« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

26 Haz

2008

Tasarruf yapmıyormuşuz!

Mahir KAYNAK 26 Haziran 2008

TÜSİAD’ın düzenlediği toplantıda ekonomi ağırlıklı bir gündem maddesiydi. Tartışılan konulardan biri de ülkemizde tasarrufların öngörülen büyüme hızını gerçekleştirecek düzeyde olmamasıydı.

Mesela Hindistan’da tasarruf oranı yüzde otuz dört iken ülkemizde bu oran bunun yarısı kadardı. Bu saptamanın doğal sonucu halkın tasarruflarını artırmasının istenmesiydi.

Toplantıda yapılan ilginç tespitlerden biri gelir düzeyi yüksek ülkelerde, beklenenin aksine, tasarruf oranlarının düşük, gelirleri fakirlik düzeyinde olanların ise yüksek olmasıydı. Geliri az olan çok, çok olan az tasarruf ediyordu. Oysa iktisat teorisi tam tersini, yani gelir arttıkça tasarrufların artacağını söylüyordu. Mesela ABD dünyanın en zengin ülkelerinden biri olmasına rağmen iç tasarruf oranı sıfıra yakındı ve bu iktisat teorisinin öngördüğüne aykırıydı.

Biz kendi hayatımızda da benzer bir eğilime şahit olduk. 1980lere kadar tasarruf oranımız yüzde yirmi beşler düzeyinde iken bugün yarısına düştü. Oysa bu dönemde, hele son altı yılda, milli gelirimiz rekor denecek düzeyde artmıştı. Ama beklenenin tam tersi olmuş ve tasarruf oranımız aynı hızla gerilemişti.

İktisat politikasına yön verenler bunun halkın davranışlarındaki değişime yani halkın daha çok tüketmek istemesine bağlarlar. Çünkü toplam tasarruf bireysel tasarrufların toplamıdır ve toplamdaki azalma bireylerin az tasarruf etmesinden kaynaklanmaktadır.

Yıllarca tasarrufların bireysel olmadığını, bunun iktisat politikalarının bir sonucu olduğunu düşündüm. Mesela eğer Hindistan dış ticaret fazlası vermese tasarrufları bu orana çıkmazdı ve bizim cari açığımıza tekabül eden krediler tüketimin finansmanında kullanılmasaydı tasarruf oranımız düşmezdi. Çin ve Hindistan gibi ülkeler dış ticaret fazlası vermezlerse üretim düzeyleri düşer ve biz de azalan tasarrufu onların gelirlerindeki azalışla izah ederiz.

Yani cari açığınızın yatırıma gitmeyen kısmı kadar tasarrufunuz azalır ve bu bireylerin davranışlarının sonucu değil uygulanan ekonomik politikanın zorunlu kıldığı bir durumdur.

Teorik tartışmalar girmeden şunu söylemek istiyorum: b ir ülkede yapılacak tasarruflar ekonominin genel gidişiyle belirlenir ve bireyler bu sonucu zorunlu olarak gerçekleştirirler. Bugün uygulanan ekonomik politikalarla tasarruf artırılamaz ve bireysel davranışlar sonucu değiştirmez.

Ülkemizde uygulanan yüksek faiz , düşük kur politikası ve ülkemize giren sıcak paranın tüketimin finansmanında kullanılması tasarrufların azalmasıyla sonuçlanır ve bu matematik bir gerçektir. Yani, bana göre, ilişki bilinenin tersi yöndedir. Önce ekonomi politikası toplam tasarrufları belirler sonra halk, istese de istemese de bu miktara ulaşır.

Ziyaret -> Toplam : 125,11 M - Bugn : 141656

ulkucudunya@ulkucudunya.com