‘Milli İrade’ye ‘Paydos’ Zilleri...
Orhan Erinç 01 Ocak 1970
AKP’nin önemli özelliklerinden biri de “atasözü” diye tanımladığımız kimi sözkümelerinin yanlışlığını kanıtlama konusundaki ısrarı. Son örneği de “Lafla peynir gemisi yürümez” oldu.
AKP, bırakın peynir gemisini, koskoca devlet gemisini bile lafla yürütüyor. Öyle üfürüyorlar ki devlet gemisinin yelkenleri doluveriyor.
Devlet gemisi yürüyor da ileriye değil, geriye gidiyor!
Bilimi, sayısal verileri, gerçekleri hem aşağılayıp hem de yok sayan bir nutuk attın mı, Türkiye’nin FETÖ’den başka sorunu kalmıyor...
***
FETÖ’nün dinci-gerici darbe girişiminin yarattığı toz duman ortamında “başkanlık”sevdası ertelenmiş gibi görünüyordu.
Ne hikmetse MHP lideri Devlet Bahçeli durduk yerde gündeme getiriverdi.
Gerekçesi de pek akla yatkın değildi. Fiilen uygulanan ama anayasaya aykırı olan başkanlık sistemi anayasa kapsamına alınmalıydı.(!)
Ben “durduk yerde” dedim ama milletin ağzı torba değil ki büzesin. Kimi şom ağızlılar “Bahçeli, olağanüstü genel kurul çağrısının engellenmesinin diyetini ödüyor” diye çamur atıyorlar.
Doğrusu “Anayasaya aykırı durumun anayasal sınıra çekilmesi” olmalıydı ama olmadı.
Rejim tehlikedeyse “Neden?” diye sorup önlem alınması gerekmez mi?
Ama hem AKP hem de MHP, dört grubun ortak bildirisinde “Milli iradenin tecelligâhı (ortaya çıkma yeri) TBMM” diye yazıp altına imza atmışken, milli iradeyi 550 yurttaşla değil de tek kişiyle temsile indirgemeye niyetlenmeleri insana anlaşılır gibi gelmiyor.
***
Belge olarak kalsın diye dört partinin, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın da hem imzalayıp hem okuduğu ortak bildirisini TBMM tutanaklarından aktarıyorum.
Umarım bir işe yarar.
Sorum da şu: “Aradan geçen sürede ne değişti?”
***
“Bizler, Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi grupları olarak aziz milletimizin kendisine, milli iradeye, devletimize, özellikle de millet iradesinin temsilcisi olan milletvekillerine ve Gazi Meclis’e yönelik 15 Temmuz gecesi başlatılan ve 16 Temmuz sabahı etkisiz hale getirilen darbe girişimini ve Meclis’e yönelik saldırıları şiddetle kınıyoruz. (Alkışlar)
Milletimiz, bütün dünyaya örnek olacak şekilde darbenin karşısında durmuş ve kanlı darbe girişimini engellemiştir. Türkiye Cumhuriyeti’ni ve kurumlarını canı pahasına koruyan bu aziz millet her türlü övgü ve takdiri ziyadesiyle hak etmektedir. (AK Parti, CHP ve MHP sıralarından alkışlar) Bu uğurda canlarını veren şehitlerimize milletçe minnettarız ve o kahramanlarımızı da asla unutmayacağız.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu aziz ve kahraman milletin temsilcisi olarak milletimizin verdiği yetkiyle bombaların ve kurşunların altında görevini ifa etmiş, bir kez daha milletine layık bir Meclis olduğunu göstermiştir.
Unutulmamalıdır ki, TBMM, Kurtuluş Savaşı’nı yöneten, Türkiye’nin demokrasiye geçişini gerçekleştiren, demokratik parlamenter sistemi yıllar içinde geliştirmiş, bir milleti yokluk ve yoksulluktan alıp muasır medeniyet seviyesine çıkarmanın mücadelesini vermiş bir Meclis’tir.
Meclisimiz tek yürek, tek vücut olarak büyük bir cesaretle darbeye karşı haysiyetli bir duruş sergilemiştir. Darbecilere gereken cevabı, dünyaya da gereken mesajı vermiştir.
TBMM’nin, meşum darbe girişimine karşı sergilediği kararlılık, Türkiye’de demokrasinin daha da yerleşmesi ve gelişmesi adına da son derece değerlidir.
Herkes bilmelidir ki, bugün olduğu gibi gelecekte de milletimize, milli iradeye, Gazi Meclis’e uzanacak her el, karşısında TBMM’nin çelikten iradesini bulacaktır. (AK Parti, CHP ve MHP sıralarından alkışlar.)
TBMM milletin demokrasiye sarsılmaz inancını yansıtmayı sürdürecektir.
Meclisimizde bulunan tüm parti gruplarının darbe girişimine ortak bir tavır ve ortak bir dille karşı durmaları değerlidir ve tarihe geçecektir. Bu ortak tavır ve ortak dil, milletimizi ve milli iradeyi daha da güçlendirecektir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tek yürek halinde görevinin başındadır.
Milletin Meclisi, millete ve egemenliğine yönelik bu saldırıya girişenlere bedelini hukuk içinde en ağır şekilde ödetecektir.
Türkiye’de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının en somut ispatı da işte bu ortak bildiridir.
Dört parti olarak farklı görüşlerimiz olsa da hepimiz, tüm milletvekillerimizle, tüm teşkilatlarımızla milli iradenin yanındayız, milli iradeye hep birlikte sahip çıkıyoruz ve ebediyen sahip çıkacağız.
Milletimiz müsterih olsun.
Milletin Meclisi ve milletvekilleri milletin emanetini yere düşürmemiştir ve düşürmeyecektir.
Bir kez daha demokrasimize, milletimize, milli iradenin tecelligâhı TBMM’ye saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Demokratik tepki sınırlarını aşan, ülkemize yakışmayan şiddet eylemlerinden uzak durulmasını halkımızdan rica ediyoruz.
Darbeye direnirken vefat eden şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Yaralılarımıza acil şifalar diliyor, milletimize geçmiş olsun diyoruz.
Bu zor anımızda Türkiye’nin ve aziz milletimizin yanında duran, destek mesajlarını ileten tüm dost ve kardeş ülkeleri de buradan selamlıyoruz.”