Organize işler bunlar!
METİN ÖZKAN 18 Haziran 2008
ANKARA’DA gündem AKP hakkında açılan kapatma davasına kilitlendi.
Siyasetçisinden diplomatına, hukukçusundan ekonomistine herkes hesaplarını bu davaya göre yürütüyor. Davayla ilgili öngörüde bulunup yorum yapmayan ve senaryo çizmeyen de yok gibi...
Bugün ben başka bir senaryoya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Üstelik yazanı, sahneleyeni, rolleri belli olan bir senaryo ...
Çünkü daha önce de farklı şekillerde sık sık sahnelenmişti.
Değişen sadece aktörler oldu.
Belli ki bu oyunların yine turne zamanı.
Aslında birkaç gündür açık açık oynanmaya çalışılan bu bayatlamış senaryo ve sahiplerini Türk halkı çok iyi tanıyor.
Nedenine ve zamanlamasına gelince...
Efendim, Ağustos ayında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin zirvesinde nöbet değişimi yaşanacak.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, teamüller gereği görevini Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’a devredecek. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Işık Koşaner “Kara Kuvvetleri Komutanı”, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Işık Koşaner de “1. Ordu Komutanı” olacaklar. Yani Genelkurmay Başkanlığı’na uzanan yolda önleri açılacak. Her biri başarılı ve saygın komutanlar...
İftira kumpanyası...
Türkİye’ye nifak tohumları sokarak, kendi şer amaçlarına ulaşmaya çalışanlar da bu devir teslimleri, akıllarınca Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratma fırsatı olarak görüyor.
Dedim ya, Türk halkı yabancı değil...
İki yıl öncesini hatırlayın...
O dönem Kara Kuvvetleri Komutanı olan Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın, Genelkurmay Başkanı olmasına birkaç ay kala neler olmuştu?
Önce akla hayale gelmeyecek iftiralar internet sitelerine taşındı. Org. Büyükanıt’ın soy ağacı üzerinden hesaplar yapan bu çevreler, Şemdinli olayını fırsat bildi.
Büyükanıt önce, terörle en yoğun mücadeleyi yürüttüğü Diyarbakır’daki 7. Kolordu Komutanlığı döneminde suç işlemek için örgüt kurmakla itham edildi.
Sonra, terör örgütü PKK’ya desteği yüzünden ceza almış bir işadamının ifadelerine dayanılarak sahte belge düzenlemekle suçlandı ve görevini kötüye kullandığı öne sürüldü.
Yetmedi, Şemdinli’deki olayda adı geçen bir astsubay için kullandığı ifadeler arasından cımbızlanan “Tanırım, iyi çocuktur” sözleriyle yargıyı etkilemeye çalıştığı iddia edildi.
Göreve geleceği gün bile birkaç dakika içinde binlerce mesajın cep telefonlarına aynı merkezden atılması dün gibi hafızalarımızda...
Başbakan Erdoğan ile gerçekleştirdiği Dolmabahçe buluşması için bile neler söylendi neler...
Son günlerde bakıyorum da, benzer bir senaryo da, Org. Büyükanıt’tan nöbeti devralacak olan Org. İlker Başbuğ için yazılmaya çalışılıyor.
Önceki gün Vakit’te, İsrail’deki “Ağlama Duvarı” önünde çekilen bir fotoğraf yayımlandı. Oraya giden hemen herkesin çektirebileceği bir fotoğraf... Ancak o fotoğrafı yayınlamanın arkasındaki niyet açıktı...
Ardından dün de Taraf’ta, Org. Başbuğ’un, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Alifeyyaz Aksüt ile görüşmesi manşete taşınarak, insanların kafaları karıncalandırılmaya çalışıldı.
Org. Ergin Saygun’un sağlık durumuyla ilgili çeşitli dedikodular üretildi.
Andıçlar bahane edilerek Org. Işık Koşaner’in adı tartışmaların içine sokulmaya çalışıldı.
Elbette ilgili makamlar gerekeni yapıyordur ve yapacaktır.
Ben, haberlerin nerelerde yayımlandığına ve nelere hizmet etmeye çalıştığına dikkatinizi çekmek istiyorum.
Amaçları belli
Beyhude çabanın bunlarla sınırlı kalacağını beklemek hayalcilik olur. Belki siz bu satırları okurken, başka gazetelerde yeni yeni senaryoların da baskısı yapılmıştır bile...
Şaşırmamak lazım...
Kendi emellerine ulaşamayan çevrelerin tavrıdır bu. Akıllarınca en büyük engeli, en güçlü kaleyi yıpratmayı amaçlarlar... Ne ilktir ne de son olacaktır...
Sebebi açık değil mi?
Yürütülen bütün bu kampanyalara karşın, yapılan her ankette en güvenilir kurum kim çıkıyor?
Türk Silahlı Kuvvetleri...
Son dönemde güçbirliği yapan irticacıların ve bölücülerin amaçlarına ulaşmasında en büyük engel neresi?
Türk Silahlı Kuvvetleri...
“Böl-parçala-yönet” siyasetiyle ortaya konulan Büyük Ortadoğu Projesi, ulus devletleri ve üniter yapıları hedef alırken, karşısında en büyük engel neresi?
Türk Silahlı Kuvvetleri...
Haritalarında hala Türkiye’nin çeşitli bölgelerini kendi sınırları içinde gösteren ülkelerin ürktükleri engel ne?
Türk Silahlı Kuvvetleri...
Daha da önemlisi...
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu gücü kim?
Türk Silahlı Kuvvetleri...
Peki Türk Silahlı Kuvvetleri bu gücünü nereden alıyor?
Türk Milleti’nden...
O zaman bu senaryoları üreten, onlara destek veren, umarsızca Türk halkının en çok güvendiği kuruma saldıranların hedefi ne?
İşte orada da şüphe yok...
Hedef, Türk Silahlı Kuvvetleri ve onun gücünü aldığı Türk Milleti’dir... Dolayısıyla bu senaryolar ne ilk olacaktır ne de son... Kimi zaman bir fotoğrafa yazılacak altyazıyla, kimi zaman sayfalar dolusu senaryoyla, kimi zaman internet sitelerindeki yorumlarla iftiralarına taraftar bulmaya çalışacaklar...
Sorun, bunları görmenin ötesinde, bunlara duyarsız kalınması ve bilinçli bilinçsiz destek verilmesi olacaktır. Çünkü bu senaryoların sahipleri apaçık bellidir.
Yani organize işler bunlar...