`Kahpe düzenin yiğit çocukları`
Servet Avcı 01 Ocak 1970
Her gördüğümde gözümü, duyduğumda kulağımı tırmalayan bu saçma slogan hakkında uzunca süredir yazmayı düşünüyordum… Kısmet bugüneymiş…
"Kahpe düzenin yiğit çocukları / Yaşasın Ülkü Ocakları"… Slogan bu… Google'a yazdığınızda binlerce çıkıyor… Yazıların, seminerlerin, konserlerin, videoların vs. başlığı olmuş…
Bu kadar düşünülmeden, bu kadar anlamdan mahrum bir slogan nasıl uydurulmuş ve bu kadar yaygınlaşmış anlamak mümkün değil… Belli ki 'çocukları' kelimesiyle 'ocakları' kelimesi arasındaki kafiye uyduranı cezbetmiş… Hadi onu cezbetti de, özünde hakaret barındıran bu sloganı bu kadar yaygınlaşmasına ne demeli?
Ülkü Ocakları'nın resmî internet sayfasında bu slogana, daha doğrusu bu cehalete yer yok… Olamaz da zaten… Bu saçmalığın önüne geçmek için bir çalışma yapmalarının, hem ülkücülüğün, hem tüzel kişiliğin itibarı açısından, hem de maziye saygı açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum… İnşallah onlar da bunun gereğini yaparlar…
***
Ülkücü hareketin 70'li yıllarında içinde 'düzen' geçen 2 sloganı vardı, daha çok bilinen… Birisi "Yıkılsın düzen, yaşasın devlet" ti… Diğeri ise "Savaşımız vurguncu düzene"ydi… İkisi de son derece asil ve derin anlamlar içeren sloganlardı…
Nereden nereye? Aradaki farka bakar mısınız: Önceki sloganlar 'düzene karşı', şimdiki ise 'düzenin çocuğu'!.. Üstelik o düzen ayın cümle içinde 'kahpe' olarak nitelense de!..
Farkında olmadan olsa da, bu nasıl bir sınır tanımaz hakarettir böyle? Ülkücüler neden 'kahpe düzen çocukları' olsun? Hadi birileri bu ahmakça sloganı uydurdu, peki bu kadar sorgusuz sualsiz yayılmış ve kabul görmüş olmasına ne demeli?
Kafiye gayretiyle uydurulmuş bu sloganı kullanmakta beis görmeyenler bizim bu ikazımızı da anlayamayabilirler… "Ne var bunda? Kastedilen o değil ki" diyebilirler… Doğrudur, kastedilen o değildir ama senin neyi kastettiğin değil, ağzından çıkanın ne anlama geldiği daha önemlidir…
Bu sloganı uyduran ve kullananlar tabii ki ülkücüleri 'kahpenin çocuğu' gibi değerlendirmiyorlar, sözüm ona 'kötülüklerin içinden çıkmış aykırı iyiler' olarak anlatmaya çalışıyorlar, akıllarınca yücelttiklerini düşünüyorlar… İyi de bu meram, bu kadar mı kötü ve bu kadar mı yanlış anlamaya kapı aralayacak şekilde ifade edilebilirdi? Sadece internet sözlükleri incelense, konunun aşağılayıcı şeklide karikatürize edildiği görülecek, tablo hassasiyet taşıyan herkesin kanına dokunacaktır…
Ülkücülerin benimsemedikleri ve değiştirmeyi arzu ettikleri bir düzenin hüküm sürdüğü zaman kesitinde doğmuş olmaları, onları o düzenin çocuğu yapmaz!.. Bu yüzden, bozuk bir Türkçe ve anlam biliminden uzak bir anlayışla uydurulmuş ve maalesef epeyi benimsenmiş bu sloganın ülkü ocaklıların hafızasından silinmesi gerekiyor…
Ülkücüler 'kahpe' düzenler için ölmediler, 'kahpe' düzenler için hürriyetlerinden olmadılar, 'kahpe' düzenlerin ayakta kalması için mücadele vermediler… Olsalar olsalar 'kahpe düzenler'in çocukları değil, düşmanları olurlar… Meramını anlatamayan dil, büyük bedelle yazılmış bu tarihî gerçeğe sadece zarar verir…
***
Geçen hafta Area Araştırma'nın Kasım ayına ait anketinin sonuçlarını aktarmıştım… Sorulardan birisi "Kendinizi en çok hangi sosyo-politik kimlikle tanımlarsınız?" şeklindeydi… Cevaplar aşağıdaki şekilde dizilmişti:
Milliyetçi: Yüzde 28.8… Atatürkçü: Yüzde 25.7... Muhafazakâr: 13.1... Sosyal demokrat: 7.8... İslâmcı: 7.4... Sosyalist 7.0... Laik: 4.6... Ülkücü: 4.4... Liberal: 1.2...
Önceki araştırmalarla karşılaştırdığımızda ifade anlamında 'milliyetçilik' yükselirken, 'ülkücülük' nispî olarak gerilemesini sürdürüyordu… Bu nispî gerileme sadece ülke genelinde değil, MHP özelinde de söz konusuydu… Son araştırmada MHP'de 'milliyetçi' olarak kendini tanımlayanlar yüzde 50'ye yükselirken, 'ülkücü' olarak kendini ilk tercihte tanımlayanlar yüzde 25.7'ye gerilemişti…
'Kahpe düzenin yiğit çocukları' düzeyindeki bir vasat, belki de bu nispî gerilemeyi açıklayan en güçlü verileri barındırıyor… İşin güzel tarafı, tüzel kişiliklerin bu garabete prim vermemiş olması… Kötü tarafı ise, aklın ve bilginin ihmal edildiği yerde, kısırlığın ve yetersizliğin ürettiği ucube şeylerin zemin bulması…
