Sayın Gül, elbette siz kenarda kalamazdınız...
ESFENDER KORKMAZ 18 Haziran 2008
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Cumhuriyet Başsavcısı’nın AKP’yi kapatma davasını açtığı gün olan 14 Mart için, “Türkiye’nin çalkantıya girdiği gün” olarak tanımladı ve “Türkiye enerjisini iç çekişmelere harcamasın” dedi.
Daha önce de Başbakan ekonomideki sorunların sebebini 14 Mart’a bağlamıştı. Perşembe günü bu köşede Başbakan’ın söylediklerinin doğru olmadığını resmi rakam vererek ispat etmiştim.
AKP genel başkanlığı için zaman - zaman “Başbakan’ın siyasi tecrübesi var... Ancak altyapısı yok. Abdullah Gül altyapı açısından daha avantajlı... Bir akademisyen olarak, AKP genel başkanı Abdullah Gül olsaydı acaba toplumu daha az germez miydi?” sorusu insanın aklına takılıyor.
Ne var ki Cumhurbaşkanı’nın bu tür konuşmalarından yukarıdaki soruya kolay kolay evet diyemiyoruz.
Cumhurbaşkanı olarak Sayın Gül doğruyu söylemiyor.
Ekonomik açıdan, Türkiye 2007 sonundan başlayarak sorun yaşamaya başladı. Örneğin 2007 yılı ortasından itibaren büyüme oranı düşmeye başladı. Şubat-mart aylarında enflasyon çok yüksek çıktı. Borsa’da düşüş ocak başında başladı. 14 Mart’a kadar zaten yüzde 24 oranında düşmüştü. 14 Mart’tan sonra bir ara arttı da. Yani ekonomik sorunu yaratan 14 Mart değil, AKP Hükümeti’nin beceriksizliğidir.
Arkasından kim dolaştı?
ÖTE yandan Anayasa’nın değiştirilemez maddeleri ve laikliğin arkasından dolaşmak isteyenler ve bu nedenle Anayasa’yı değiştirip, türbanla laikliği delmek isteyenler de AKP’liler değil mi?
Türban için neden bu kadar önemli bir haktır. Zaten isteyen başörtü takıyor? 20 yıl önce bu gibi sorunlar kimin aklına gelirdi? Başörtüsü ile resmi dairelere gidenlere kim ne derdi?
Ne zaman ki siyasi bir simge olarak türban kullanıldı... Türkiye gerilmeye başladı.
Türbanı siyasi simge ve siyasi bir yatırım aracı olarak, mazlumluğun bir gerekçesi olarak kullananların başında Abdullah Gül geliyor. Karısının türban meselesi için Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikâyet etti. Bu şikâyet Türkiye’yi gerdi... Kaldı ki devletle davalı bir kişinin cumhurbaşkanı olması, elbette Türkiye’yi daha çok gerdi.
Yargıyı da kullanmak istiyor
EĞER Başbakan ve siyasi iktidarın demokrasiye ve yargıya saygısı olsaydı, toplum bu kadar gerilir miydi?
Yetmedi, Başbakan Meclis’e yazın çalışacaksınız talimatını verdi. Bu defa milletvekillerini gerdi... Yargıya kızıp, Yasama organını cezalandıramaya kalkan bir başbakan dünyada oldu mu? Yasamaya emir vermesini adet haline getiren bir başbakan, yargıya aynı talimatı veremeyince, köpürüyor... Cumhurbaşkanı gerilim istemiyorsa, önce neden Başbakan’ı uyarmıyor?