MHP'de kim konuşmalı?
Arslan Tekin 01 Ocak 1970
Her zaman yazıyorum, MHP'de asıl muhatap alınması gereken "iç muhalet"tir... Çünkü halkın ekseriyeti adına üst kurul delegesi olağanüstü kongresini yapmış ve kararını vermiştir. Sadece Yargıtay'ın "Tamam bu iş." demesine kalmış, ama, örneği görülmemiş bir şekilde, hak ihlali yapılmış ve MHP'nin iradesi askıda bırakılmıştır.
Olağanüstü kongre kararları orada dururken Balgat, hiçbir surette MHP adına karar alamaz; hiçbir surette kendi başına kongreye gidemez; hiçbir surette kimseye, "Attım seni partiden!" diyemez!
Ve Devlet Bey hiçbir surette MHP adına temaslarda bulunamaz ve MHP adına konuşamaz. Teması varsa kendi adına, konuşursa yine kendi adınadır. O bir milletvekili ve MHP'nin üyesi bir "zat"tır. Onun görüşleri ancak, öteden biri savunduğumuz parti içi çeşitlilik çerçevesinde, tartışmaya açık bir fikir zenginliği mesabesindedir; sözleri MHP'yi bağlayacak sözler değildir.
Anayasa yapmaya kalkışıyorlar ama, şu anda MHP'nin kongresi ortada bırakılarak Anayasa çiğnenmektedir. Siyasî Partiler Kanunu'nu yok sayılmaktadır.
Biri "muktedir" olarak hâkime, "Kongre kararlarını beklet!" emrini veriyor, diğeri bu "bekletme" sayesinde Balgat'ta oturmaya devam ediyor. Muktedir "Sen bana borçlusun!" demeye getiriyor, diğeri borcunu ödemeye hazır olduğunu ihsas ediyor. İki taraf da, adını koymadıkları, ama neyi ne için yaptıklarını bildikleri bir mutabakatla yürüyor.
Bunun başka hiçbir izahı yoktur.
Ağrıma giden ise, iki tarafın halkı "aptal" yerine koymasıdır. Biz halkız! Nereye kadar bizi kandırabilirsiniz!
Partinin asıl sahibi, olağanüstü kongreyi yapan iç muhaliflerdir. Onlar, her fırsatta görüşlerini halk adına, açıklamalıdırlar. Önceki gün MHP Genel Başkan adayı Prof. Dr. Ümit Özdağ, milletvekilleri Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, İsmail Ok ve Nuri Okutan, birlikte, basın toplantısı düzenlediler. Millet MHP'nin esas temsilcilerinin görüşlerini merek eder.
Ümit Özdağ, başkanlık tartışmaları üzerinden "işbirlikçiler"e yüklendi:
"Güvenlik nedeniyle, Ankara'da 30 Kasım'a kadar her toplantı ertelenirken, cemevlerinde aşure bile dağıtılamıyor. Siz, Başkentinizin güvenliğini bile sağlayamıyorken Türkiye'yi nasıl böyle bir referandum gerginliğine sokarsınız. % 83 oy almış bir rektör bile atanamıyorken, Başkanlık sistemini getirmenin Türkiye'yi nasıl bir tehlike beklediğiniz görebiliyoruz. / Türk siyasetini uyarıyoruz. Beka sorunu yaşayan ülkeler, sistem değişikliği yapmaz."
(Ara not: Yüzde 83 oy alan rektör meselesi farklı. Boğaziçi Üniversitesi, PKK bildirisine -savcıların tespitine göre- imza toplanan bir merkezdi. Taşnakçı zihniyet de bu üniversitede neşv ü nemâ buluyor. R.T. Erdoğan sırf Boğaziçi'nin rektörünü değiştirebilmek için, KHK çıkarttırmıştır. Rektör tayininin Saray'a bağlanmasının sebebi, FETÖ'cülerin üzerine gidilmemesi yanında, bunlar olduğunu düşünüyorum.)
İsmail Ok da aynı toplantıda, Balıkesir'de 10 ilçeyi dolaştığını ve halkın rejim değişikliği getirecek başkanlık sistemine karşı olduğunu belirterek: "Seçimdeki en büyük söylemimiz başkanlığa karşı duruşumuzdur... Bahçeli o günlerde 'Başkanlık, Türkiye'ye bölecek' dedi... Biz de öyle söyledik... O yüzden biz muhalif değil, MHP'nin tam kendisiyiz, tabanız..." dedi.
"MHP'nin tam kendisiyiz." diye muhalifler her yerde olmalıdır.