Siyasetsiz darbe hesaplaşmaları
Şükran Soner 01 Ocak 1970
AKP odaklı iç siyasetteki hafta sonu gelişmelerine bakarak başta 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimi, Liderliğin tehdit algılaması kapsamında yeri olan tüm siyasal iç hesaplaşmaların bir kez daha askıya alındığı söylenebilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “FETÖ ile mücadele kolay ve kısa mesafeli değil, su uyur FETÖ’cüler uyumaz..” vurgulaması, hesaplaşma, öfke ve kararlılığında bir soğuma olmadığının göstergesi sayılsa da. AKP eski yeni iktidar kadrolarındaki kilit isimleri bir araya getiren Kayseri’de Gül-Erdoğan kardeşlik kucaklaşması fotoğraf kareleri, yaygın söylentilerin sorgulanmasına yönelik açıklamalar.. hafta sonu nokta konulması hedeflenmiş bir algı paketinin bütünlüğü içinde; “AKP içinden yakın tarihler içinde bir siyasal hesaplaşmanın FETÖ’cülük gündemli olarak dahi söz konusu olamayacağının kamuoyuna ilanı gibi. En azından Liderliğin hedeflediği başkanlığa yürüyüş yollarınınönünün kesilmeyeceğinin güvencesi verilmek isteniyor..”
***
Gül’ün, parti kurulmasına öncülük yapacağı söylentilerini, bilinen ancak çok gerekli zorlu koşullarda siyasete dönmek sorumluluğundan kaçamayacağı vurgulaması ile birlikte kesin yalanlaması. Hele de “yerli ve milli insanım” kimlik tanımlaması, güçlü söylentiler olarak yaygınlaştırılmış yeni kurulacak parti girişimlerine öncülük yaptığı söylentilerini rafa kaldırıyor. Kendi güçleri ile yola çıkamayanların Gül’ün ismini kullandıkları izlenimlerine yol açıyor.
Siyasi erkin, AKP kimlikli iktidarları yürüyüşünün bugünkü yürüyüşü yolunda yakın tarihler için gündem değişikliği istenmiyor. Türkçesi siyasetsiz darbe hesaplaşmalarında, başkanlığa yürüyüş çabalarında, var olan anayasal hukuk devleti düzeni, olmazsa olmaz hak-hukuk ihlalerini ayaklar altına almaya devam..
Yargının bağımsızlığı, hukuk devleti düzeni işleyişinde askeri darbelerin vahşi işleyişinin gerisine düştüğümüz hukuk belgeleri ile ortalığa saçılıyor. Meclis açık ama ortalıkta Meclis gücü, iradesi, işleyişini göremiyoruz. AKP hükümeti, iktidar erki dahi kâğıt üstünde, durumları hukuka uydurmuş göstermenin aracı olmuş. Alan razı, satan razı denip geçilebiliyorsa..
Siyasette uzun yılar iktidar erkini paylaşmanın çok ötesinde, ülkenin siyasal İslamcı rejime evrilmesinde dava ortaklığı yapılan FETÖ’cülerle darbe üzerinden siyasal hesaplaşmanın çok kolay olmaması gerçeği başka.. Bu yüzden demokratik hukuk devleti ilkelerinden gözü kara sapmalar çok başka. Yüz binler, demokratik hukuk devleti düzenlerinde yaşanamayacak biçimde soyut yandaşlık suçlamalarında ekmeğinden, işinden olacaklar.. Soyut suçlamalarla yargısız infazlardan cezaevleri tıklım tıklım dolacak, insan haklar en hukuksuz boyutlarda çiğnenecek.. Bu düzen böyle mi sürüp gidebilecek?