Hepimiz Hasan Tahsin'iz...
Ahmet Takan 01 Ocak 1970
O maşalara kızmayacağım...
Kat be kat hak ettikleri en ağır hakaretleri de sıralamayacağım...
İçinde bulundukları çukurlukta onları zavallılıkları ile baş başa bırakacağım...
Maşaların efendileri ne oldu? Ne elde ettiniz?.. Korkuttuğunuzu mu sandınız?.. Yıldırabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?.. Geri vites yapar mıyız diye mi bekliyorsunuz?..
Avucunuzu yalamaya devam edin!..
Daha da güçlendik... Daha da bilendik... Gittiğimiz yolun ne kadar doğru olduğunu ve buradan hangi şart içinde olursa olsun asla ve kata dönmememiz gerektiğini bir kez daha bize gösterdiniz!..
YENİÇAĞ'a yapılan alçak saldırı duyulduğu andan itibaren telefonlarımız adeta kilitlendi. Siyasetten, bürokrasiden, TSK'dan, yurdun çok değişik kesimlerinden yüzlerce kişi arayarak hem tepkilerini hem de geçmiş olsun dileklerini dile getirdi. Manidar mıdır, değil midir? Kararı size bırakıyorum. Gün boyu yabancı diplomatların da "bu saldırı da neyin nesi? Kim size böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir" sorularına da cevap vermeye çalıştım. Çok zorlandığımı da ifade etmek isterim!.. Telefonların yanı sıra e-posta kutumuz gelen destek mesajları ile doldu taştı. Geri dönemediklerimizden, cevaplayamadıklarımızdan helallik istiyorum. Desteğiniz, o sıcacık mesajlarınız, hayır dualarınız bize moral oldu. Gücümüze daha da güç kattı. Sağolun var olun. İyi ki varsınız!..
YENİÇAĞ'ın Ankara haber merkezi, dün geçmiş olsun dileklerini iletmek üzere siyasetin her kanadından temsilcilerin, okurlarımızın, hatta bugüne kadar hiç gazetemizi almadığını söyleyen vatandaşların ziyaret akınına uğradı. Gerek telefon, gerek elektronik posta, gerekse bizzat ziyaretimize gelen değerli dostlarımızın şu ortak mesajı her şeye değer;
"Çocuklarımız için mücadeleye beraber devam edeceğiz"...
Bu arada, gazetemize düzenlenen alçak saldırıyı kınamak için, çok eski yıllardan beri tanıdığım siyasi görüşlerine katılmasam da çok saygı duyduğum eski Cumhurbaşkanı baş danışmanı ve şu anda kamu Başdenetçisi olan Şeref Malkoç'a ayrıca teşekkür etmek isterim. Malkoç, "geçmiş olsun" dilekleri için açtığı telefonda hayretler içinde olduğu sözlerinden belliydi. "Allah daha büyüklerinden esirgesin. Bu saldırının kabul edilmesi mümkün değil" dedi. R.Erdoğan'a çok yakın bir ismin alçak saldırıyı şiddetle lanetlemesi, kirli saldırı tezgahının ardındaki gerçekleri ve güçleri de bir an önce ortaya çıkarılmasının gereğini bir kez daha ortaya koyuyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin baş danışmanı gazeteci arkadaşımız Metin Özkan da telefonla arayıp üzüntülerini bildirdi. Alçak saldırıyı kınadı.
Evet!.. Biz bu kutlu mücadeleyi nefsimiz için yapmıyoruz. Ne bir siyasi ne de bir ticari beklentimiz, hesabımız var. Bir tek alemlerin Rabbine kulluk ediyoruz ve sadece ona kulluk etmeye devam edeceğiz. Efendilerinin maşalarının gazetemizin camlarına fırlattığı kaldırım taşları bize otoban oldu. Davamızda varmayı hedeflediğimiz kutlu hedef için süratimizi artıracağız.
YENİÇAĞ gazete gibi gazete... Bu mütevazı yayın organının her kademesinde çalışanlar da adam gibi adam!.. Elimizde tek güç kalemimiz ve fotoğraf makinelerimiz... İnandığımız doğrular, eleştirdiğimiz yanlışlar çerçevesinde fikrimizi, zikrimizi haykırmaya devam edeceğiz. Türk yurdunun, vatanının, milletinin ve devletinin bekası olmazsa olmazımızdır.
Maşalarının efendilerine verdiğimiz rahatsızlıklardan dolayı asla özür dilemeyeceğiz. Eğilip bükülmeyeceğiz. Türk milletinin ve devletinin düşmanlarını daha da rahatsız edeceğiz. Bize fırlattığınız taşlar, camımızı çerçevemizi indirdiğiniz her sopa size makale ve haber olarak geri dönecek. O kirli, çukur suratlarınızı, Allah bize ömür verdikçe YENİÇAĞ'ın kutlu sayfalarında, haber, köşe yazısı, karikatür olarak görmeye devam edeceksiniz. Bizlerin değil sizlerin uykusu kaçacak!.. Ta ki sizler İngiliz'in gemisine binip bu yurdu terk edene kadar!..
Çukurların efendileri!.. Unutmayın!..
Hasan Tahsin, bu milletin şehit gazetecisidir. Kurtuluş Savaşımızın asla unutulmayacak sembolüdür. Hepimiz Hasan Tahsin'iz...
Şehitlik de ulaşabileceğimiz en yüce mertebedir!..