarının Nevevî’nin kaybolan kitapları arasında saydığı eserin “Şerâ?itu’ş-şalât” bahsinin bir kısmını da içeren bir nüshası Ahmed Mahmûd İbrâhim ve Muhammed Muhammed Tâmir’in yayımladığı el-Vasît fi’l-mezheb içinde basılmıştır (I-VII, baskı yeri yok [Dârü’s-selâm], 1417/1997). 6. el-Usûl ve’z-zavâbıt. Küçük bir risâle olan çalışmada çoğu fıkıhla ilgili bazı meseleler ele alınmıştır. Eser, Muhammed Mazhar Beka tarafından Mecelletü’l-Bahsi’l-?ilmî ve’t-türâsi’l-İslâmî’de neşredilmiştir (III [Mekke 1400], s. 367-381). Muhammed Hasan Heyto da risâleyi önce Küveyt’teki Mecelletü Ma?hedi’l-mahtûtâti’l-?Arabiyye’de yayımlamış (XXVIII/2 [1404/1984], s. 425-455), daha sonra kitap halinde basmıştır (Beyrut 1407/1986, 1409/1988). 7. el-Îzâh (fî menâsiki’l-hac). Nevevî’nin hacca dair yazdığı altı kitabın en genişidir. Onun bu konuda dört veya beş eser yazdığını, bunlardan birinin Kitâbü’l-Îcâz fi’l-menâsik adını taşıdığını (nşr. Hüseyin İsmâil, Beyrut 1989) söyleyenler de vardır. el-Îzâh’ı Semhûdî ve İbn Allân şerhetmiş, İbn Hacer el-Heytemî de eser üzerine bir hâşiye yazmıştır (Kahire 1294, 1323, 1329, 1344, 1969; Beyrut 1419/1999). Kitap Kahire’de (1282 taş baskısı, 1316, 1329), Bombay’da (1291), Mekke’de (1316, 1329) ve Metnü’l-Îzâh fi’l-menâsik adıyla Beyrut’ta (1406/1985) yayımlanmıştır. el-Îzâh’ı geniş açıklamalarla birlikte Kitâbü’l-Îzâh fî menâsiki’l-hac ve’l-?umre adıyla neşreden Abdülfettâh Hüseyin Râveh el-Mekkî, kendi açıklamalarına el-İfsâh ?alâ mesâ?ili’l-îzâh ?alâ mezâhibi’l-e?immeti’l-erba?a ve gayrihim adını vermiştir (Mekke 1414/1994). Abdülmün‘im İbrâhim de el-Îzâh’ın metnini başta Takıyyüddin İbn Teymiyye’nin Şerhu’l-?Umde’si olmak üzere Hanbelî âlimlerinin fıkıh kitaplarından faydalanarak şerhetmiş ve bu çalışmasına Îzâhu’l-Îzâh bi-kelâmi’l-hanâbileti’l-milâh adını vermiştir (I-IV, Sayda-Beyrut 1419/1999). Müellifin Menâsikü’l-mer?e adlı eserini de Sâlih b. Abdurrahman el-Atram Edvâ?ü’ş-şerî?a dergisinde yayımlamıştır (Riyad 1404, XV, 25-75). 8. el-Mensûrât ve ?uyûnü’l-mesâ?ili’l-mühimmât (el-Mesâ?ilü’l-mensûre, ?Uyûnü’l-mesâ?ili’l-mühimme, Fetâvâ’l-İmâm en-Nevevî). Nevevî’nin bazı fetvaları ile derslerinde açıkladığı fıkıh, tefsir ve hadise dair 362 meseleyi talebesi Alâeddin İbnü’l-Attâr derlemiştir. Kahire’de yayımlanan eseri (1352) daha sonra Abdülkadir Ahmed Atâ (Kahire 1402/1982; Beyrut 1402/1982 [Nevevî’nin talebesi Alâeddin İbnü’l-Attâr’ın tertibiyle], 1988) ve Fetâva’l-İmâm en-Nevevî adıyla Muhammed Haccâr (Medine 1405/1985) neşretmiştir. 9. et-Tahkik. Nevevî’nin, daha çok el-Mecmu? Şerhu’l-Mühezzeb’den faydalanarak “Kitâbü’t-Tahâre” bölümünü tamamladığı, “Kitâbü’ş-Salât”tan da “salâtü’l-müsâfir” bahsine kadar gelebildiği yarım kalmış eserlerinden biridir (nşr. Âdil Ahmed Abdülmevcûd ve Ali Muhammed Muavvaz, Beyrut 1413/1992). 10. Mes?eletü’l-ganîme (Mes?eletü tahmîsi’l-ganâ?im). Müellifin son çalışmalarından biridir. Ebû Ubeyde Meşhûr b. Hasan Âli Süleyman eseri The Chester Beatty Library’deki nüshasına dayanarak neşre hazırlamıştır (İbnü’l-Attâr, s. 78). 11. Âdâbü’l-fetvâ ve’l-müftî ve’l-müsteftî (nşr. Bessâm Abdülvehhâb el-Câbî, Dımaşk 1988).

C) Kur’an. 1. et-Tibyân fî âdâbi hameleti’l-Kur?ân. On bölümden meydana gelen eserde Kur’an’ı okuyup ezberlemenin fazileti, Kur’an öğreten ve öğrenen kimselerin uyması gereken esaslar, kişinin Kur’an’a karşı görevleri, Kur’an’ın belli zamanlarda ve durumlarda okunması sevap olan âyet ve sûreler gibi konular ele alınmış, müellifin Muhtârü’t-Tibyân (Muhtârü’l-beyân) adıyla ihtisar ettiği eser manzum hale getirilmiş, başka dillere çevrilmiş ve birçok baskısı yapılmıştır (Kahire 1286, 1307, 1353; nşr. Muhammed Haccâr 1985; nşr. Mecdî es-Seyyid İbrâhim, Bulak 1408/1988; nşr. Abdülazîz İzzeddin Seyrevân, Beyrut 1984; nşr. Mansûr b. Ya‘kub el-Besâre, Küveyt 1407). Bu eseri Yûsuf b. İsmâil en-Nebhânî Hüccetullah ?ale’l-?âlemîn adlı çalışmasında (DİA, XVIII, 452-453) özetlemiştir (s. 337-342). 2. Gaysü’n-nef? fi’l-kırâ?âti’s-seb? (Îzâhu’l-meknûn, II, 152).

D) Dil. 1. Tehzîbü’l-esmâ? ve’l-lugat. Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin et-Tenbîh’i ile şerhettiği el-Mühezzeb, ihtisar ettiği Ravzatü’t-tâlibîn, Müzenî’nin el-Muhtasar, Gazzâlî’nin el-Vasît ve el-Vecîz gibi eserlerinde geçen isim, nâdir kullanılan kelimeler, ıstılah ve fıkhî lafızları açıklamak üzere kaleme alınmış, fakat müellif eserini temize çekmeye fırsat bulamamıştır. Muhammed adlı şahıslar başta olmak üzere alfabetik sıralanan Tehzîbü’l-esmâ?nın isimlere dair I. cildi Wüstenfeld tarafından (Göttingen 1826, 1832, 1842-1848), daha sonra tamamı iki cilt halinde (Kahire 1927) neşredilmiştir. 2. el-İşârât ilâ beyâni’l-esmâ?i’l-mübhemât (el-Mübhem ?alâ hurûfi’l-mu?cem). Nevevî, Hatîb el-Bağdâdî’nin el-Esmâ?ü’l-mübheme fi’l-enbâ?i’l-muhkeme adlı alfabetik eserini 667’de (1269) ihtisar etmiş ve tertip tarzını değiştirerek rivayetleri sahâbe adlarına göre sıralamıştır. Eser Lahor’da (1340/ 1921) ve İzzeddin Ali es-Seyyid tarafından el-Esmâ?ü’l-mübheme’nin son kısmında (Kahire 1405/1984) yayımlanmıştır (s. 531-622). 3. Tahrîru elfâzi’t-Tenbîh (et-Tahrîr fî [şerhi] elfâzi’t-Tenbîh, Tahrîrü’t-Tenbîh). Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin et-Tenbîh’indeki nâdir kullanılan kelimeleri ve fıkhî ıstılahları açıklamak maksadıyla yazılmış olup eserde kelimeler kitapta geçtiği sıraya göre şerhedilmiştir. Şâfiî fakihi Hamza b. Ahmed b. Ali el-Hüseynî’nin eser üzerinde el-Îzâh ?alâ Tahrîri’t-Tenbîh adlı bir çalışması vardır. Abdülganî ed-Dakr da kitabı tahkik ederek Tahrîru elfâzi’t-Tenbîh ev lugatü’l-fıkh adıyla yayımlamıştır (Dımaşk 1408/1988).

E) Diğer Eserleri. 1. Makasıdü’l-İmâm en-Nevevî (Makasıdü’l-İmâm en-Nevevî fi’t-tevhîd ve’l-?ibâdât ve usûli’t-tasavvuf, Makasıdü’n-Neveviyyeti’s-seb?a). Akaid, ibadet ve tasavvufla ilgili bir risâledir (Beyrut 1280, 1324; Bağdat, ts.; Beyrut-Dımaşk 1406/1985; Evanston, nşr. Ha Mim Keller, 1994). 2. Bustânü’l-?ârifîn. Zühd ve ihlâs gibi konuların âyet, hadis, İslâm âlimlerinin sözleri, bazı hikâye ve şiirlerle ele alındığı küçük hacimli bir çalışmadır
(Kahire 1348, 1967, 1987, 1988; nşr. Muhammed Saîd el-Urfî, Halep 1970; nşr. Muhammed Haccâr, Beyrut 1412). 3. et-Terhîs fi’l-ikrâmi bi’l-kıyâm li-zevi’l-fazli ve’l-meziyyeti min ehli’l-İslâm ?alâ ciheti’l-birr ve’t-tevkir ve’l-ihtirâm lâ ?alâ ciheti’r-riyâ ve’l-i?zâm (Kahire 1329; nşr. Ahmed Râtib Hammûş, Dımaşk 1402/1982; nşr. Keylânî Muhammed Halîfe, Beyrut 1409/1988). Hifnî bu eseri Muhtasaru Risâleti’n-Nevevî fîmâ yete?allak bi’l-kıyâm li-ehli’l-fazl ve gayri zâlik adıyla ihtisar etmiştir. 4. Muhtasaru (müntehabü) Tabakati’l-fukahâ?. 277 âlimin biyografisini ihtiva eden eser İbnü’s-Salâh’ın Tabakatü’l-fukahâ?i’ş-Şâfi?iyye’sinin muhtasarıdır. Nevevî’nin bazı şahısları ilâve ederek Muhammed ve Ahmed adını taşıyanları başa aldığı, diğer şahısları da alfabetik olarak sıralamaya başladığı, daha sonra Yûsuf b. Abdurrahman el-Mizzî’nin tamamladığı eseri Muhyiddin Ali Necîb (Beyrut 1413/1992) ve Âdil Ahmed Abdülmevcûd, Ali Muhammed Muavvaz (Beyrut 1416/1995) yayımlamıştır. 5. Hizb (Hizbü’l-hıfz ve’l-evrâd, Hizbü’l-İmâmi’n-Nevevî). Bir dua risâlesi olup bir kısmı hadislerde geçen dualar talebeleri tarafından kaleme alınmış ve âlimlerden büyük ilgi görmesi sebebiyle geniş muhitlere yayılmıştır (İstanbul 1298, 1302, 1309; Bombay 1299; Bulak 1303). Ebû Abdullah Muhammed b. Tayyib eş-Şeraki tarafından şerhedilen Hizb’i Bessâm Abdülvehhâb el-Câbî neşretmiştir (Beyrut 1408/1988). Osmanlı âlimlerinden Ahmed Feyzi, esere yazdığı şerhine el-Feyzü’l-?alî fî şerhi Hizbi’n-Nevevî adını vermiştir (Çorum İl Halk Ktp., nr. 627/3). Eserin daha başka şerhleri de vardır. 6. es-Sîretü’n-nebeviyye. Tehzîbü’l-esmâ? ve’l-lugat’ın başında yer alan (s. 21-44) Hz. Peygamber’in hayatına dair kısmın müstakil olarak neşredilmesinden ibarettir. Bu çalışmayı Abdürraûf Ali ve Bessâm Abdülvehhâb el-Câbî (Dımaşk 1400/1980), Tehzîbü’s-Sîreti’n-nebeviyye adıyla Hâlid b. Abdurrahman b. Ahmed eş-Şâyi‘ (Riyad 1413/ 1992) yayımlamıştır.

Nevevî bunlardan başka tefsir, hadis, fıkıh, lugat ve Arap diliyle ilgili bazı konuları ele aldığı Tuhfetü tullâbi’l-fezâ?il, Muhtasaru âdâbi’l-istiska?, Ru?ûsü’l-mesâ?il, ed-Deka?ik, ?Amelü’l-yevm ve’l-leyle, Muhtasarü’l-besmele, Risâle fî me?âni’l-esmâ?i’l-hüsnâ, Risâle fî ehâdîsi’l-hayâ? adlı eserleri kaleme almış, İbnü’l-Esîr’in Üsdü’l-gabe’sini, Râfiî’nin et-Teznîb’ini, Beyhaki’nin Menâkıbü’ş-Şâfi?î’sini ihtisar etmiştir. Kâtib Çelebi onun Mir?âtü’z-zamân fî târîhi’l-a?yân adlı bir çalışması bulunduğunu, eserde yaratılıştan başlamak üzere önemli olayların kısaca anlatıldığını söylemiş (Keşfüz-zunûn, II, 1648), Selâhaddin el-Müneccid de bu bilgiyi tekrarlamıştır (Mu?cemü’l-mü?errihîne’d-Dımaşkıyyîn, s. 114). Ancak bu eserin Sıbt İbnü’l-Cevzî’nin aynı adı taşıyan meşhur kitabıyla karıştırılmış olabileceği akla gelmektedir.

Nevevî’nin hayatına dair çeşitli eserler kaleme alınmıştır. Bunlar arasında Alâeddin İbnü’l-Attâr diye bilinen talebesi Ali b. İbrâhim ed-Dımaşki eş-Şâfiî’nin Tuhfetü’t-tâlibîn fî tercemeti’l-imâm Muhyiddîn (Tuhfetü’t-tâlibîn fî tercemeti’l-imâm en-Nevevî) adlı çalışması önemlidir (bk. bibl.). İbnü’l-Attâr’ın Nevevî’ye tashih ettirdiği bu eser aynı konudaki çalışmalara kaynak olmuştur. Daha sonra Muhammed b. Muhammed b. Ahmed en-Nüveyrî Tuhfetü’t-tâlib ve’l-müntehî fî tercemeti’l-imâm en-Nevâvî, Kemâleddin İbn İmâmü’l-Kâmiliyye Muhammed b. Muhammed b. Abdurrahman el-Kahirî Bugyetü’r-râvî fî tercemeti’l-imâm en-Nevâvî, Şemseddin es-Sehâvî el-Menhelü’l-?azbi’r-ravî fî tercemeti kutbi’l-evliyâ?i’l-kirâm şeyhi meşâyihi’l-İslâm Muhyiddîn b. Zekeriyyâ en-Nevâvî (nşr. Mahmûd Hasan Rebî‘, Kahire 1354/1935), Süyûtî el-Minhâcü’s-sevî (bk. bibl.), Ali et-Tantâvî el-İmâm en-Nevevî (Dımaşk 1399/1979), Abdülganî ed-Dakr el-İmâm en-Nevevî (Dımaşk 1395/1975, 1407/1987) adlı eserlerini yazmışlardır. Ahmed Abdülazîz Kasım el-Haddâd, el-İmâm en-Nevevî ve eserühû fi’l-hadîs ve ?ulûmihî adıyla yaptığı yüksek lisans çalışmasını daha sonra yayımlamış (Beyrut 1413/ 1992), İvaz Matar es-Sa‘dî de el-Mebâdi?ü’t-terbeviyye el-müstenbeta mine’l-Erba?îne’n-Neveviyye ismiyle bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır (1408, Câmiatü Ümmi’l-kurâ). Ayrıca Hasan İbrâhim Abdülâl “el-Mu?allim fi’l-fikri’t-terbevî ?inde’l-İmâm en-Nevevî i?dâdühû ve şıfâtühû ve mahârâtü tedrîsihi’l-fa‘‘âl” (Mecelletü Merkezi’l-bühûs, Câmiatü’l-İmâm Muhammed b. Su?ûd el-İslâmiyye, II [1404/1983], s. 201-252) ve “Uşûlü’l-bahsi’l-?ilmî ve âdâbihî ?inde’l-İmâm en-Nevevî” (Risâletü’l-Halîci’l-?Arabî, VIII/24 [1408/1988], s. 35-57), Muhibbüddin Ebû Sâlih “Kırâ?âtü’t-terbeviyye ?inde’l-İmâm en-Nevevî” (Mecelletü Külliyeti’l-?ulûmi’l-ictimâ?iyye bi-Câmi?ati’l-İmâm Muhammed b. Su?ûd el-İslâmiyye, V, 1401/1981, s. 621-657), Ali Cemîl Abbas “Cühûdü Ebî Zekeriyyâ fi’l-kısmi’l-lugavî fî kitâbi Tehzîbi’l-esmâ? ve’l-lugat” (Âdâbü’r-râfidîn, XVI, 1986, Musul, s. 105-144) adıyla makaleler yazmışlardır.

Ziyaret -> Toplam : 125,24 M - Bugn : 122108

ulkucudunya@ulkucudunya.com