Biz bu filmi 70 yıl önce görmüştük
Hakkı Öcal 01 Ocak 1970
ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Sn. John Bass, gerçek basın toplantısı yerine, bir televizyonun kanalının bir programında, Ankara’ya ince “mesajlar” gönderdi. Konuşmanın ilginç bir ögesi, Sn. Büyükelçi’nin, Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’a tetiği çeken katilin mensup olduğu FETÖ’nün ABD tarafından korunduğu iddiasına (kendisine bu konu sorulmadığı halde) verdiği “Kanıt yok” yanıtı oldu. Bu belki iki ergenin kavgasında geçerli bir savunma argümanı olabilir; ama ülkelerin kendileriyle ilgili algıların temeli olan bir iddiaya karşı bundan daha sağlam yanıtları olması gerekir. Ama üzerinde duracağımız
nokta bu değil.
Sn. Büyükelçi, Türkiye ile Rusya arasındaki “normalleşme” sürecine değinerek, Türkiye’ye diplomasi dersi veriyor ve kendi ifadesiyle “Türkiye’nin Rusya’yla ilişkisini ilerletirken ve yeniden geliştirirken bu gerçekleri de göz önünde bulundurmasını umuyoruz” diyerek,
bir gerçeği hatırlatıyor:
“Rusya hükümeti uluslararası sınırları değiştirmek ve başka bir ülkenin bir kısmını ilhak etmek amacıyla son yıllarda askeri güç kullanmış olan tek Avrupa hükümetidir.”
Rusya’nın Kırım’ı ilhakını haklı göremeyiz, ama bu kısa köşede, Ukrayna’da, seçimle işbaşına gelmiş bir hükümetin Gezi-vari ayaklanmalar ve 17-25 Aralık-vari komplolarla nasıl çökertildiğini, yerini alan “batı yanlısı” hükumetin Rusya’yla savaş açarak, Kırım’daki Rus donanmasının ve ordusunun varlığını nasıl tehdit ettiğini de uzun uzun anlatamayız.
Bu “öcü Rusya” söylemi bize
hiç yabancı değil. Biz bunu 1945’den
beri biliyoruz ve sonuçlarıyla iç içe
yaşıyoruz: Sovyetler Kars ve Ardahan
ile Boğazlar’da üs istiyorlar.
Bu hikaye o kadar çok söylendi, o kadar çok anlatıldı ki eğer bugün Türkiye’de bir kolektif şuur denen şey varsa ve açıp içine bakılabilse, sadece
Rus Tehlikesi kavramı görülecektir.
Rus tehlikesi gerçektir; son örneği Suriye’de görülüyor.
Türk diplomatlarını yetiştiren Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde son 40-50 yıldır okutulan Siyasal Tarih kitabı Fahir Armaoğlu’nun 1006 sayfalık kitabıdır. Kitapta Hitler’in nezle olmasına dair dipnot bulunurken, “Türkiye’nin üzerine çöken Sovyet emperyalizmi” meselesinin irdelendiği bir buçuk sayfalık bölümde tek kaynak yoktur. Ama kafalarımızda “Stalin’in Türkiye’den toprak talebi” öcüsü vardır. Kaynak yoktur, çünkü böyle bir talep hiçbir zaman Türkiye’ye iletilmemiştir. Kafalarımızda böyle bir öcü vardır; çünkü İngiliz sendikacı ve Churchill’in savaş kabinesinde Çalışma Bakanı olan Ernest Bevin’in başkanlığında bir heyet Stalin ile görüşmüş, bu görüşmede “Biz Türklerle yeniden dost oluyoruz. Sizin onlarla ilgili sorununuz varmış! Nedir?” diye sormuş, Stalin de
“Biz Türkiye’den iki vilayetini ve Boğazlarda üs istiyoruz” demiştir. İngilizler bunu gizlice ABD’ye bildirmiş, ABD de Türkiye’yi uyarmıştır.
İşte bütün Rus Tehlikesi
mitolojisinin temeli budur. Şimdi
ABD’nin Sn. Büyükelçisi, bizi Kırım hikayesiyle korkutuyor.
Kaygılanmayın Sayın Büyükelçi. Ülkenizin de Rusya ile ilişkileri çok yakında “normalleşecek.”
Yazın bunu bir kenara.