Hrant Dink’in “Türkiye’deki Gizli Ermeniler” araştırması!
Arslan BULUT 30 Ocak 2007
“Hrant’la geçen günler” başlıklı yazısında Oral Çalışlar, ilginç anılarını yazdı.
“Gece Arguvan’ın Kürt köylerinden birinde, muhtarın damında sofra kurulmuştu. Zeynep Oral da yanımızda. Arguvanlı devrimcilerle sohbet koyulaştıkça, itiraflar da başlamıştı. Hrant’ın varlığı sanki insanlar insanları itirafa zorluyordu. Anneannesinin, babaannesinin Ermeni gelin olduğunu söyleyenler sıraya dizildiler. (....) Yıllar önceydi. Trabzon yakınlarındaki bir köye gitmiştik. Yarı yıkık kiliseye ve çevresindeki eski binalara baktı. Ermenice yazıları bize tercüme etti. O binaların içinde yaşayan insanlarla konuştu. Bizi geçmiş yolculuklara çıkardı.”
Çalışlar, bu anısını Cumhuriyet’te yazdıktan sonra CNN Türk kanalında da anlattı.
***
Aksiyon dergisinde bir süre önce “Anneannem bir Ermeni’ymiş!” başlığı altında bir inceleme yazısı yayınlandı.
Yazıdan bazı pasajlar alıp yorumsuz olarak bilginize sunuyorum:
* 1915 Ermeni Tehciri’nin yıllardır karanlıkta kalan bir yüzü daha ortaya çıkıyor. Zorunlu göç sırasında hayatını kaybedenlerin yetim çocukları Müslüman aileler tarafından evlatlık ya da ‘besleme’olarak alınarak korunmuş. Bu çocukların bir kısmı, aileleri tarafından, yolculuğa dayanamazlar düşüncesiyle Müslüman komşulara emanet olarak verilmiş.
* Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, yakınlarını veya asıllarını arayan insanların kendilerine de çok sık başvurduklarını anlatıyor. “Günde, beş-altı e-mail aldığım oluyor. Geçmişlerini arıyor insanlar. İlân verenler de oluyor. Çoğunlukla yeni kuşaktan gençler, bunlar” diyor.
* Hrant Dink, kendisiyle yapılan röportajda söz konusu çocukların askerler tarafından kurtarılmadığını, ganimet gibi alıkonulduğunu söylüyor ama Alevi ve Kürtlerin kurtarma çabası içinde olduğunu belirtiyor.
Hırant Dink, “300 bin rakamının abartılı olduğunu düşünmüyorum. Bence daha da fazladır. Diasporaya bunu sıkça söylüyorum. Türkiye’de tek kişinin varlığını bilmek, ruh hâline yardım etmek, yurtdışında alınmış yüzlerce parlamento kararından ehemmiyetlidir” diyor.
1988’de Garbis Papazyan ödülünü alan Dr. Tessa Hofmann 2002 yılında yayımladığı “Armenians in Turkey Today” başlıklı çalışmasında, Türkiye’de hâlen Türk veya Kürt gibi yaşayan 30-40 bin Gizli Ermeni’nin bulunduğu iddia ediyor.
***
* Prof. Dr. Salim Cöhce, bu gruplar arasında “Kripto Hıristiyanlar” yani “Gizli Ermeniler” olduğunu iddia ediyor. Cöhce, bu insanların Müslüman gözüküp gerçekte Gregoryan Hıristiyan geleneklerini sürdürdüğünü kaydediyor.
Cöhce, “Türkiye’de gizli Ermeniler ile PKK’nın bağı var” tespitinde bulunuyor:
“Türkiye’de yaklaşık 100 bin mühtedi Ermeni var. Özellikle son yıllarda gizli Ermenilere yönelik Ermeni gruplar tarafından çalışmalar var. Kimlikleri hatırlatılmaya çalışılıyor. Para yardımında bulunuluyor. Ben, ASALA sonrası PKK’nın çıkması gibi, PKK sonrası bu insanların Türkiye içinde şehir terörü amaçlı kullanılacağını düşünüyorum. Böyle bir oluşum, 2010’a kadar teşekkül ettirilebilir. Yine, Ermeni kimlikleri bilinçli şekilde hatırlatılarak, bu insanların yarın Türkiye’nin önüne toprak, tazminat talebiyle çıkacaklarına inanıyorum.”
* “ASALA’nın finansörü Gulbenkyan Vakfı’nda 1980’de bir toplantı yapıldı. PKK’nın, bölgede Türkiye’nin otoritesini zayıflatması ve nüfusu azaltması için maşa örgüt olarak kullanılması kararlaştırıldı. PKK’nın, Avrupa ve ABD’de başlangıçta iyi bir lobi oluşturabilmesi ve destek alması da bu çevrelerin yardımıyla oldu. PKK içerisinde, Ermeni kökenli elemanların varlığı ve hatta birçoğunun öldürülmesi de bunu doğruluyor. Yine, PKK kurucuları ve halen yöneticileri arasında da ‘Türkler’ olması düşündürücü.”
***
“Hepimiz Ermeniyiz diyenlerin çoğu gerçeği ifade ediyor” tespitinde haksız mıyız?