Erdoğan-Bahçeli zirvesinde neler konuşuldu?..
Ahmet Takan 01 Ocak 1970
R.Erdoğan ile Devlet Bahçeli arasında baş başa gerçekleşen ve 1 saat süren Beştepe zirvesinin ardından kulislere bilgi sızmadı mı?..
Elbette sızdı... Hem de dün sabahın erken saatlerinde HDP milletvekillerine düzenlenen operasyonlarla eş zamanlı olarak saray zirvesinin içeriği kulislerde konuşuluyordu.
Ezber ettiğiniz, her nasılsa o bir saat gibi kısacık süreye sığdırılan (!), başkanlık sistemi, idam cezasının geri getirilmesi, Irak, Suriye'deki gelişmeler; bugüne kadar bildiğinizin aynısı!..
Bu satırların yazarı da her zaman olduğu gibi değerli YENİÇAĞ okurlarına en sıcak en taze ve en yeni haberleri en çabuk verme telaşı ile debelenirken bir taraftan da Meclis 24'üncü dönemde çalışan, darbeleri araştırma komisyonunun yaklaşık bin 400 sayfalık raporunu okuyordu. O raporu, 15 Temmuz'dan bu yana vakit buldukça ağır ağır, sayfa sayfa okumaya çalışıyorum. İtiraf etmeliyim ki; rapor kamuoyuna sunulduğu zaman hak ettiği karşılığı bulamadı. Oldukça kapsamlı birçok yerde dejavu olacağınız çok değerli bir çalışma.
Türkiye'nin maruz kaldığı darbeler ve muhtıralarda, 27 Mayıs darbesinin ayrı bir yeri vardır!.. O zamanın Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakanı Adnan Menderes'in başına gelenler. Darbe öncesi ve sonrasındaki sosyolojik olaylar.. Siyasi çalkantılar. Hâlâ tartışması bitmeyen 1961 anayasası. Celal Bayar'ın "anayasayı ihlal" suçundan yargılanması. Fırsat bulursanız, sizlere de tüm raporu sindire sindire okumanızı tavsiye ederim.
Rapordan, 27 Mayıs darbesi ile ilgili bölümleri okumaya devam ederken rahmetli Alparslan Türkeş ile ilgili çok önemli bir alıntıyı da sizlerle paylaşmak isterim.
"...yapılan basın toplantısında darbenin gerekçesini açıklamıştır. Bir gazetecinin "Bu sabahki harekâtı nasıl tavsif edebilirsiniz? Bir darbe-i hükümet mi olmuştur, yoksa Anayasa'ya dönüş mü bahis konusudur?" sorusu üzerine, Alparslan Türkeş:
'Yürürlükteki Anayasa idare tarafından çiğnenirse o idarenin meşruiyeti şüpheye düşer. Onun için biz birkaç seneden beri memlekette Anayasa'nın ihlal edildiğine şahit olduk. Fakat sabırla bekledik ve içten temenni ettik ki bu yol parlamenter nizam içinde mecliste halledilsin. Son bir aylık hadiseler memlekette büyük üzüntüye sebep oldu ve demokrasi hayatımız bir çıkmaza girdi. Fakat bütün ümit ve beklememize rağmen parlamentoda bunun düzelmesine gidilmedi.
Diktatörlüğe gidileceğinden bütün memleket endişeye düştü ve bu hal ayrı partilere mensup vatandaşların münasebetlerini de güç hale soktu. Bu durum karşısında memleketin ve milletin iç ve dış tehlikelerden korunması sorumluluğunu üzerinde taşıyan Türk Silahlı Kuvvetleri, kötü şekilde yürütülen
bu iç mücadelenin memleketin dış emniyetini de tehlikeye soktuğunu gördü.
Bunun hem Ortadoğu bölgesinde sulh ve sükunu temin, hem de Anayasa'nın her türlü tesirden azade bir hale getirilmesi maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri kendi sorumluluğu dahilinde düzeltmeye karar verdi.' diyerek cevap vermiştir."
Ben, bu satırları okumaya devam ederken, saray zirvesi ile ilgili bilgiler gelmeye devam ediyordu. Fakat kafam takılmıştı bir kere 27 Mayıs'a!.. Sağlam bilgilerine çok güvendiğimiz Adalet eski Bakanı Hikmet Sami Türk'ü de aradık.
Türk, "1950'li yılların sonuna doğru Celal Bayar elinde DP bastonuyla dolaşmaya başladı. DP yazan bir bastonu vardı. Bazı davranışlarıyla sanki hâlâ DP'nin genel başkanı yahut DP'li bir cumhurbaşkanı gibi davranmaya başladı. O nedenle daha önceki anayasamızda 1924 anayasasında yoktu hüküm. 1961 anayasasına 'Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisiyle ilişiği kesilir' otomatik olarak 1982 anayasasına da aynı hüküm kondu" dedi.
Hikmet Sami Türk, 1961 anayasasında Cumhurbaşkanı tarafsızlığının açıkça yazılmasının sebebinin 1960 öncesindeki olaylar olduğunu hatırlatıp madde gerekçesini aktardı;
"Eski anayasamızda Cumhurbaşkanı gerek süresi, gerek üyesi bakımından TBMM'ye sıkı suretle bağlı bulunuyordu. Bu durum umumiyetle Meclis hükümeti sisteminin bir neticesi sayılmıştır. 1921 anayasası Meclis hükümeti sistemine dayanır. 1924 anayasası da belirli bir ölçüde onun izlerini taşır. Yürütme yasama organları arasındaki münasebetleri umumiyetle parlamenter sistem içinde düzenlemeyi istihdam eden tasarıya neden bağlantısını Cumhurbaşkanının tarafsızlığını sağlamak maksadıyla görev süresini Meclis görev süresinden tamamen bağımsız hale getirmiştir.
Seçilme yaşı olgunluk açısından 40 yaş gerekli sayılmıştır. Sonra bir de yüksek öğrenim kaydı var 1961 anayasasında. Bayar'a bir tepki olarak kondu. Bayar'ın yüksek öğrenimi yoktu.
1961 öncesindeki durumlar etkili olmuştur. Her anayasa belirli bir ölçüde önceki dönemde yaşanan olumsuzlukların bir daha yaşanmaması onu önlemeye yönelik hükümler konur. Bir tepki niteliğindedir."
Zirveden kulis bekliyordunuz, ben nerelere daldım!..
Affedin!.. Şimdilik, ismimi uzun atlayan gazeteciler listesine yazın...
Ankara'da 15 Temmuz gecesinde çöken zifiri karanlık hâlâ devam ediyor. Birilerinin sürekli ayağına sıkması için eline malzeme veriliyor. İnce siyaset, çok kirli siyaset oldu. Mısır'ı hep gözünüzün önünde tutun. NATO ve ABD gerçekleri ve onun Türkiye'deki siyasi konsept ve temsilcileri ile birlikte.
Ha bir de; yerim dar!..