« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

17 Haz

2008

Uzlaşma

Mahir KAYNAK 17 Haziran 2008

Uzlaşma tarafların hakkı olduğunu düşündüğü şeylerin bir kısmından vazgeçerek, karşılıklı ödünler vererek, bir noktada buluşmasıdır.

Uzlaşma sağlamak olumlu bir davranış olarak algılanır. Oysa her iki taraf da bir şeylerden vazgeçtiği için uygun bir zamanda uzlaşma öncesine dönmek ister. Uzlaşma bu açıdan yeni ihtilafların başlangıç noktası sayılabilir.

Gerçekte ihtilaflar kuralsızlıktan kaynaklanır. Eğer herkesin olaylar karşısında nasıl davranması gerektiği önceden belirlenmiş olsa uzlaşma arayışına gerek bile kalmayabilir.

Eğe bir toplumda çok sayıda ihtilaf ve bundan kaynaklanan çatışma varsa sürekli uzlaşma arayışına gidilir ya da çatışılır. Bu ise düz bir yolda yürümek yerine ip üstünde cambazlık yapmaya benzer.

Sorunların çözümünün ilk adımı herkesin uymak zorunda olduğu kurallar koymak ve bunu sağlayacak mekanizmalar oluşturmaktır. Eğer kurallar zaman içinde ya da şartların değişmesi sonucunda sorunları çözmüyor aksine yeni sorunların çıkmasına yol açıyorsa, ihtilaflı konularda uzlaşma sağlamak yerine, kuralların yeniden belirlenmesi için bir uzlaşma sağlanmalıdır. Yani uzlaşma sorunlar için değil kuralların konmasında aranmalıdır.

Ülkemizin sorunu kuralsızlıktan ya da var olan kurallara uymak istenmemesinden kaynaklanıyor. Yani gerçek ihtilaf kuralları beğenmemekten kaynaklanıyor.

Ülkemizde gözlenen gerginlik gerçekte bir çatışma değil bir kaostur. Var olan kuralları tarafların hiçbiri beğenmiyor ama bunları değiştirmek yerine yeni yorumlar yapıyor ya da olması gerektiğini düşündükleri kurallara göre hareket ediyor.

Önce ülkemizi tanımlamamız gerekiyor. Bu konudaki ihtilafı şöyle özetleyebiliriz. Taraflardan biri bir kuruluş felsefemiz olduğunu ve bunun değişmeyeceğini söylüyor. Diğer taraf dünyanın bizden beklediklerini sayıyor ve eski kurallar içinde kalamayacağımızı iddia ediyor. Oysa taraflar şöyle bir uzlaşma arayışına girebilirlerdi: Değişim isteyen taraf ' Cumhuriyeti kuranlarla ve onların felsefesiyle hiçbir ihtilafımız yoktur.Amacımız değişen şartlara göre ülkemizin dünya üzerindeki yerini ve rolünü yeniden belirlemek ve bunun gerçekleşmesini sağlayacak bir dünya görüşü inşa etmektir' demeli diğer taraf da şöyle cevap vermeli. ' Yönümüzü değiştirmeden yolumuzu düzenlemek gerektiğini biz de kabul ediyoruz. Ancak önümüze bizden istenenleri sıralayarak çıkmayın. Dünyanın şartlarını da göz önünde tutarak ne yapmamız gerektiğine biz karar verelim. Yani yeni Türkiye bizim eserimiz olsun.. Bu konuda uzlaşmaya ve ön yargısız davranmaya hazırız' demelidir.

Herhangi bir düzenleme yaptığımızda, bunun doğru olduğunu ispatlamak için, başka ülkelerdeki uygulamaları örnek gösteririz. Bizden ileri olduğumuz ülkeleri kopya etmek vazgeçemeyeceğimiz bir alışkanlık haline dönüştü. Hiçbir zaman o ülkeler kime bakarak geliştiler demedik ve yaratıcılığı önemsemedik. Bilim adamlarımız başkalarına ne kadar çok atıfta bulunursa o kadar değerli sayıldılar. Bana göre bir devlet kuracak kapasitesi olmayanlar var olan bir devleti de yönetemez.

Ziyaret -> Toplam : 125,51 M - Bugn : 101307

ulkucudunya@ulkucudunya.com