Halka sormak iyi de...
Sami Kohen 01 Ocak 1970
Başta İngiltere... Daha sonra Kolombiya... Son olarak da İtalya...
Bu üç ülkede yapılan referandumların sonucu, “demokrasinin direkt ifadesi” diye tanımlanan bu yöntemin gerçekten ne kadar doğru -ve de yararlı- olduğu sorusunu gündeme getirdi.
Önce bu üç referandumu kısaca hatırlatalım:
Birleşik Krallık’ta geçen haziranda düzenlenen referandumda halka sorulan AB üyeliğiyle ilgili soruya, sandıktan çıkan sonuç büyük şok yarattı. Bunun olumsuz etkileri sonradan fark edildi. Hatta “BREXİT” lehinde oy kullananların bir kısmı da pişmanlık duyuyor...
Kolombiya’da ekim ayında 52 yıldır süren terörü sona erdirecek olan bir anlaşma referanduma sunuldu. Çıkan sonuç herkesi şaşırttı. Katılım zayıftı, “hayır”lar kıl payıyla başa geçmişti. Bunun yarattığı tepki üzerine Başkan Santos bu anlaşma metninde ufak rötuşlar yaptı ve bu kez halkın desteğini daha büyük bir çoğunlukla sağladı...
İtalya’da geçen pazar yapılan referandumdan bir “No” çıktı. Konu Başbakan Renzi’nin “anayasal reformlar” önerisiyle ilgiliydi. Halk oylamasının sonucu İtalya’yı yeni bir siyasal ve ekonomik kriz dönemine soktu...
“Hayır”ın nedenleri
Aslında referandum, demokrasilerde önemsenen bir yöntemdir. İsviçre’nin ta 16. yüzyılda başlattığı bu sistem, demokratik ülkelerde belirli meselelerde halkın son sözü söylemesini sağlıyor. Bunun mantığı, “halkın iradesi”nin her şeyin üstünde olduğudur.
Ama gelin görün ki zaman zaman beklenmedik, ters veya yanlış sonuçlar çıkıyor. Oylamadan kısa bir süre sonra çok kimse de bunun farkına varıyor.
Bunun birçok nedeni var.
- Referanduma katılanların oranı düşük, “evet” ile “hayır” arasındaki fark cılız olduğu hallerde tam olarak “halkın çoğunluğundan” veya “milli irade”den söz edilemez. (Kolombiya örneği)...
- Parlamenter sistemde halkı temsil eden meclisin belirli meselelerdeki tutumu ile referandum sonucu arasında bir çelişki olduğu hallerde, “egemenliğin” veya “iradenin” kimde olduğu, uyuşmazlığa ve tartışmaya neden oluyor (Birleşik Krallık örneği).
- Referandumlarda halkı zaman zaman yanlış şekilde etkileyen faktörler rol oynuyor. Politikacıların popülist konuşmaları, boş vaatleri, hamasi lafları gibi...
Referanduma “Evet”
Nihayet önemli bir faktör de halkın referandumda sorulan soruyla direkt ilgisi olmayan dertlerini işin içine sokmasıdır.
Yukarıda verdiğimiz üç örnekte de görüldüğü gibi referanduma katılan pek çok kişi oyunu iktidara veya sisteme karşı tutumuna kullanıyor. Yani bu başka nedenlerden kaynaklanan (örneğin işsizlik gibi) bir nevi “protesto oyu” oluyor...
Tabii bu sakıncalara bakıp referandum yönteminden vazgeçmek söz konusu değil. Eminiz ki referandum sistemine devam edilmesi veya edilmemesi konusunda bir referandum yapılsa, buna büyük çoğunluk “evet” diyecektir...