1900-1980. Ardanuç’un Basa (şimdiki adı Yolüstü) köyünde doğdu. Asıl adı Adem Şentürk’tür. 10 yaşlarında, Merzifon’a yerleşmiş olan büyük kardeşleri ve amcalarının yanında yatılı okula gitti.
Aşık Efkari, aşıklık geleneğine küçük yaşlarda ilgi duymaya başladı. 1922 yılında askerden döndükten sonra bade içerek aşık oldu. Bu olayı izleyen günlerde komşu köylerden Abdullah Hoca olarak da bilinen Aşık Dur Abdal aracılığıyla kendini geliştirdi ve geleneğe ilişkin bilgisini pekiştirdi.
1966 yılında Konya Aşıklar Bayramında birincilik ve katıldığı çeşitli yarışma ve şenliklerde çeşitli ödüller alan Aşık Efkari, sonraki yıllarda aynı şenlikte seçiciler kurulunda görev üstlendi.
11 değişik halk hikayesi Efkari tarafından Ardanuç Rivayeti olarak anlatılıp belgelendi. Bunlar Avcı Ahmet’in Oğlu Mehmet Bey, Susamoğlu Şah Yusuf, Köroğlu-Çoruh Kolu, Ferhat ile Şirin-Ardanuç Rivayeti, Babür Şah, Türk Mehmetoğlu ve Papaz Kızı, Kaftan Beyin oğlu Şahin Bey, Ali Koçal ve Mihriban Hanım, Adalı Hasan ile Giritli Mustafa ve Serdaroğlu Selim Han adlı hikayelerdir.
Aşık Efkari Bursa’da öldü ve orada toprağa verildi.
Aşık Efkari’nin şiirleri ve düşünceleri »Efkari Divani«, »Çoruh Yaylaları«, »Efkari Tefsirleri«, »Destanlar«, »Folklor Derlemesi«, »Efkari Seyahatnamesi«, »Ardanuçlu Efkari’nin Öğrencilere Seslenişi« adlı kitaplarda; karşılaşmaları ise »Aşık Efkari-Huzuri«, »Sefili-Efkari«, »Ate Sultan ve Efkari« adlı kitaplarda toplandı.
Ayrıca Cuğolu aşıkların beşincisi olarak bilinen Nebi Efkari (1866-1915) ve Çankırı’da yaşadığı bilinen Efkari adlı bir aşık daha bulunmaktadır.
Gelmedi
Güzeller toplandı geldi bahçeye
Benim sevdiceğim yine gelmedi
İsmini değişmem yüz bir akçeye
Ateş aldı tatlı cana gelmedi
Erenler bezminde bir cam doldurdu
Beni aşkın deryasına saldırdı
Ne ağlattı ne gönlümü güldürdü
Beni koydu yana yana gelmedi
Aşık Efkari’yem tanırım yari
Güzeller içinde yoktur ayarı
Benim için hayatımdır değeri
Bade verdi kana kana gelmedi